SGK bu cihazın parasını ne zaman ödeyecek?

Sayın Feridun Ağabey, SGK ile ilgili bir şikâyetimize yer verirseniz memnun oluruz. Şöyle ki:

Babama işitme azlığı sebebiyle doktor tarafından işitme cihazı yazıldı. Bu cihazı 14.12.2018 tarihinde bir yetkili firmadan, parasını ödeyerek satın aldık. İlgili firma yetkilisi, bizim adımıza SGK'ya başvurumuzu yaptı ve ödemesini de 8-14 Mart 2018 tarihleri arasında PTT merkezlerinden alabileceğimizi söyledi.

Babam PTT Merkezine 8-14 Mart tarihleri arasında gittiğinde paranın yatmadığını söylediler ve 8-14 Nisan tarihleri arasında tekrar gelmesini söylediler. 8-14 Nisan tarihlerinde de yine paranın yatmadığını bildirdiler. Konu ile ilgili olarak SGK'nın Alo 170 hattını aradık. (Alo SGK Takip No: 38320672) Bize konuyu inceleyeceklerini, tekrar arayıp konunun akıbeti hakkında bilgi alabileceğimizi söylediler. O günden bugüne kadar yaklaşık bir ay geçmesine ve Alo 170'i 3 kez aramamıza rağmen sorunumuza çözümü bulamadılar. e-Devlet uygulamasında 675 TL cihaz ödemesini PTT iş yerlerinden alabileceğimiz yazıyor, ancak SGK parayı aktarmadığı için ödemeyi alamıyoruz, Alo 170 de incelemenin sürdüğünü bildiriyor. 8-14 Mayıs tarihlerinde de para yatmamıştı. Devletimizin bilişim teknolojilerini her alanda yaygınlaştırdığı bir zamanda halkın taleplerini incelemek bu kadar uzun mu sürmektedir? SGK'nın bu sorunumuzu en kısa sürede çözüme kavuşturacağını umuyoruz. Konu ile ilgili bilgiler gazetede yayınlanmamak üzere sizde mahfuz kalsın.

 

 

 

“İyi günler diliyorum Feridun Ağabey, 2007 yılından beri babasız yaşamanın burukluğu içindeyim. Bu sıralar düğün yapıp yuva kurmak için elli bin lira kadar kredi kullandım fakat geri ödemede güçlük çekiyorum. Aslen Rizeliyim ama İzmir’de yaşıyorum. Babam 2007 yılında vefat etti annem ev hanımı. Bir özel sektörde tezgâhtarlık yapıyorum. Aldığım asgari ücret hem ev bakıp hem de kredi ödememe yetmiyor. Madem öyle niye bu borcu çektin diyebilirsiniz ama ben ev kurmak, yuva kurmak istedim. Elde avuçta olmayınca yuva kurmak kolay değil. Allah ev alanla evlenene yardım eder inanıyorum. Sizden ricam durumu olan gönlü güzel okuyucularımızdan bana "düğün hediyesi" kabilinden yardımda bulunmalarını seslendirmeniz. Eğer bana yardımcı olursanız minnettar kalırım; dua ederim...”

 

  

 

Dizi filimde hem de herkesin izlediği saatte heyecanlı bir bölüm. Özeti şöyle: Ailenin emaneten mi kirada mı her ne durumda ise oturdukları evin sahibi neymiş kumarda evini kaybetmiş. Ve kumarda kazananlar mafya türü eda ile çat kapı gelip eve dalıyorlar. “Burası artık bizim!” diyorlar. İçeride oturan kimseler korkuyor panikliyor filan. Derken orada karşı komşunun babası durumu öğreniyor. O ise daha ünlü bir mafya imiş. Ertesi gün evi almaya gelenlere eli silahlı adamlarıyla gözüküyor. Ve kumarbaz çetesi süklüm püklüm evden gidiyorlar. İzleyiciye de “vay be, ne posta koydular ama!” demek düşüyor... 

Soruyorum Feridun Ağabey, bu dizinin senaristi, yönetmeni, yapımcısı, RTÜK’ü bilmem her kim ise bu filmde neden “polis” rolünü hiç akla getirmiyor? Neden bu topluma eli silahlı zorba tiplemeler dayatılıyor? Bu ülkenin polisi yok mu; kanunu hâkimi savcısı suç duyurusu yok mu? Bu gece yarısı ev basan zorba polise şikâyet edilir. Polis de gereğini yapar. Madem bu senaryo gereği ise neden senaryoda insanlara hak hukuk aramayı değil de eli silahlı zorba üstü zorba, zorbadan daha zorba filan tiplemeleri rol diye dayatıyorlar? “Rol gereği” diyerek bu ülkenin insanına, gelenek görenek, ahlak ve hak hukuk, kanun dışı ne kadar uç örnek varsa gösteriliyor. Yazık değil mi bu ülkeye, bu ülkenin insanına?