Tapudaki memurla iş birliği yaparak…

"Feridun Ağabey iyi günler diliyorum. Ben Hollanda’da yaşıyorum. Türkiye’den ev almayı düşünen gurbetçilerimizi uyarmak için başıma gelen bir olayı paylaşmak istiyorum. Geçen yıl Kayseri’den 2 tane 1+1 yatırım amaçlı içi dayalı döşeli ev satın aldık.

Özel kira sözleşmesi de yapıldı. Havuz sistemli kiraya verildiğini belirttiler ama biz, 'az olsun işimiz garanti olsun, sıkıntı yaşamayalım' diye havuz sistemli değil sabit aylık almak istedik. Ona göre sözleşme yapıldı ve imzalandıktan sonra tapuya gidilip evi üzerimize aldık.

Yaklaşık 2 ay sonra evimize bankadan mektup geldi ve evin hacizli olduğunu öğrendik. Defalarca gitmemize rağmen bir sonuç alamadık hep 'hallederiz' deyip geçiştirdiler.

Sonradan öğrendik ki tapudaki memurla iş birliği yaparak evin hacizli olduğunu örtbas etmişler.

Aylar sonra haczi kaldırtmayı başardık ama bu defa da kira parası düşük gelmeye başladı.

Sözleşmeyi götürüp sorduğumuzda sözleşmenin geçersiz olduğunu evle alakası olmayan kişi tarafından imzalanıp mühürlendiğini söylediler. Dolayısıyla binanın doluluk oranına göre aylık verileceğini belirttiler. Başından sonuna kadar sahtekârlıklarla dolu bir süreç yaşadık ve ben bunların yanına kalmaması ve daha fazla kişilerin mağdur olmaması için ilgili yerlere şikâyette bulunmak istiyorum.

Sizden ricam rüşvet yiyerek bize evin hacizli olduğunu gizleyen tapu memurunu ve bizimle ortak kira sözleşmesi yapan kişinin normal bir çalışan olduğunu; kendileriyle alakaları olmadığını öne sürerek sözleşmeyi de geçersiz sayan kimseleri hangi mecraya şikâyette bulunabilirim? Yardımcı olursanız sevinirim” diyen Hollanda’dan B.K. isimli değerli okuyucumuzla ilgili hukukçu okurlarımızdan mail bekliyoruz.

 

 

 

Feridun Ağabey, herkes hafta sonunu iple çeker, pazartesi yorgunlukları yaşar. Ben hafta sonu gelsin istemiyorum. Eyvallah bekârken ben de iple çekerdim ama iki seneden beri gına geldi… Hafta sonu olduğu zaman hanım temizlik günü yapıyor. Benim elime de tutuşturuyor elektrik süpürgesini. “Sen süpüreceksin, ben sileceğim” diyor.  Haydi yapmıyorum de bakalım… O kocaman süpürgeye doğru giderken sanki bir işkence sandalyesine doğru gidiyormuşum gibi oluyor. Hele fişini çıkartıp prize taktıktan sonra düğmeye bastıktan sonra çıkan “vooov” sesi yok mu? Hay kahrolası diyorum… Bu ne biçim ses… Şimdi koca evi bu sesi dinleyerek dolanacağım öyle mi? Yani iki senedir her pazar günü bu elektrik süpürgesini kim bulduysa ona saydırıyorum…  Yetti abi be… Kıracağım ama biliyorum yenisini aldıracak… Evlilik tamam ama şu elektrik süpürgesi olmasa! Buradan yeni evleneceklere tavsiye ediyorum. Evlilik sözleşmesi yapıyorsanız eğer hiçbiri önemli değil. Ben süpürmem diye not düşün… Bakın hayatınızın hatasını yaparsınız… Benden söylemesi… Beni dinlediğin için sana da teşekkür ederim Ağabey.

 

 

 

Feridun Ağabey gel de düşünme! Yıllar önceydi. Bir şehir kulübünün bazı seyircileri stadyumda ''hakemin yedi sülalesine küfrediyor!'' Çocuklar da yanlarında. ''Kötü anne, baba eğitimi'' Sonra, seyirci sahaya çakı atıyor; yol aramalarında falçata, bıçaklar ele geçiyor; ''Ölmeye, ölmeye geldik!'' deniyor. ''Eğitimsiz taraftarlık''... Eğitimin noksan kaldığı, yetmediği belli… O hâlde, ''ya kanunî ya dinî müeyyide'' eğitimi gerekli; en iyisi ''ikisi de gerekli'' Kim verecek bu eğitimi? Taraftarı ahlaki ve hukukî küfürden arındırma eğitimini? Aile ve okul... "İki arada bir derede kalmışsın taraftarım!'' Ne yasaktan korkuyorsun, ne kul hakkından…  Sadece bir şehirde mi işleniyor bu küfür eylemi? Bütün Türkiye taraftarlar katmanının belki önemli bir kısmı. ''Ey total katman, aranda yer verme bunlara!'' mı desek yoksa turuncu sivil polislerin çözümünü mü beklesek…  İkisi de çare değil taraftarım! Hem dış müeyyide olarak kanuna uyacaksın. Hem iç müeyyide olarak Allah’tan korkacaksın… İki arada bir deredesin taraftarım! Aklını başına topla! Allahü teâlâ sana boşuna mı Hazreti Mevlana gibi örnek şahsiyetler gönderdi sanırsın? Taraftara sesleniyorum ama bu sözlerim asıl sana ey milletim… Her alanda, hem devletin kanunlarına uymak hem gelenek ve göreneklerimize dinimizin inancımızın kurallarına bağlı kalmak gerekir ki eğitimli ve medeni bir ülke olalım.