İİBF’liler Maliye Bakanlığımızdan acil ilan bekliyor

A -
A +
Feridun Ağabey, bizler üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun olmuş gençleriz. Kamuda müfettişlik ve uzmanlık kadrolarına İİBF fakültelerinden alım oluyor. Önce KPSS-A grubu alan sınavına giriyoruz. 80 üstü puanlar alıp sonra Ankara'da bakanlığın açmış olduğu kurum sınavına giriyoruz. Yetmiyor daha sonra bakanlık sınavını geçmemiz hâlinde mülakat ile atamalarımız oluyor. 
2006 KPSS A grubu alan sınavına Mayıs 2017'de girdik. Ancak KPSS sınavının üstünden 1 koca yıl geçmesine rağmen Maliye Bakanlığı henüz ilana çıkmadı. 2017 KPSS'ye ise 1 ay kaldı. Kütüphanelerde gece gündüz çalıştık, güzel puanlar aldık, ancak bütün kurumlar ilana çıkarken Maliye Bakanlığımız ilana çıkmadı. 
Bu kapsamda bakanlığımızdan diğer bakanlıklarda olduğu gibi 3000 Gelir Uzman Yardımcısı, 1000 Vergi Müfettiş Yardımcısı ve 1000 Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı ilanını acil bekliyoruz. 
Gençliğimiz kütüphanelerde geçerken ilanların gelmemesi bizleri hayal kırıklığına uğratıyor. Bizler bu devlet için liyakatimiz ile elimizden geleni yapmaya hazır gençleriz. Sesimizin duyulmasını istiyoruz.
Ağabey, geçen yıl bizlere destek olmuştunuz. Sayenizde kadrolar açılmıştı, bakanlığımızın bizlerden haberi olmuştu. Bu yıl tekrar desteğinizi bekliyoruz. Geçen yıl yüzlerce arkadaşımız mail göndermiş ve mailiniz kilitlenmişti. Bu yıl aynı hatayı yapmadan tek elden mail gönderiyoruz. Allah razı olsun. Duacıyız. Saygılarımızı sunuyoruz...
             İİBF’li gençler
 
 
Bitmemiş kooperatiflerin peşine düşen yok mu?
 
Feridun Ağabey merhaba, 2010 yılında gazetenizde bir kooperatif ilanı görmüştüm. Projenin adı “Erzurum Aziziye Konutları” idi. Kooperatifin adı da “Akademisyen Gayrimenkul” Şartlar müsaitti, peşin ödeyince kârlı çıkılacaktı güya. Bu yüzden kredi çekip peşin ödedim ama bugün oldu hâlâ bir ses yok. İki blok yapıldı sadece. Mağdur üye çok… Mağdur üyeler birleşip avukat tutalım dedik ama o da çok para istedi. Tapularımız hacizli. Kısaca, bir kooperatif kurbanıyım! Şimdi soruyorum: Bu ülkede hâlâ bitmemiş kooperatiflerin peşine düşen yok mu? İlgili yerin belediyesi ve kaymakamlığına e-posta gönderdim, cevap yok. Kooperatif arsası toz ve yıkıntı içinde. İlgililerin hiç dikkatini çekmiyor mu? Mağdur üyeler olarak hakkımızı savunacak gücümüz yok ama devlet bu konuya el uzatırsa, kanunlar çıkarırsa memnun oluruz. Bu işin, yani paramızı bari geri almanın bir yolu yok mu? Saygılar...
         "İsimsiz"
 
 
Ağız sütünü içmeyin, buzağılarımız ölmesin!
 
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız tarafından 2018 yılı "Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Buzağı Ölümlerinin Önlenmesi" yılı olarak belirlemiştir. Ülkemizde 2016 verilerine göre yaklaşık 6 milyon buzağı doğmakta ve bunlardan 900 bini ölmektedir. Ülkemizde buzağı ölüm oranı yüzde 15, yurt dışında gelişmiş ülkelerde bu rakam yüzde 2-3'tür. Hatta %3 ölüm oranı olan ülkeler durumu alarm olarak görüp harekete geçmektedir. Çünkü yıllık 600 milyon avroluk bir kayıp söz konusudur. Buzağı ölümlerimizin en büyük sebebi yavruların doğumdan sonraki ilk 8 saat içinde annelerinden yeterli ağız sütü alamamalarıdır. Zengin bağışıklık proteinlerini içeren ağız sütünü yeterli oranda ya da hiç alamadıkları için bağışıklık sistemi oluşmayan buzağılar doğumdan sonraki ilk 1 ay içerisinde ölmektedir. Buzağılar diğer canlı türlerinden farklı olarak bağışıksız doğmaktadır. Dolayısıyla o sütü ilk 8 saat içerisinde tüketmesi lazımdır. Yurt dışından ithal hayvanların hastalık profili ile bizim ülkemizin hastalık profili farklı dolayısıyla ithal ineğin Türkiye'de doğan yavrusuna verdiği ağız sütünde geldiği ülkenin doğal yapısında bulunan hastalıklara karşı bağışıklık proteinleri bulunurken; bizim ülkemizdeki hastalıklara göre yok. Bu nedenle buzağıda da Türkiye florasına uygun bağışıklık gelişemiyor. Yurt dışında ağız sütüne çok büyük önem veriliyor. Ülkemizde ise maalesef üreticilerimiz ağız sütünün öneminin çok farkında değil. Hatta çoğu zaman buzağının alması gereken ağız sütünü üreticilerimiz kendileri aileleri ile birlikte şifa niyetiyle tüketebiliyor. Oysa o süt buzağı için hayati önem taşıyor ve buzağının bu ilk sütü ilk 8 saat içinde alması gerekiyor.
Bu konuda şuurlu olup buzağı ölümlerini en aza indirmemiz gerekmektedir. Burada da en önemli görev doğru devlet tarım hayvancılık politikasıyla birlikte Veteriner Hekimlere düşmektedir. Yakın gelecekte alınacak tedbirlerle ülke hayvancılığımızın istenilen noktaya gelmesini ümit ediyorum.
              Doç. Dr. Mehmet Özdemir-Biyokimya Uzm.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.