HSBC’den işkence yöntemleri!..

A -
A +
Feridun Ağabey, yirmi küsur yıllık HSBC müşterisiyim. Geçen gün ATM’den para çekmeye karar verdim. Yakuplu’da oturuyorum ve en yakın ATM’ye gittim. Uçmuş! Yerinde yeller esiyor. “Olur böyle şeyler” deyip bir sonraki yakın olan Beylikdüzü şubesi önündekine seğirttim. Ana, o da yok! Hem de banka şubesiyle birlikte kapanmış. Ne oluyor yahu? Akşamın dar vakti… Bir yere yetişmem lazım… E, nereye gidebilirim? Hah, Migros’un içinde vardı. Gittim… Nefes nefese ulaştım şükür. Karşımda ATM değil kırk yıllık dostum duruyormuş gibi şefkatle sarılmaya hamle ettim, o sırada ekranını gördüm: “ARIZA NEDENİYLE HİZMET DIŞIDIR” Güler misin, ağlar mısın, ATM’ye tükürür müsün, yoksa daha orijinal bir fikrin var mı? Bir öfke ile telefona sarıldım, Müşteri Hizmetlerini aradım (0850 211 0 111). Mozart’ın bilmem kaçıncı senfonisi olmalı, ezberledim. Beş dakika… Bir görevliye ulaştım (adı gerçekten Ulaş’tı), dedim ki: “Kayıtlara geçsin diye söylüyorum. Burayı ararken tek şikâyetim vardı, şimdi iki oldu. Size ulaşmak için beş dakika müzik dinledim. İkincisi üç ATM dolaştım hâlâ parama ulaşamadım.” Dedi ki: “Haklısınız. Finansbank’tan da çekebilirsiniz.” “Aa, güzel dedim, tanıdığım bir Finansbank yakında, oraya gideyim. Hoşça kal Ulaş.” I-ıh, yine ulaşamadım paraya! Meğer Finansbank sadece nakit avans veriyormuş. Aslan gibi param varken niye avans çekeyim Ulaş? Niye HSBC? Abi, Allah seni inandırsın o akşam (artık gece oldu) o gece, navigasyona yazdığım ATM’yi bulmak için Beylikdüzü, B. Çekmece’nin bir kısmı, Esenyurt dolaşıp durdum ve sonunda parayı çektim! Küçük bir detay var; çektiğim para harcadığım benzin parasından biraz daha az kaldı!             Rumuz: "Bankan var mı, derdin var"-Beylikdüzü     Kimi insanlar sorunu kendisi çözer   Feridun Ağabey, derdi olan çoktur ama biliriz ki kimi insanlar sorun çözerler, kimisi de sorun olurlar, sorun çıkartırlar. Aslında hemen her düğümün bir çözüm şekli mutlaka vardır. Bir arkadaşım yazlıktaki evinin bahçesine çok güzel çiçekler ekmişti. Ancak bitişikteki komşusunun tavukları hep gelip bahçeye zarar veriyordu. Komşusuna “gel tel örgü çekelim” dediyse de onu ikna edemedi. Bir gün pazardan bir sepet yumurta aldı. Gece bahçesinin değişik yerlerine bunları dağıttı. Sabah, komşusunun bahçeye çıktığı zaman da bu yumurtaları toplamaya başladı. Ertesi gün komşusu, “galiba benim tavuklarım hep oraya yumurtluyor” diyerek bahçeye tel örgüyü kendisi çekmişti. Selamlar...         Yaşar Gönenç-Darende     “Böyle bir felaket verme ya Rabbi”   Feridun Ağabey, 17 Ağustos depreminin yıl dönümü münasebetiyle “Rabbim bu millete bir daha böyle bir deprem yaşatmasın inşallah” diye dua ediyor, Deprem isimli manzumemde duygularımı sizlere iletiyorum: “On yedi Ağustos doksan dokuzda/Gece saat üçte millet uykuda/Kıyamet kopuyor sandım o anda/Böyle bir felaket verme ya Rabbi!/Canları depremle derme ya Rabbi!.. Bir uğultu koptu kulaklarımda!/Bina beşik gibi ayaklarımda!/Dualar titredi dudaklarımda./Böyle bir felaket verme ya Rabbi!/Canları depremle derme ya Rabbi!.. Vakit geldi diye düşündüm o an./Herkes can derdinde nerde ki canan/Öyle bir korku ki kâr etmez figan,/Böyle bir felaket verme ya Rabbi/Canları depremle derme ya Rabbi!.. Korkudan lal olup susan mı dersin,/Kendini balkondan atan mı dersin,/Her taraf toz duman bir mahşerdesin/Böyle bir felaket verme ya Rabbi,/Canları depremle derme ya Rabbi!.. Canını kurtaran çıktı sokağa/Sokaklar karanlık çok var sabaha/Bir çocuk ağlıyor “nerdesin ana!?”/Böyle bir felaket verme ya Rabbi/Canları depremle derme ya Rabbi!.. Fabrikalar çökmüş, binalar çökmüş/Yüz binler yaralı, on binler ölmüş./Sahilde binalar suya gömülmüş/Böyle bir felaket verme ya Rabbi/Canları depremle derme ya Rabbi!.. On binler kefensiz toprağa girdi./Sağlar on bin kere öldü dirildi/Düşmanlarım bile yardıma geldi,/Böyle bir felaket verme ya Rabbi/Canları depremle derme ya Rabbi!.. Ben bir kulum alan aldı payını/Seçmedi gencini, ihtiyarını/Kabul et ya Rabbi dualarımı/Böyle bir felaket verme ya Rabbi/Canları depremle derme ya Rabbi!..             Hüseyin Öztoprak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.