Fiilî durumu resmiyete dökerken...

A -
A +
Referandum sonuçlandı.
Sistem değişikliği geçti. Bunun geri vitesi yok.
Bu oylamadan sonraki en ilginç veri, seçim sonuçlarının yansıdığı renkli haritalar..
Yığınla analiz yapılır ama hiçbiri muhtelif renklerle önümüze çıkan somut haritanın yerini tutmaz.. İktidar partisinin  zaferiyle sonuçlanan 1 Kasım seçiminin haritası ile bu referandumun haritasını yan yana koyup üzerinde biraz düşünmek lazım.
Referandumda AKP-MHP koalisyonunun kentli nüfusun yoğunlaştığı Batı metropolleri ve kıyı şeridinden orta ve Kuzey Anadolu’ya çekildiği... Kürtler ve iktidar arasındaki şiddetli çatışmalardan sonra ilginç şekilde Kürtlerin bir kısmının iktidar lehinde konsolide olduğu da anlaşılıyor.. Bu demektir ki Erdoğan nefreti üzerinde yükselen Kürt milliyetçiliği ciddi erozyon hâlinde.. Bu anlaşılabilir bir durum. Örgüt baskısından kurtulmuş Kürtlerin normalleşme süreci diyebiliriz.
Fakat Batıda, özellikle büyük metropollerde ortaya çıkan 'hayır' sonucunun analizi o kadar kolay değil.
Mesela İstanbul.. Ülke ekonomisinin motoru, ticaretinin kalbi, nüfusunun önemli bir kısmının taşıyıcısı bu şehirden 'hayır' çıkmasını nasıl anlayacağız?
Kentli kesim AK Parti'nin söylemlerini aşırı sert bulmuş olabilir.
Şehre hitap eden parti kadrolarının 'metal yorgunluğu' söz konusu olabilir.
Ankara'da da benzer bir durum var. Bürokrasi yeni sistemde işini kaybetmekten korktu da diyebiliriz başka ihtimaller de sıralayabiliriz.
Antalya, Adana, Mersin için de çeşitli tahliller yapılabilir.
Referandum Orta ve Kuzey Anadolu'yu tahkim ederek kazanılmış olsa da kentli kesim bir şekilde elden çıkmıştır. Kentli kesim ile iktidar arasındaki kopukluk -ekseriyetle partisiz- bu kitleyi yeni arayışlara sürükler mi bilmiyoruz.
Türkiye çok önemli bir referandumu geride bıraktı. Belki de kentli kesim şiddetli kavga ortamını tasvip etmiyor. Dış dünya ile kavgadan veya içerideki politik zıtlıklardan hazzetmiyor. Sertliğin dozu arttıkça teknik olarak muhalefetsiz olan bu kitle de kendi içinde kendisini konsolide etmiş görünüyor.
Baktığınızda CHP, PKK, HDP ve "Cemaat" oylarının toplamı ile 'hayır' oyları arasında önemli bir fark var.. Bu fark siyasi bir tavırdan ziyade kentli hayat kültürünün refleksi olarak da ortaya çıkmış olabilir. Şehirli tarzını kaybetmek istemeyen kitle.
Referandumun sandık sonuçlarını aldık, galiba sandığın yol açtığı sonuçları görebilmek için birkaç ay beklemek gerekecek.
Bu oy oranına ancak sert söylemlerle, düşman senaryoları ile ulaşılabilirdi; ulaşıldı ama kentli kesim ile negatif bir ayrışmaya sebep oldu. Bazı şeyler bir arada olmuyor.
...
MHP hayli dağılmış görünüyor. Ancak unutulmamalı ki Bahçeli bu taslağın parlamentodan geçmesine önayak olan adamdır. 2002'de ülkeyi erken seçime götürdü, ANAP, DYP, silindi.. Yeni iktidar geldi. 2007'de daha sandıklar açılmadan, "Abdullah Gül aday gösterilirse tam kadro oy vereceğiz" diyerek ön aldı.. Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirdi. 2015'in 7 Haziran'ından sonra Meclis aritmetiğini kilitleyip seçimi yeniletti.
Bugünün konjonktüründe CHP antik bir parti olduğundan cürmü kadar yer yakabildi. Zaten konu CHP ile iktidar partisi arasında bir mücadele değildi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.