Ne oluyor bu çocuklara böyle?

A -
A +
Feridun Ağabey, okullarımızdaki öğrenci olayları her geçen gün artmaktadır. Öğretmenler odasında “bu çocuklara ne oluyor?” diye bir fikir alışverişinde bulunduk. Bence genel olarak çocuklarımızda aile gözetiminin kalmadığı kanaatindeyim. Bir de çocuklara okullarda en küçük bir ikaz yapılamıyor. Neredeyse öğrenciye bir “öf” bile demek yasak hâle gelmiştir. Dolayısıyla genel olarak öğrenci öğretmeni bir zavallı gibi görmektedir. Onlarca örnekten sadece birini sizlerle paylaşacağım... Geçen dönem sonu öğrencilerden birinin velisi okula gelip bana “öğretmenler yüzünden çocuğumun notu düştü” demiştir. Bu durum bile velilerin öğretmenlere bakışının ne kadar sağlıksız olduğunu ortaya koymaktadır. Bu veli, çocuğunun davranışlarını ve sonra da derslerini sorgulayacağı yerde doğrudan öğretmeni suçlayıcı bir tavır içerisindedir. Eğitim Psikolojisinde bir kural vardır. Bir çocuk ömrünün sonuna kadar sergilediği davranışları altı yaşına kadar anne ve babasının yanında kazanmaktadır. Bugün gelinen noktada birçok anne ve baba çocuklarının durumlarıyla nedense ilgilenemez hâldedir. Dahası bazı anne babalar çocukları için “derslerde yüksek not alsın gerisi önemli değil” diye düşünebilmektedir. Bir üçüncü önemli sebep de çocukların çocukluklarını yaşayamıyor olmalarıdır. Çocuk sosyalleşmesi adına sokakta oyun oynaması gerekirken bugün evde tek başına ya bilgisayarda ya internette dolaşarak büyümektedir. Bu çocuk enerjisini âdeta okula saklamakta yaramazlıkla enerjisini harcamaktadır.           Meva Bekâr     Biz “izin yok” diyoruz “pazarda kıyamet gibi” diyorlar   “İstanbul’da daimi müşterisi olan, balıkçılık dışında hiçbir iş yapmayan bir balıkçı esnafıyım. Bize yetkililer balık avlanma ve satmayla ilgili çok ince kıstaslar getiriyorlar. Bu kıstaslara göre bu sene doğru dürüst tezgâhıma çinekop balığı getirip de satamadım. Belirli bir boyutun dışında avlanmak ve satmak yasak ama bu yasağı sokaktaki seyyar satıcı ve kimi pazar yerindeki satıcılar hiçe sayıyor ve pazarda hem de bizim fiyatımızın üçte biri fiyatına satıyorlar. Bizi hemen günaşırı gelip denetleyen yetkililerimize sesleniyorum, bu arkadaşlara niçin bir denetleme getirmiyorsunuz, ya da onlara serbest ise bizlere niye serbest bırakmıyorsunuz? Biz müşteriye yok diyoruz, yasak avlanma izni vermiyorlar diyoruz. Müşteri geliyor, 'ne alaka, pazarda satıyorlar' diyor. Biz esnaf olarak kapatıp gidelim mi Ağabey, biz de mi işportaya çıkalım? Vergisini veren, kurallara uyan, kanuna uyan vatandaşın ödülü bu mudur?..”            Balıkçı K.     Herkes kendi işiyle meşgul olsun   Feridun Ağabey, “Zeytin Dalı Operasyonu" bir var olma, yok olma meselesidir ve bunun böyle olduğu aklıselim her bireyin inkâr edemeyeceği bir gerçektir. Operasyonun mesuliyeti ve yükü başta siyasi iktidar olmak üzere askeriyenin omuzlarındadır. Elini taşın altına koyan hükûmettir. Etraftan gazel okumanın karşılığı eğer vatan hainliği değilse abesle iştigal etmektir. Ülkemizde bazıları “ifade özgürlüğü” diyerek fütursuz ve sansürsüz her şeyi konuşabilmek hatta hakaret etmek hakkına sahip olmayı istemektedir. O sebeple de konunun uzmanı olmayan kişi ve kurumların ahkâm kesmesinden yakamızı kurtaramıyoruz. Lütfen bu kimseler eleştirilerini kendilerine saklasın, herkes kendi işiyle meşgul olsun, bu konuda bilen bilmeyen herkes düşünce özgürlüğü diyerek ileri geri konuşmasın. Saygılarımla...          Necdet Akman-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.