“Bizden sonra çocuğumuza kim bakacak?”

A -
A +
“Bizden sonra çocuğumuza kim bakacak?”
Feridun Ağabey merhaba, geçtiğimiz ay memleketime yaptığım ziyarette Giresun’un Bulancak ilçesinde, Özel Bulancak Hayat Şebnem Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde özel çocuklara eğitim, rehabilitasyon spor gibi birçok alanda destek olmaya çalışan bir değerli öğretmenimizi de ziyarete gittim. Anlattıklarına hem çok sevindim hem çok duygulandım. Diyor ki: “Giresun’da özel çocuklarımıza yönelik üç tane spor kulübümüz var ve ben kulübün başkanlığını yapıyorum. Özel sporculardan oluşan spor kulübünde 160 çocuğumuz var. Bu çocuklar sosyal yönden imkânları olmayan fakir ve mağdur aile çocukları. Bunların içinde ailesi maaş alamayan 30-40 tane çocuk var. Bu vesileyle biz de onların istihdamına yönelik tarihî binayı aldık; onararak altına atölye kurduk ve bu çocukların burada istihdamına yönelik çalışmalar içerisindeyiz. Bu çocukların anne babaları BAĞ-KUR’dan emekli olduğu için üç aylık devlet maaşı alamıyorlar. Bu çocuklar ömür boyu bu anne babanın himayesinde olacak çocuk. Bir ufacık sosyal gelir ile bu anne baba bu çocuklara neyle nasıl bakacak? Kaldı ki bu çocuklar 18 yaşını aşmış 20-25 yaşındaki çocuklar. Anne babanın tek endişesi var: “Biz ölünce bizden sonra bu çocuklara kim bakacak?” Biz de burada “bu çocuklara balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek daha mantıklı” olur diye eğitim vermeye istihdam oluşturmaya çalışıyoruz. Ben de emekli öğretmenim ama emeklilikten sonra da gücüm ve takatim yettiğince hizmete devam edeceğim. 1990 yılından beri özel eğitim öğretmenliği ve özel eğitim okul müdürlüğü yaptım. Kendi ailemde de üç tane engelli var. Biz de bu işi ibadet bildik.
Bu proje bu çocukların istihdamına yönelik “engelsiz kafe” olabilir “down kafe” olabilir. Giresun’un en güzel mahallesi olan zeytinlik mahallesinde bu binayı onarıp bu çocukların hizmetine sunacağız. Bunlara garsonluk komi eğitimi filan da aldırdık. Nisan ayında bina bitiyor ve bize teslim edecekler. Ama içinin mutfak donanımı malzemelerine ihtiyacımız var. Buradan hayırsever vatandaşlarımız bize bir yardımda bulunursa memnun oluruz, sevaptır.” Ben de bu vefakâr öğretmenimizin bu isteğini Feridun Ağabey aracılığıyla hayırseverlerimize duyurayım istedim. Bize yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılarımla...
          Zekeriya Şahin-Ünye
 
 
Kurumlardan telefonla kampanya!
 
Feridun Ağabey bir konuyu sizin aracılığınızla gündeme getirmek istiyorum. Biliyorsunuz zaman zaman bizleri bankamızdan veya abonesi olduğumuz telefon kurumlarımızdan arıyorlar. Bir kampanya hakkında veya bir kredi imkânıyla filan bilgilendirmede bulunuyorlar. Aradığında adımızı soyadımızı soruyorlar biz de evet diyoruz. Daha sonra bize “size bilgi aktarabilmek için birkaç soru sormam lazım” diyerek baba adından tutun doğum tarihine, T.C. Kimlik numarasına varana kadar özel bilgileri sıralıyor ve söylememizi istiyorlar. Bu kimselere telefonda bu şekilde bilgi veremeyeceğimizi söyleyince de bozuluyor, beyefendi biz ciddi bir kurumdan arıyoruz filan diyorlar. Yani Feridun Ağabey, onlar ciddi kurum da biz ciddi birey değil miyiz? Bizi arayan kendileri... Biz aramadık ki bize güvenlik bilgisi sorsunlar. Bu birinci saçmalık... İkinci saçmalık ve bana göre yanlış olan ise şudur. Hemen her gün yüzlercesine şahit olduğumuz siber suçlar ve telefon dolandırıcılığı olmuyor mu? Emniyet olsun Jandarma olsun Valilikler olsun ara ara vatandaşları telefonda dolandırıcılıkla ilgili uyarı mesajları ile bilgilendirmiyor mu? Böyle bir dönemde bu kurumlar müşterilerine telefonda bu tür iletişim kurmaya niçin devam ediyorlar? Müşteri karşısındakinin kim olduğunu bilmediği için tedirgin olarak bilgi paylaşımında bulunmayınca da niye öfkeleniyorlar? Saygılarımla.
            Seyfettin Ulakman-İstanbul
 
 
İstiklal Madalyasını Sayın Cumhurbaşkanımıza sunmak istiyorum
 
“Feridun Bey, ben 1983’te hacca gittim. Şimdi yaşım 93. Babam beş sene Yemen Harbinde Yemen’de kaldı. Bu esnada birçok fotoğraflar çekilmiş. Bu fotoğraflardan birkaç tanesi hâlâ bendedir. Ayrıca babama zamanın müşiri tarafından İstiklal madalyası verilmiş. Ben bu fotoğrafları ve İstiklal Madalyasını Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sunmak istiyorum. Bu isteğimi kendilerine ulaştırırsanız sevinirim”
        Rüknettin Kavcu-Erzincan
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.