Başkanlığa kaç adım kaldı?

A -
A +
Başkanlık işi olursa ne getirir, ne götürür böyle bir sorusu olan yok. Merak eden de yok. O zaman feryat figan yapmayın, etmeyin vazgeçin bu sevdadan diyenler boşa konuşmuş oluyor.
Onlara cevap yetiştirenler de öyle. 
İş, tartışma faslının bir adım ötesine gitmiş.
....
Anket firması seçmene sormuş:
Bu anayasa değişikliğinin ne getireceği hakkında bilginiz var mı?
Yok diyenlerle çok az biliyorum diyenlerin oranı yüzde 75.
Bilmiyorum diyenleri aydınlattığınız zaman kararlarının değişeceğini mi zannediyorsunuz?
"Aaa, ben öyle olduğunu bilmiyordum. O zaman tabii ki hayır vermem lazım" diyen çıkar mı?
"Ben yanlış anlamışım madem öyle tabii ki evet veririm" diyecek olan bir seçmen, bir Allahın kulu var mıdır?
Bence yoktur.
Deniliyor ki, efendim insanlar ne olup bittiğini bilmeden nasıl sağlıklı karar verecek?
Yahu iyi de insanların ekseriyetinin böyle bir talebi yok.. Size ne, diyor; benim vereceğim kararın sağlığından afiyetinden.. Bunu diyenlerin oranı yüzde 51-52 de değil. Yüzde 75.
Enteresan bir dönem. İster fiilî durum deyin, ister başka bir isim bulun. Eskiyle mukayese edemezsiniz.
Bu dönemde dün şöyle demiştin bugün ne oldu, olmaz.
Hani sen öyle düşünmüyordun da olmaz.
Ama geçen hafta farklı şeyler söylemiştin de olmaz.
Geçen sene karşıyız der bu sene destekler.
Geçen sene destekler bu sene karşıyız der. Sonra tekrar karşıyız der. Sadece başkanlık konusunda değil birçok konuda siyasilerin ekseriyeti zikzak çiziyor. Son gün son saatte söylenene bakacaksınız.
Bu zikzakları tutarsızlık gibi görürseniz hiçbir işin ucundan tutamazsınız. Hiçbir işin ucunu da size tutturmazlar.
Adalet Bakanı "Size Atatürk'ün anayasasını getiriyoruz, daha ne istiyorsunuz?" demiş.
Evet bu düzenleme ve fiilî durum o dönemi çağrıştırıyor. Birçok bakımdan çağrıştırıyor. Analoji yapacaksanız o dönemle yapmak lazım. 908 öncesi ile pek hatta hiç benzerlik yok.
Çok sık pozisyon değiştirmek veya esneklik de o döneme benziyor. Mesela M. Kemal salı günü Bursa'da, "Hilafet bizim en büyük gücümüz" demiş.. Çarşamba günü Ankara'da, "Kaldıracağız" demiş. Kimse, dün Bursa'da "Öyle dememiştiniz" dememiş.
Üstelik mecliste bir grup milletvekili "etmeyin, eylemeyin, vazgeçin bu sevdadan" diyecek olmuş, Mustafa Kemal de, ".... Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehâl olacaktır. burada içtima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır..." demiş. Bu, susun oturun, demek oluyor. Zaten susmuş ve oturmuşlar.
...
Bakalım bu teşebbüs nasıl sonuçlanacak.
Meclis oylamasından sonra referandum var. Daha önemlisi bu değişikliğin temel maddelerinin yürürlük tarihi 2019. Neredeyse üç sene var. Hem de zorlu bir üç sene. Hayırlısı olsun demekten başka yapabileceğimiz ne var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.