Komisyona havale edilen işten ekmek çıkmaz

A -
A +
Birkaç gündür Darbe Teşebbüsünü Araştırma Komisyonunda konuşanları dinliyoruz. Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım tadında gidiyor. O işten ekmek çıkmaz.  En netameli denilen dönemde Genelkurmay Başkanlığı yapan zat ne anlatacak diye heyecanla beklediler.. Biz de bekledik. Anlattıklarında bir şey yok. Biraz hatıra, daha çok ne şiş yansın ne kebap.. yuvarlama laflar. Daha doğrusu ne dediği ne demediği anlaşılmıyor.  Ardından örtülü işler denilince akla gelen kişi konuşuyor.. Bolca nasihat.  Söylediği üç şey var, önemli: Bir: Çalışma hayatım boyunca solun arkasında Rusya var zannetmiştim, Batı varmış. İki: Bu tarz örgütleri tasfiye ederken sempatizanları militanlaştıracak iş yapmayın. Onları kazanmaya bakın. Üç: Çözülenlere itirafçı deyip rencide etmeyin, vatan hizmeti deyin. Üyelerden hiçbiri zatınızı nasihat etmeniz için çağırmamıştık demiyor. ... Medyada bu işlerin kıdemlisi sayılanlar, komisyonun dinleme listesindeki isimlere bakıp, "Bunlar büyük ihtimalle hiçbir şey anlatmazlar" demişti. Demek ki bir bildikleri var. Eski Genelkurmay Başkanı, "Biz MGK'da gündeme getirmiştik" diyor. E daha ne yapsın adamlar, ellerinden geleni yapmışlar dememizi mi bekliyor. İkinci bir devlet gibi üniversite giriş imtihanındaki katsayıdan türbanın nasıl bağlanması gerektiğine.. Kabristanlarda nasıl dua okunacağına kadar her işe burnunu sokan kurumun başındaki isimler bunu söylüyor. Askerlikten ve kendi işlerinden başka her işle ilgilenmişler. Harp Okuluna, askerî liseye öğrenci alırken güya kılı kırk yardıklarını zannedenler bunu söylüyor. Yanlış yapmışız, yapamamışız, yüzümüze gözümüze bulaştırmışız demek kolay değil tabii. .... "Bu tarz komisyonlar ne yapar ne yapamaz"ı anlamak için geçmiş örneklere bakmak lazım. Geçmişte onlarcası kurulmuş hiçbiri sonuç alamamış. Sonuç deyince ne beklendiğini bilmek lazım. Anladığım kadarıyla amaç, şu işi çözün, işin aslını anlayın vs. değil. Biraz toplumu rahatlatmak, oyalamak, oyalanmak.. Son komisyonun öncekilerden tek farkı şu: Yıllar önce Susurluk adıyla meşhur olan olaylar araştırılırken dönemin MİT Müsteşarı Korgeneral, komisyona gitmeye bile tenezzül etmemiş, cevap vermemişti. Dönemin cumhurbaşkanı, "Böyle rezalet olur mu git konuş" dememişti. Dönemin Başbakanı kamuoyuna bir açıklama yapma ihtiyacı duymamıştı. Belki de yapamamıştı. O devrin dokunulmazları vardı. Bu devrin de vardır. .... Komisyon aylar sonra raporuna ne yazacak? 35 yıl boyunca devlette sorumluluk alan herkes ama az ama çok bu işin farkındaymış. Devlet kararıyla örtülü şekilde himaye görmüşler, diyebilecekler mi? Diyebileceklerse biz kimin yakasına yapışacağız?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.