Ne olacak bu 4 A’lıların durumu?

A -
A +
Okullarda farklı branşlarda derse giren ücretli öğretmenlerin ve Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan kadrosuz usta öğreticilerin sigortaları eksik yatmaktadır. Bunlar için günlük çalışma süresi olarak 7,50 gibi sabit bir rakam belirlenmiş. Aylık toplam çalışma saati 7,50 'ye bölünerek aylık sigorta günleri belirleniyor. 7,50 tamamen mevzuatın yorumlanmasıyla ortaya çıkan sihirli bir rakam. Çünkü bir saat her yerde 60 dakikadır. Konu okul olunca bazı branşlarda 40 dakika, bazı branşlarda 50 dakika bir saat sayılıyor. Diğer devlet memurlarının çalışma saatleri ile mukayese bile yapılamıyor. Bu nasıl yorum, bu nasıl bir buluş? Doğrusu anlayamadık! Kadrolu öğretmenin 1 günlük sigorta için günlük 2,5 saat derse girmesi yeterli olurken, kadrosuz usta öğretici ve ücretli öğretmenler 7,5 saat ders vermek zorunda bırakılmaktadır. (Kadrolu öğretmenler bile günlük 7,5 saat derse girmemektedir.) Kadrolu öğretmenler ile aynı okullarda eşit şartlarda ve aynı ders saati çalışmalarına rağmen ortaya çıkan durumu adil olarak kabul etmek mümkün müdür?
Örnek verecek olursak; okul öncesinde bir ders saati 50 dakika ve günlük en fazla teneffüs olmaksızın 6 derstir. Çalışma süresi haftada 30 saattir. 22 iş günü çıkan aylarda 18 gün sigorta yatırılmaktadır.
Buradan saygıdeğer milletvekillerimize sesleniyorum. Meclis'te bu konuyu dile getirmenizi bekliyoruz. Mevcut işleyişi gözetleyen, denetleyen ve uygulamaların mevzuata göre yürütülmesini sağlama gibi anayasal görevi üzerinde bulunduran kamu idaresinin çalıştırdığı insanlara eksik sigorta yatırmasını anlayamıyorum. Devlet büyüklerimize saygıyla arz ederim...
          İsmi mahfuz
 
 
"Haksız hukuksuz SGDP mükellefi yapıldık!"
 
“Feridun Ağabey, 2003 yılından önce (1996-1997-1998 yıllarında) emekliye ayrılan 657 sayılı kanuna tabi memurlar, yine 2003 yılından önce kendi nam ve hesabına iş yeri açarak vergi mükellefi olması hâlinde Sosyal Güvenlik Destekleme Primi (SGDP) mükellefi değillerdi. 2003 yılında yürürlüğü giren kanun ile memur ve emekliler ve BAĞ-KUR emeklileri de SGDP mükellefi yapıldı.
Bilindiği üzere kanunların geriye doğru uygulanamayacağı yine kanun emridir. Ama 2003 yılında yayımlanan bu kanun, 2003 yılından önceki 657’ye tabi memur ve BAĞ-KUR emeklilerine de uygulanmıştır.
2003 yılında yürürlüğe giren kanun âdeta geriye doğru da işletilerek, 2003 yılından önce iş yeri açan 657’ye tabi memur emeklileri ve BAĞ-KUR emeklileri de SGDP mükellefi yapıldı. Dahası bu mükelleflerin borçları 2008 yılında hem de birikmiş olarak tahsil edildi. Şimdi ise mükellefiyetleri sonlandırıldı. Sonuç olarak 2008 yılında (2003 yılından önce vergi mükellefi olduğumuz hâlde, geriye dönüp SGDP mükellefi yapılarak haksız ve hukuksuz olarak tahsil edilen meblağın iadesi gerekmektedir. İlgililere saygı ile arz olunur.”
         2003 yılından önce iş yeri açan emekli sandığı ve BAĞ-KUR emeklileri
 
 
Çıraklık meselesi Ahilik kadar önemlidir
 
Feridun Ağabey, ülkemizin kalkınması için verilen gayreti hepimiz görmekte ve gururlanmaktayız. Ben bu anlamda son dönemde özellikle küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarında yetişmiş ara insan gücünün önemine ve ihtiyacına dikkat çekmek istedim. Mesleki eğitimde çıraklığın giderek kaybolmaya yüz tuttuğunu biliyor muyuz? Çıraklık müessesesi kaybolmaya yüz tutmuştur. Hâlbuki Türkiye’nin sanayileşmesinde mesleki eğitimin yolu çıraklıktan geçmektedir. Mesleki eğitim mutlaka geçmişten ders alınarak yeniden yapılandırılmalıdır. Yöneticileri ve mesleki eğitimle ilgilenen siyasilerin ve bürokratların bu konuda büyük sorumluluğu vardır. Çıraklık eğitimi ülkemizde Ahilikten sonra en önemli sistemdir. Bugün ülkemizin savunma sanayiinde mesleki eğitimin yetiştirdiği insanların katkısı % 40’lardadır. Yöneticilerimizin iyi niyetinden zerre şüphe etmiyoruz. Ancak 2023 hedeflerine giderken sanayileşme anlamında mesleki eğitimin payının % 80’lere çıkması için meslek liselerinde eğitim alan gençlerin teknik resim ve mesleki bilgilerine pratik çalışmaları da eklenmesi şarttır. Almanya gibi ülkelerde gençler hem okulda hem fabrikalarda teorik ve pratik eğitim görerek mezun olmakta mesleki eleman ihtiyacı giderildiği gibi yetişen insan da hem eğitimli hem sahada tecrübeli eleman olmaktadır. Bir de yine Almanya’da olduğu gibi bilgi ve tecrübe sahibi ustaların bir araya getirilerek bunların kamu ve özel sektörde tecrübelerinden yararlanılması gerekmektedir. Saygılarımla.
        Halil Taşgin-Eskişehir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.