“CLK Elektrik hizmetin CıLKını çıkarıyor” diyorlar

Feridun Ağabey merhaba, İstanbul'da bulunan CLK, âdeta elektrik abonelerinden nasıl para kopartacağını bilmez oldu. Bu şikâyetim sadece benim değil, birçok komşum, yakınım hatta internette ararsanız birçok vatandaşın derdi diye düşünüyorum.

CLK Elektrik meskenin ya da iş yerinin bir süre boş olmasından kaynaklanması sonucu kullanılmayan sayaçların “arızalı” olduğunu bahane ederek abonelerine yüksek rakamlı ek faturalar gönderiyor ve hepsinde ortak suçlama "sayaç arızası" denilmektedir.

05.07.2017 tarihinde meskene (bodrum) ait faturalarım da bugüne kadar bir aksaklık söz konusu olmadan ödemeleri yaptım. Gelen her fatura ödenmiştir. Ne var ki uzun bir süre boş kalan bodrum için kurum tarafından “hiç tüketim kaydı olmadığı” gerekçesi ile 05.07.2017 tarihinde 2.871,33 TL istenilmiştir.

Bana gelen "EK TAHAKKUK BİLGİLENDİRME" formunda 15.02.2015’te mevcut saatin söküldüğü, yapılan kontrolde “mikro işlemci arızası“ olduğu gerekçesiyle adıma 2.871,33 TL tutarında ek fatura çıkarılarak ödenmesi istenmiştir. Söz konusu yerde o dönemde oturan olmadığını kuruma itiraz dilekçesiyle bildirmiş, benden İSKİ sarfiyat dökümü istenmiştir. İSKİ’nin bilgilerinde de o dönemde su kullanılmadığı ortaya çıkmıştır. Kurum belirtilen 2.871 TL’yi, faturalardan kaldırarak SMS ile bana en son 1.054,40 TL borç tahakkuk ettiği ve ödemem gerektiğini bildirdi. 14 Aralık’ta bu kez 1.257 TL borcum olduğuna dair bir yazı gönderdiler. 

Uzun zaman boş kalan bodrum/meskende elektrik tüketimi olmadığı hâlde ısrarla benden HAK EDİLMEYEN / SAYAÇTA MİKROİŞLEM ARIZASI” bahanesiyle ısrarla ödeme yapmam istenmekte, güncel gelen faturalar ödendiği hâlde her seferinde elektriği keserek taciz etmekteler. Adı geçen şirkete ait bir borcum söz konusu olmadığı gibi, hayali ve haksız bir ücret tahakkuk ettirilmesi, gerek yasal gerekse ahlaki olarak mümkün müdür?

Sayacın sözü edilen arızasını bir vatandaşın yapabilmesi bir yana gerçekten bir arızanın olup olmadığı konusunda dahi şüphelerim vardır. Yoksa şirkette bazı kimseler “nasıl olsa ispatlanamaz” diyerek böyle yollara mı tevessül etmektedir? Bu konudan üst yönetimlerin haberi var mıdır? Bu haksız faturalandırmayı ancak siz haber yaparak sonlandırabilirsiniz.

Saygılarımla.

***

 

 

Bulunduğum sitede çok geniş bir park alanı var. Bu parkta gezinen birkaç sevimli kedicik bulunuyor. Bazı kedi ve hayvansever de bunlara acıyıp yiyecek veriyor. Site yönetimi ise sık sık duyuru yaparak “kedi ve köpek beslenmesi yasaktır” diyor. Bir defa kedi ve köpeği birbirine karıştırmak ne kadar doğru bir yaklaşım? Bu konuda yönetimin eğitim alması gerekmiyor mu? Kedi öyle ki çok temiz ve temizliği seven hayvandır. O yüzden evcil hayvanların başında gelir. Tuvaletini bile mümkün olduğunca kenarda köşede bir yerde yapıp sonra toprakla üzerini örter. İki bin haneli bir sitede birkaç kişinin kediye alerjisi var bahanesiyle bu yasak koymak ne kadar sorumlu veya sorumsuz bir davranıştır? Site yönetiminde görevliler akşam geç saatlere doğru park alanlarını şöyle bir kontrol etsinler. Gezinen kanalizasyon farelerini göreceklerdir. Kedilere alerji duyduğunu söyleyen o kimseler acaba bu fareleri görünce ne yapacaklardır? Eğer kapı önlerinde kedilerin gözükmesi istenmiyorsa bunun da çaresi var. Park alanına birkaç yere küçük kedi barınağı yapılırsa kediseverler onların bakımını pekâlâ yapacaklardır. Eğer site yönetimi bu organizasyonun üstesinden gelemiyorsa belediyeden yardım isteyebilir. Belki de belediye bu işi severek çözüme kavuşturacaktır.

***

 

 Feridun Ağabey merhaba, “Türkiye’de obezite ve diyabetin sağlıkta büyük sorunlardan biri olduğu her kesim tarafından belirtilmektedir. Çözüm ise çok basittir. Her aile hekiminin yanına bir de aile diyetisyeni görevlendirmektir. Koruyucu hekimliği en iyi uygulayacak olanlar diyetisyenlerdir... Bilmem yanlış mı düşünüyorum?