Semtimizdeki motosikletlilerden bıktık usandık!

A -
A +
Sayın Feridun Ağabey, semtimizde yaşadığımız "motosiklet terörü" nedeniyle şikâyet ve talebimi CİMER vasıtasıyla Sayın Başkanımıza arz ettim. Dilekçemi size de göndererek yetkililerden bu meseleye olan hassasiyeti artırmak ve dikkatlerini çekmek istiyorum.
İşte mezkûr dilekçem:
"Sayın Başkanım, ben İstanbul Fatih semtinde ikamet eden bir vatandaşım. Semtimizde olsun başka yerlerde olsun yaşadığımız 'motosiklet terörü'nden bîzarım (bıkmışım). Ailece çoluk çocuk gezmek için dışarı adımımızı attığımızda motosikletlilerin; cami avluları, kaldırımlar dâhil hemen yer yerde bizlere endişe saldıklarını, ufak çocuklarımızı ve dahi bizleri her an korku içerisinde bıraktıklarını söylemek istiyorum. Semtimizdeki Fatih Camii avlusu çocukların soluk aldıkları koşabildikleri tek mekân olmasına rağmen motosikletliler cami avlusunun bir tarafından girip öbür tarafından çıkarak burayı âdeta kendilerine bir yol yapmış durumdalar.
Hatta bazısının hız ve şov yaparak sürüşleri nedeniyle bizler oturduğumuz yerde bile tedirgin oluyoruz. Ayrıca motosikletlilerin kaldırımları da kendilerine yol yaptıklarını görüyoruz. Semtimizdeki polis karakolunun yanı başında yer alan dönercilerin kuryeleri dahi kaldırımları çok rahat bir şekilde kullanıyorlar. Ayrıca bu tedirginliğimizin sebebi bu motosiklet kullanıcılarının çoğunun çocuk yaşta ve ehliyetsiz kullanıcılardan oluştuğudur. Aklı başında insan motor kullanırken karşıdaki insana tedirginlik vermez. Ama delikanlılar, canları kaynıyor, motorları çok seri kullanarak tehlikeye davetiye çıkarıyorlar. Daha önce Fatih Müftülüğüne cami avlusunda motosiklet geçişlerine izin verilmemesi için dilekçe ile başvurdum. Bana cami avlusunda yapılan cami düzenlemesi sonrası bu sorunu halledeceklerini söylemişlerdi. Ancak bugün gelinen noktada herhangi bir adım atılmadığı gibi göçmen vatandaşların gelmesiyle kalabalıklaşan Fatih Camii avlusunda motosiklet daha bir tehlike saçar oldu. CİMER'e Başvurum sınırlı karakterde yazıya izin verdiğinden bu kadarla kaldı. Saygılarımla arz ederim.”
             Hüseyin Y./Fatih-İstanbul
 
 
Bir durak yüzünden şoförler birbirine düşmesin
 
“Sevgili Feridun Ağabey, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Merkez Köprübaşı mevkiine trafik ışığı taktı ve köprübaşından eski sanayi yolu gidişine, dönüşte sağda bulunan personel durağını ise ileri bir yere taşımadı. Bu durum benim gibi servis aracı kullanan şoförler ile diğer şoförler arasında sözlü sataşmalara sebep oluyor. Bu aksaklığın ileride daha büyük sıkıntılara sebebiyet vermemesi için acilen giderilmesi gerekiyor.
Yaşam Hastanesi altına üst geçit yapıldı. Yapılan kaldırımdan dolayı YSK Center’a inen yol çok daraltıldı, inişlerde sorun yaşıyoruz. Sevgi Çocuk Evlerinden, Hürriyet Mahallelerine sapış yolu çöktü, hafif araçlar geçiş yapamıyor. Seçimlere sekiz ay kala temennimiz Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin bu aksaklıkları gidermesidir. Sevgili ağabeyciğim, bir gün yolun düşerse Süleymanpaşa’da sizi misafir etmek isterim- kendisine nazik daveti için çok teşekkür ediyoruz-  Allaha emanet olun.”
             Z.K./Süleymanpaşa-Tekirdağ
 
 
"Cebim para gördü ama kendim kayboldum!"
 
Feridun Ağabey, ben düne kadar hayatını normal şartlarda yaşarken birkaç seneden beri işlerimizin iyi gitmesiyle ekonomik durumunu düzeltmiş bir aileye mensubum. Otuzlu yaşlardayım. Yakın çevremde de gördüğüm bir durumu itiraf etmek durumundayım. Özellikle bizim gibi genç neslin çoğu, ismi konulmadık bir sarsıntı içindeyiz de haberimiz yok! Bizim düne göre ekonomik durumumuz, hayat standardımız iyileşti. Hayalini kurduğumuz nice imkânlara kavuşmamız kolaylaşmaya başladı. Elbette bununla birlikte hayat tarzımız da değişmeye başladı. Ve tabii ki bu değişme, düşüncelerimize de yansıdı. Buraya kadar tamam…
Ama ağabey, şimdi kendime bakıyorum bir dönem tutum ve davranışlarından dolayı eleştirdiğimiz zengin insanların durumuna düştük biz de! Dün eleştirdiklerimizi bugün kendimiz yapıyoruz. Yoksulluğu ve yoksulu unutmayı bırakın unuttuğumuzu bile unutmuşuz. Ne oldu ise yüreklerimiz daha bir kalınlaştı. Merhamet duymakta zorlanır olduk. Bir inceden kibir, bir benlik peyda olduğunu vicdanımızdan bile saklamaya çalıştık. Önceden sağlam inançlı, idealist gençlerdik yani. Semtimizde mahallemizde olanlardan haberdar olurduk. Şimdi cebimiz para gördü paralı yerlerde takılır olduk. Çevremizden farkında olmadan koptuk… Bir dönüp baktım hâlime biz dünümüzden uzaklaşmışız derken kendimizden kopmak üzereyiz… Etrafı beğenmez hâldeyiz… Şimdi o idealist hâlimi özlüyorum. O zaman cebimde param yoktu ama hayatta kendim vardım… Şimdi sadece param var, o eski beni kaybettim… Ben kendimi arıyorum ağabey…”
             “İsimsiz”-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.