Çerkezköy Çorlu yolu, tır parkına dönmesin!

Feridun Ağabey, ithalat ve ihracat ürünü taşıyan tırlar, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalara giriş ve çıkış yapmadan önce mecburen gümrük kontrolü için Çerkezköy Gümrük Müdürlüğü’ne gitmek zorunda. Müdürlüğün ilçe merkezinin hemen girişinde olması, park alanı bulunmaması nedeniyle, gümrük kontrolü için Çerkezköy-Çorlu yolunun her iki şeridinde uzun kuyruklar oluşuyor. Kuyruklar nedeniyle iki şeritte de trafik durma noktasına geliyor. Tır parkları nedeniyle bu güzergâhta bugüne kadar birçok yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası da yaşandı. Ancak buna rağmen henüz bir tedbir alınmadı. Veliköy Mahallesi’ne taşınması gündeme gelen Gümrük Müdürlüğü ve tır parkı belirlenen yerin ‘taşkın sahası’ olması nedeniyle sürüncemede kaldı...

Son olarak yapılan çalışmalarda Veliköy Organize Sanayi Bölgesi’nin ilerisinde bulunan Veliköy Çiftlik Evlerinin hemen karşısındaki hazineye ait 86 dönümlük alan gümrük sahasının uygun olduğuna kanaat getirilmişti ama bu taşınmazın da orman bölgesinde kaldığı için tarım arazisi olarak geçtiği belirtilmişti. Yine daha önce, Gümrük Müdürlüğü yanında Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan ve Tek-Park tarafından işletilen bir otopark vardı. Bu otopark az da olsa park derdine çözüm oluyordu ancak Büyükşehir, burada yapımına başlanan Kültür Merkezi nedeniyle otoparkı kapattı. Böyle olunca da kuyruklar daha da artmaya başladı. Vatandaşlar olarak il ve ilçe belediyelerimizin ortak çalışması ile bu meseleyi çözebileceklerine inanıyor ve kendilerine güveniyoruz...

 

 

 

"Feridun Ağabey, ben 1983 yılından itibaren aynı dükkânda esnaflık yapmaktayım. Değişik zamanlarda çeşitli modellerden Simfer fırınlardan da sattım. Fırınlar da müşterilerimce beğeniliyor. Ancak sanki piyango bana vurdu; bir fırını paketinden açtığımda gözlerime inanamadım. Paneldeki üç adet kumanda düğmesinin yeri boştu. Üst rezistans boşta sallanıyordu. İnanamadım nutkum tutuldu.

Fabrika müşteri hizmetleriyle irtibat kurdum. Gayet olumlu ve uyumlu bir şekilde beni servise yönlendirdiler. Servis fırının resmini çekti; 'sıkıntı yok fabrika fırını değiştirecek biz getirip eskisini alacağız' dediler.

Aradan 15 gün geçtiği hâlde gelen giden olmayınca servisi aradım. Bu defa 'Efendim fabrika tamir edin diyor' cevabını verdiler. Müşteri hizmetlerini değişik tarihlerde aradım. Her defasında kibar ve olumlu yaklaşılmasına rağmen netice değişmiyordu. 'Merak etmeyin servis size fırını intikal ettirecek' deniliyordu. Servis ise ısrarla 'tamir' diye diretiyordu. Gerçekten de birçok üzüntü ve sıkıntılı süreç yaşadıktan sonra iki ayın ardından fırın değişti...

Servisin tavrı müşteri hizmetlerinin oyalaması sinirlerimi laçka etmişti. Bu sebeple fabrikaya iki defa agresif ifadeler içeren faks çekmiştim. Bunun üzerine Simfer bana 10 bin liralık tazminat davası açmış. Normal şartlarda piyasaya bu şekilde mal sürüp hatası olan bir firma bence özür dileyip en kısa sürede hatasını telafi etmesi gerekirken bir de beni mahkemeye veriyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Ben servisle müşteri hizmetleri arasında oyuncak oldum. Müşteri memnuniyetine bu kadar mı değer veriliyor?..” diyen değerli okuyucumuz, Mehmet Akif Karayün, agresif mektubunuzun içeriğini bilmediğimiz gibi kurumsal yazışmalarda agresif dil kullanılmanın hiçbir zaman tercih edilmediğini biliyoruz. Yazışmalarınızı resmî  ifadelerle yazmış olsaydınız keşke. Sayın Simfer yetkilileri, sizin uzun zamandan beri ürünlerini satarak bir bakıma bayiliğini yapmış olmanız dolayısıyla ve bize gönderdiğiniz bu faksta kurumun nazik ve kibar davrandığını beyan etmeniz sebebiyle dileriz ki size açılan tazminattan vazgeçerler. Ancak bu konuda takdir elbette ki Simfer’indir. Saygılarımızla...