Emanet ettiğim bileziklerimi nasıl kurtarırım?

A -
A +
Sayın Feridun ağabey, Nisan 2015’te bir sarrafa 55.14 gram bilezik emanet vermiştim. Fakat o sarraf şu anda FETÖ’den tutuklu. Ben emanet verdiğim bileziklerimi nasıl ya da nereye müracaat edip paramı kurtarabilirim?” diyen İstanbul’dan Alihan Güçlü isimli okuyucumuza: Söz konusu sarrafın FETÖ’den tutuklu olması sizin alacaklı olma hakkınızı yok etmiyor. Dolayısıyla bu sarrafa söz konusu emaneti emanet verdiğinizi belgelendirerek şahsın kendisine veya şirket sahibi ise şirketi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesine dava açabiliyorsunuz. Eğer devlet o kimsenin mal varlığına el koymuş ise o zaman da yine belgelerinizle birlikte Maliye Bakanlığına durumu bildiren bir dilekçe ile müracaat ediyorsunuz.
 
 
Metrobüsteki siyah poşete kimse “hayır” demedi
 
Feridun Ağabey, metrobüste yaşamış olduğum bir hadiseyi üzülerek paylaşmak istiyorum... Akşam iş çıkış saatinde metrobüse binmenin sevinciyle duraktan kalktık. Bilmeyenler için söylemekte fayda var. Metrobüsten içeri girmek hele akşam iş çıkış saatinde büyük sevinç kaynağıdır. Yoğunluktan dakikalarca beklediğim günler oldu. Metrobüsün en arka kısmından bir vatandaş, ufak siyah bir poşetin şoföre uzatılmasını rica etti. Tabii bu İstanbul kart değil. Ricaya muhatap olan kimse ufak bir şaşkınlıktan sonra poşeti alır. Elden ele uzatılmasını ister. Poşet birkaç kişinin elinden geçerek şoföre teslim edildi. İnmem gereken durağa geldiğimden sonucu göremedim. Burada dikkatimi çeken kısım, vatandaş hem rahatsız oluyor hem de istenileni yapıyor. Sorup soruşturmadan “Kardeşim bu poşette in mi var cin mi var? Ben neden şoföre uzatayım?” diye sorgulamadan -aslında herkes bu soruyu aklından geçiriyor ama diyemiyor- poşet elden ele gidiyor. Gerektiğinde “hayır” diyebilmek lazım değil midir?
         Rumuz: Alucralı
 
 
Ben ödül filan istemiyorum
 
“Sayın Feridun Ağabey, duyduğuma göre dürüst esnafa ödül verilecekmiş. Sayın Esnaf ve Sivil Toplum Örgütü Başkanları, ben 40 yıldır kendi çapımda ufak bir esnafım. Şimdiye kadar az yedim ve içtim vergimi zamanında hiç aksatmadan ödedim. Bu benim devletime karşı boynumun borcudur. Bundan dolayı da hiç kimseden ne bir aferin ne bir ödül istiyorum. Tabii afet gibi amansız bir hastalık gibi çaresizlikler sebebiyle olanları ayrı tutuyorum; her türlü lüks tüketimi yapan, keyfinden zerre taviz vermeyen ama devlete gelince zamanında borcunu ödemeyenlere devlet yapılandırma yaparak yeni imkânlar sunsa da ben üzülüyorum. Her türlü istismarı yapıp sonra da devletten af bekleyenlerin bu sorumsuzluğuna kahroluyorum.”
        Sami Durmaz-Tekirdağ
 
 
Her akşam elektrik kesintisi olur mu?
 
Feridun Ağabey, yaklaşık bir aydır kesilen elektriklerden Kızılpınar Mahallesi İstiklal Caddesi sakinleri olarak bıkıp usandık. Özellikle belli saatlerde yaşanan olumsuzluğun artık ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz ama sesimizi duyuramıyoruz. Arıza denilen şey bir gün olur haydi iki gün olur her Allah’ın günü olmaz ki kardeşim! Her akşam saat 17.00 sularında elektrik kesintileri meydana geliyor. TREDAŞ’ı defalarca aramamıza rağmen bizlere “arıza kaydı iletilmemiş, ekip gönderiyoruz” diyorlar ama gelen giden kimse olmuyor. Yaşanan elektrik kesintileriyle alakalı olarak kimse de herhangi bir açıklamada bulunmuyor. Elektrik faturamızı aynı şekilde geciktirmiş olsak hemen gelip mührü basıyorlar. Ama ne hikmetse bu arızalara bir türlü çözüm bulamıyorlar. Cadde üzerinde bir kısmın elektriği varken bir kısmın elektrikleri niye sürekli kesiliyor? Bizler de insanız. “Nedenini söyleyin” dediğimizde kimse cevap vermiyor. Her akşam; ama her akşam yaklaşık 5 saat elektriksiz kalmaktan bıktık artık!..”
           Bir mahalle sakini-Çerkezköy
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.