Rumeli Hisarı restore edilirken bozuluyor mu?

A -
A +
Rumeli Hisarı restore edilirken bozuluyor mu?   Feridun Ağabey sizlere uzun zamandan beri, bir gömleğin bir düğmesinin yanlış iliklendiğinde bütün düğmelerin de yanlış olduğu gibi zincirleme yapılan restorasyon yanlışlarını ve bu yanlışların şimdilik son halkası olan Rumeli Hisarı restorasyonundaki yanlışlıkları haber vermek istiyorum. Bu restorasyon işleminde aslına uygun yapılmamakta ve restore ediliyor denilerek tarihî orijinallik yok edilmektedir. Bu konu tarihçi gözüyle değil mimari gözle anlaşılabilecek bir konudur. Dolayısıyla olaya tarihî açıdan bakan birçok yazar bu restorasyonu övmüş, başarılı bir çalışma gibi sunmuştur. Ben eğitimim gereği vâkıf olduğum bu yanlışı kimselere anlatamıyorum. İşin daha acısı bu yanlışı yapanların benim birer meslektaşım olduklarını da üzülerek belirtmek istiyorum. Çevreme tanıdıklarıma, gazetecilere, yayın kuruluşlarına vb. çok anlatmaya çalıştım ama hiçbir alanda gerekli desteği veya idraki bulamadım. Bu restorasyonlar için trilyonlarca bütçe ayrılıyor ve bu para devletin kasasından çıkıyor. Tarih, düzeltiliyor derken yok oluyor kimsenin umurunda değil... Ağabey, konunun bu kadar rahat ilerlemesinin esas nedeni ise konu hakkında toplumun bilgilendirilmemesidir. Araştırma olmamasındandır, öğrenme olmamasındandır. Okulda öğrendiklerinden başka okumayan öğrenmeyen bir nesil var önümüzde. Okumayan araştırmayan bu konuları elbette çözemez, anlayamaz. Tarih yarım kaldı. İnanın böyle giderse ne orijinal eser kalacak bugün elimizde ne bir kültür varlığı… Yapılanlar restorasyon değil birer göz boyama bence… Yanlışlıkların kültür hizmetinden sayılması da ayrıca içler acısı. Saygılarımla...             Ömer Faruk Yıldız-Ankara     Gençler evlenmekten niçin çekiniyor?   Feridun Ağabey, geçenlerde gazetenizde okuduğum bir habere göre gençler arasında bir anket yapılmış. Gençler evliliğe eskisi gibi sıcak bakmıyormuş. Bu çok tehlikeli bir durum değil midir? Bu toplumsal sorumluktan kaçmak olduğu gibi bir de kişisel sıkıntılara sebep olacak bir çıkmaz sokaktır. Bir kişi hayatını tek başına yaşamaya başlarsa bu durum psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirecektir. Anne babaların düğün için istekleri de ayrıca evliliğe ekonomik engel oluşturmaktadır. Anne babaların bu durumu düşünmesini ve çocuklarını imkânlar ölçüsünde mutlaka evlendirmek için ısrarcı davranmaktan vazgeçmeleri gerekmektedir. Dünya üzerinde genç nüfusu olan bir ülkeyken şimdi gittikçe yaşlanan ülke konumuna savruluyoruz. Avrupa’da evlilik gittikçe azalıyormuş. İnsanlar yalnızlıklarını kedi beslemekle köpek beslemekle kuş beslemekle gidermeye çalışıyorlarmış. Bugün de ülkemizde bu şekilde yaşayan gençlerimiz gittikçe çoğalmıyor mu? Âcizane ben kedi köpeğe karşı olduğumu asla söylemiyorum. Eğer bakacaklarsa evlenerek toplumsal sorumluluk alsınlar ondan sonra kedi köpek gezdirsinler bir şey demem. Ama durum böyle değil. Zorunlu olmadıkça yalnız yaşamak insana göre bir durum değil. Selamlar...           Refik Bekâr-Trabzon     Aşk’ı Yunus Emre gibi anlamak   Değerli Feridun Ağabey, aşk ve sevgi üzerine gönderilen yazılar hakkında haddim olmadan ben de birkaç şey söylemek istiyorum. İnsanların karşı cinse duydukları ve adına “aşk” dedikleri şey "nefis"tir. Aşk denildiğinde Yunus Emre’nin ve Mevlana’nın işaret ettiği aşk anlaşılmalıdır. O da "Allah sevgisi"dir. Bu okuyucularımızın Bizim Sayfayı da okumalarını tavsiye ediyorum. Oradaki dinî yazıları okudukça nefsin ne olduğunu, evliyalarımızı, büyüklerimizi, nihayetinde Allahü teâlâyı tanıyacaklar ve onların sevgisini kalplerine dolduracaklardır...           Rumuz: “İstanbul”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.