Kedilerin mamalarına dokunmayın

Merhaba Feridun Ağabey, sizin aracılığınızla Sayın Güngören Belediye Başkanına seslenmek istiyorum. Ben ve bazı hayvanseverler evimin karşısındaki direğin dibine kediler için mama bırakıyoruz. Sabahları sokakları süpüren temizlik işçileri bu mamaları süpürüyorlar. Bunu önlemek amacıyla Güngören Belediyesi Beyaz Masa'ya başvurdum. Temizlik İşleri Müdürlüğünden bir yetkili aradı. Halkın şikâyetçi olduğunu bu nedenle mamaları süpürdüklerini söyledi. Tam anlamıyla şoke olmuştum! Bunu yapmamalarını söyledim... Aradan bir ay geçti hâlâ biz mama koyuyoruz onlar süpürüyorlar. Değişen bir şey yok. Benim hayret ettiğim, insanların vicdani değerlerini kaybederek bunu talep etmeleri normal olabilir. Fakat Belediye bu şikâyetleri dikkate alarak mamaları süpürürken bu kedicikleri nasıl açlığa terk edebilir ki? Nasıl bir çözüm ve öneri getirmeden süpürür gider asla anlayamıyorum. Zaten hayvanlar insanımsı nice yaratıktan kaçarak zar zor hayatlarını idame ettiriyorlar. Bir darbe de Belediye vurmasın! Lütfen kediler için bıraktığımız mamalara dokunmayın. Varsın sokaklarda o kadarcık mama kiri kalsın. Hiçbir şey candan daha önemli değildir. Saygılarımla...

 

 

 

“İyi günler Feridun Ağabey, benim tekerlekli sandalyede bir oğlum var. Bu oğlumun 3 senedir Galatasaray stadına kombine bileti var. Bu sene bileti olduğu hâlde oğlumu stada almıyorlar. Nedenini sorduğumda 'o tribünde engelli girişi yok' diyorlar, 'o zaman başka yer gösterin oradan girsin' dediğimizde 'bizim engellilere bilet satışımız yok, kombinesini iade edin' diyorlar. Ama bu cevaplar ve yönlendirmeler bir çocuğun sevinmesi için yetmiyor. Bu yaklaşımın Galatasaray gibi bir kulübün yaklaşımı olamaz diye düşünüyorum.

Ben Galatasaray’dan yetkili isimler, Galatasaray yönetimi bu konudan haberdar olsa bu konuda bize daha çözüm odaklı yaklaşım sunabilir diye düşünüyorum. Bu konuyu dile getirirseniz tekerlekli sandalyedeki bir çocuğu sevindirmiş olursunuz. Hayırlı günler..."

 

 

 

Feridun Ağabey her okulda öyle mi bilmiyorum ama benim çocuğumu gönderdiğim okulda Değerler Eğitimi dersinde çocuklara namaz sureleri ve dualar ezberletiliyorken bir de anlamları ezberletiliyor. Surelerin ezberletilmesini anlıyorum, Allah’ın kelamı çünkü… Değişmez değiştirilemez. Ama bu, ezberi de çok kolay olan Kur'ân-ı kerime nispet her hoca tarafından farklı kelimelerle açıklanan ve düz yazı olan anlamının ezberletilmesindeki mantığı anlayamıyorum. Bir zamanlar İngiliz sömürgesi iken Hindistan’da öğrencilere logaritma ezberletilmesi gibi bir şey mi uygulanıyor çocuklara? Soruyorum Ağabey bugün Kur'ân-ı kerim hafızlarının kaçı meali de ezbere yazdığı gibi okuyor? Benim bildiğim şiir ezberlenir çünkü hatırda kalacak şekilde vezin vardır, kafiye vardır. Ama nesir ezberlenmez… Bu konuyu sayın yetkililerimize iletir misiniz?

 

 

 

Feridun Ağabey otobanlarımızı inşa eden mühendislerimiz belki teoride okumamış belki uygulamada da görmemiş olabilirler ama ülkemiz otobanlarının bir gerçeği daha var… Herhangi bir trafik kazasında, bir araç arızasında bir yol çalışmasında trafik bir şekilde aksadığında arka arkaya kilometrelerce uzun kuyrukların oluşması. Ve bu araçların o trafikte oflaya puflaya “hapsolmuş” bir şekilde otobanda beklemeye mahkûm olması. Oysa bu otobanlarda birkaç kilometrede bir orta refüjlerde acil durumlarda açılabilecek ve aksi istikamete giderek o trafikte beklemek yerine başka yol kullanacak araçlara imkân sağlanmak çok mu zor? Hem yakıt israfı hem zaman israfı hem iş gücü kaybı önlenmez mi? Selamlar...