Tilki ol, kurt ol, icabında çakal ol ama...

A -
A +
Eski bir kitaptan Anadolu'da tutunmak stratejisi üzerine bir alıntı:
"Oğul! Şiddetli kan davası güden köylerin ortasında iş tutacaksan eğer; tilki ol, kurt ol veya icabında çakal ol ama zinhar domuz olma.
Tilkiyi herkes sever. Kurttan hepsi korkar.
Bir köye verdiğin zarar diğer köyde hoş mevzu olur ve namın yürür.
Fakat bir gün domuz olursan, bir avuç mısır için tarlaları yok edersin. Yok edilmen için müşterek sebep ortaya çıkar. Köylüler kan davalarını bir kenara bırakır ve geçici ittifak kurar. Toplanıp peşine düşer vura vura tepelerler seni."
 
NE YAPIYORUZ? 
Güzelliğin sonu çirkinliktir. Gençliğin kaderi solmaktır. 
Peki ne yapıyoruz? 
Sürekli erteliyoruz. 
Anne-babamıza onları ne kadar çok sevdiğimizi söylemiyoruz, sıkıca sarılmıyoruz. İş, para, kariyer diye gözümüz dönmüş, haftada bir gün zor görüyoruz. 
Eşimizle çıkacağımız tatili 28’nci kere planlıyoruz, 29’uncuda da gitmeyeceğimizi biliyoruz. 
Arkadaşlarımızla randevularımızı “öncelikli ertelenebilecekler” listesine koyuyoruz. 
Aldatıyoruz, aldatılıyoruz ve “başkasını bulamam” diye yalanlarla yaşıyoruz. 
İşsiz kalan arkadaşlarımızı arayıp, sormuyoruz. 
Karanlık kış günlerinin ardından parıldayan güneşi, plaza camlarının arkasından izliyoruz. 
Yağlı, kızarmış, kanserojen demeden, bilerek ve isteyerek “ha bire” yiyoruz. 
Her pazartesi rejime başlayıp, salı sabahı bırakıyoruz. 
Sigara dumanını oksijenden daha büyük bir zevk duyarak ama “bırakmalıyım” diyerek içimize çekiyoruz. 
Kahve, çay, çikolata tüketiminden vazgeçmeyip selülit kremlerine ve mide haplarına servetimizi yatırıyoruz. 
Spor salonlarının broşürlerini arşivleyip, “işten güçten, bir türlü” gidemiyoruz. 
Evimize kitap doldurup hiçbirini okumuyoruz. 
Diş ağrısından ölüyoruz, gözlerimiz doğru dürüst görmüyor, doktora gitmiyoruz. 
Bizden sonrakiler için yalnızca “tıklayıp” bir ağaç dikmiyoruz. 
İhtiyaç duyan bir çocuğu okutmuyoruz. 
Nefret ettiğimiz işimize “para” için devam edip, seveceğimiz bir iş arayışına girmiyoruz. 
Ne yapıyoruz? 
Her gün ölüyoruz. 
.... 
* (Frederic Beigbeder, Aşkın Ömrü Üç Yıldır kitabından) 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.