NE BABASI

A -
A +

"Baba”lara özel bir sempatim var.

Bu sempati, ah ne iyi adamlar, Allah hepsinden razı olsun, gibi bir anlam taşımıyor.
Belki de şuuraltımın bir intikam duygusu.. Biriken gazı boşaltma yolu.
En çok pratik mekanizmaları hoşuma gidiyor.
Bakalım, düşünelim, komisyonu toplayalım, üzerinde çalışalım, bir ara ilgilenelim yok.
Yapılsın, var.
Durdurulsun, var.
Halledilsin var.
Bütün bu “var”ların arkasında sadece korku mu, var.
Başka incelikler, başkalarının bıraktığı boşluk yok mu?
.....
Biz ağız alışkanlığı her nam salana mafya deyip geçiyoruz.
Yine aynı alışkanlıkla iyiler-kötüler diye tasnif de ediyoruz.
Bu insanları iyi ve kötü hanesine yazarken insanların hangi duygularının öne geçtiği de önemli.


"Adalet mi istersiniz merhamet mi?”

.....
Adalet en iyi nasıl anlatılır da, dinleyenler, “haaa şimdi anladım” der.
Ah televizyonlar.. Televizyonlar sayesinde adalet deyince insanlar Amerikan filmlerindeki eli cebinde dolaşan avukatları.. Yan taraftaki jüriyi, tanık kürsüsündeki bilmem kimi hatırlıyor.
Oradan da şöyle bir sonuç çıkıyor: Ne kadar maharet, o kadar adalet..
Bu mudur adalet?
Şimdi çok şükür kalmadı, eskiden bizim televizyonlarımızda da hep mahkeme girişinde, çıkışında birbirine sövüp saldıran taraflar vardı.
İçerdeki safahattan haberimiz olmazdı.
Bildiğimiz filanın duruşmasının olduğuydu, koridorlarda birbirine giren, yaka paça kavga eden adamlardı.
Bu tip kavgalar da daha çok namus, cinayet, davalarında olurdu.
Bir de seyredin rahatlayın, kabilinden yolsuzluk davalarının değişmez sahnelerini iki de bir evimize getirirlerdi.
Filanca hep milletin kanını emmiş, kamu gücü sayesinde elleri kelepçelenip yargının önüne çıkarılmışmış.. Sanki yargılamaktan, hesap sormaktan çok, toplumda biriken öfkeyi azaltma seansları..
Başka ne hatırlanabilir adalet deyince?
Ya da neyi hatırlatmak, telkin etmek işimize geliyor.
....
"Adalet nedir"e cevap bulmak için halkoyuna müracaat etseniz gündemdeki konu dışında her şeyi -şimdilik- teferruat sayar. Ama normal zamanlarda daha çoğumuz için adalet ekmek, iş, hayat standardı gibi bir şey.. Gecekondu diken adama adaletin ne olduğunu sorsanız size söyleyeceği, ilk söz; tapumu verin, imar izni çıkarın, dikeyim buraya apartmanı.. İşte o zaman size adil derim, olur.
Adalet olsa, herkes aynı tip, aynı model, aynı renk arabaya binerdi, diyenler bile çıkar.. İnanın bana.
.....
Adalet sizi bozar.. siz en iyisi merhamete talip olun.
Vakit buldukça da adaletin tarifine biraz kafa yorun.. Zannettiğiniz gibi değil.


         KURTULUŞ GÜNÜ

Suriye işgal altında ya.. Hep böyle kalacak değil, günün birinde kurtulacaklar.
Sonra kurtuluş günleri düzenleyecekler.
Zorluk orada başlıyor işte. Eski devirde kurtulmuş olsalardı törenlerde temsil kolay olurdu.. biraz temsilî milis kuvveti.. Biraz temsilî düşman kuvveti.. 100 yıllık 5-10 tane mavzer.. Al sana tören.. Oysa onların savaşları biraz farklı.. Ağır hava bombardımanı var, temsili zor.. Sinema diliyle yapabilirler ancak.. Çarpışma sahnesi yok.. Yani şehrin ana caddesine mülki erkan için bir tribün kurup önünde kurtuluş gösterisi yapamazlar.
Savaşın ve yağmanın ve katliamın kayıtları bütün Dünya'ya dağıldığı için bol keseden kahramanlık hikâyeleri de uyduramazlar.. En fazla işgalden kurtuldukları günü şiir okuyarak kutlayabilirler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.