Acile gelen çocuğa barkod görevlisi ne karışır?

Feridun Ağabey, Tarih: 24.03.2017 Saat 15.00-16.00 suları. Yer: İstanbul Haseki EAH 29 Mayıs Ek Hizmet Binası. 24 Mart 2017 günü çocuk parkında kaydıraktaki paletlerin arasından düşerken sıkışarak yaralanan iki yaşındaki kız çocuğu, anne-babası tarafından Haseki Hastanesi 29 Mayıs Ek Hizmet Binasına getirilir. Acile doğru yönelen ebeveynler girişte barkod kesme görevinde bulunan obez görünümlü çalışana durumu anlatıp yönlendirilmek ister. Görevli sivil bir şahıs ile yaptığı sohbete ara vermeden “burası ilgilenmiyor, başka hastaneye gidin” diyerek eliyle dışarıyı gösterir. Bebeğin babası, acil bir durum olduğunu panik ve korku içerisinde görevliye ifade etmeye çalışırken, görevli sohbetten başını almadan elinin tersi bir hareketle bu klinikte bakılamayacağını tekrar ifade eder. Durum istenirse hastane kamera kayıtlarından da görülebilir. Baba çaresiz ısrar ettiğinde masadaki sivil şahıs içeride bulunan görevli doktorla görüşmelerini, yardımcı olursa ve doktor istediği takdirde barkod kesileceğini ifade eder. Kucağındaki bebekle doktora yürüyen babanın arkasından barkod kesme görevlisi “düşmüşmüş, düşmüşse düşmüş, düşmeseydi, ben mi düşürdüm”  tarzı sözler söylenince bebeğin annesi tarafından duyulur ve görevliye ne demek istediğini sorar. Güvenlik görevlisi bebeğin annesine sakin olmasını bir yandan işaret ederken diğer yandan barkod görevlisini susturur...

Sormak istiyoruz Ağabey, burası İstanbul, İstanbul’un orta yeri ve hizmet binasının tanıtımında Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Kliniği olduğu hâlde bu hasta ve yakınlarına bu tür davranıştan hastane Başhekimi ve yetkililer haberdar mıdır? Kamera kayıtlarına hiç bakıyorlar mı? Bir hasta acile geldiğinde hiç bakılıp edilmeden başka hastaneye nasıl yönlendirilir?

 

 

 

Feridun Ağabey, Çerkezköy Kızılpınar Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından dökülen maddeler korkuya neden olmaktadır. Kocameşe piknik alanına yakın bir bölge olan ve halk arasında "Ağır meşe doruğu" olarak bilinen meralık alana kömür tozunu andıran bir madde ile çuvallar içindeki maddeler bırakılmış durumdadır.  Ağabey ilk olarak yaklaşık 2 ay önce çobanlardan öğrendik, buraya bir kamyon ile bilmediğimiz bir maddenin döküldüğünü. Durumu gerekli yerlere bildirmemize rağmen henüz bir sonuç alınamadı. Çerkezköy Haber gazetesinde de bu konu “Bu rezilliğin sorumluları kim?” diyerek yayınlandı. Bundan yaklaşık 20 gün önce de yine aynı meraya o siyah maddeden döküldü. Siyah maddeler döküm tozu gibi gözüküyor ve kum ocağına giden kamyoncuların bu maddeleri boşalttığından şüpheleniyoruz. Bundan 4-5 gün önce de yine aynı mera üzerine bu sefer içinde farklı madde ve şişelerin olduğu çuvallar boşaltılmış. Çuvalları boşaltan kamyon çamura batmış ki başka bir 'kato kepçe' aracılığıyla battığı çamurdan kurtarılmış. Kato izleri hâlâ merada duruyor. Bu duruma da kimse müdahale etmiyor. Yollar mahvoldu. Burası hangi kurumun sorumluluk alanına giriyorsa bakılıp incelensin istiyoruz. Sağlığa zararı var mıdır, yok mudur merak ediyoruz. Döküm tozu mudur nedir anlamadık. İnsan ve hayvanların sağlığıyla oynamaya kimsenin hakkı yok!..

 

 

 

Feridun Ağabey, ben ilkokula giden bir öğrenci velisiyim. Çocuğum hemen her akşam eve çok sık ödev getiriyor. Artık çocukla birlikte biz de evde öğrenci olduk ödev yetiştirmeye çalışıyoruz. Onu da geçtik çocuğa hayatında belki de hiç lazım olmayacak konuların öğretilmesi ve o konulardan ödevler verilmesine ise isyan ediyorum. İlkokul çocuğunun kesirlerle alakası ne kadar olabilir? Kaç çocuk hayatında bayağı kesirleri kullanmıştır? Niçin çocuğa öğretilmesi gereken onca konu varken bu kesirlerle çocuklar meşgul edilir ve uğraştırılır? Bu konuyu dayanamadım gidip çocuğumun öğretmeniyle konuştum. O da “haklısınız bu konu çocukların hayatlarında belki en son öğrenmeleri gereken konulardan biri ama müfredat böyle ve ben bunu çocuklara öğretmek zorundayım. Daha da önemlisi ileride sınavlarda bu sorulardan da çıkacağı için bunu öğretmediğim öğrencim puan alamayacaktır. O bakımdan öğretmek ve ödev vermek zorundayım” dedi. Öğretmen bile gereksiz görüyorken bu kesirlerle öğrencilerimizi hangi mantık, hangi müfredat ne amaçla bu kesirlerle uğraştırıyor? Saygılarımla...