SIRADAKİ ALÇAKLIK

A -
A +
Geriye doğru çok gidince sonu gelmez.
Bizim tarihimize 930'dan sonra bakıyorsun insanlar neredeyse günyüzü görmemiş. Çalıp oynayıp eğlendiği aralıklar var.. Günyüzü deyince onu kastetmiyorum.
Yıkılmış bir imparatorluk, harpten çıkmış bir millet.. Yokluk kıtlık.  10-15 sene sonra çok partili hayat.. 960'ta mola.. Kısa bir aralık.. 70'te mola.. Sonra iç karışıklıklar, gerilimler.. 80'de mola.. Sonra biraz soluklama 90 sonrası mola.. Sonra krizler.. Sonra başka gaileler.
Bir türlü sonu gelmiyor bu işlerin. Neden? Tek açıklaması darbeler mi?
...
Çok düşmanımız var deyince sorumluluk bitiyor mu?
Mesela son musallatımız FETÖ konusu.. Yahu tamam gaflete geldik, oraya sızdılar, buraya sızdılar, görmedik, uyanamadık, fark edemedik, nasıl oldu anlayamadık.. Hepsi tamam.. İyi de bu adamların açık rezaletleri de vardı. Mesela Kelime-i Tevhidi değiştirdiler.
La İlahe İllallah demek yeterlidir, dediler. Bizim Diyanetimiz, bizim ilahiyat fakültelerimiz, bizim diğer kurumlarımız bu kadar sene neden bir şey demedi?
Sırat köprüsü mizansenleri yapıp papazlarla hahamlarla kol kola atladılar.. Günlerce yayınladılar.. MGK'mız, üstüne vazife olan olmayan her konuya burnunu sokan güya ulusal güvenliğe bakan kurumlarımız, kurullarımız neden ses çıkarmadı?
Elimizden gelen tek şey 35 sene bekleyip sonra feryat figan bağırmak mı?
Alçaklar, namussuzlar hainler, insanlığın yüzkaraları.. Bu feryat figan tüketilen ömrümüzü geri getiriyor mu?
Bizi her on senede bir darbe olsa da olmasa da bir düşman bulup bağırttılar.
Madem elinizden/elimizden bir şey gelmiyordu, neden 40 sene 50 sene yüce devlet pompalaması yaptınız?
Her gelenin mazereti var: Efenim on yılların derdi.. İyi de her gelen aynı şeyi söylüyor.
Ara not: Hatırlar mısınız Ergenekon davalarına kadar Türk medyasında TSK ile ilgili tek satır eleştiri yer almazdı. Doğrusu alamazdı.
Hepimiz yıkama yağlama sırasına girerdik. Sözün gelimi çoğul kullanıyorum. Anketlerde en güvenilir kurum yapardık. Yüzde 90. Birisi azıcık mırın kırın edecek olsa linç ederdik, örnekleri var.
Vicdani retçileri homo, ahlaksız, yabancı servislerin uzantısı, Türk milletinin bağrına saplanmış bilmem ne olarak gösterirdik.
......
Benim çok yalın, sıradan bir ölçüm var: Nerede bir abartı varsa altında mutlaka bir sıkıntı vardır. Gece gündüz demokratik-laik deniyorsa -bir zamanlar yaygındı- demokrasi ve laiklik yok, demektir. En azından sıkıntılıdır.
Bağımsız Türk mahkemeleri diyerek bağırdığımız yıllarda başka bir şeyin sıkıntısı vardır.
Bir kurumla, kurulla ilgili eleştiri yapılamıyorsa sanal-gerçek infaz timleri tarafından koruma altına alınan bir yer varsa altında bir şey vardır.
Yatıp kalkıp yüce meclis demenin başka bir sebebi vardır.
TSK'nın abartılı yüceltilmesinin başka bir sebebi vardır.
Millî irade çok söylenir hâle gelmişse, yat kalk aynı şey tekrarlanıyorsa daha başka bir dert vardır.
...
Biz hep aldatılmaya, eğer denildiği gibiyse her düşman taarruzundan sonra yara almaya, her ara fasıldan sonra mağdur olmaya mahkûm muyuz.
İnşallah bu son olur. Aslında bu günler niye öyle oldu neden böyle yapılmadı günleri değil. Ama bir öfke birikmesi olduğu için bir taraftan bu habasetten kurtulurken öbür taraftan bu işlere de kafa yorulmasını arzu ediyor insan.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.