Lise ve üniversitelerimiz işsizlik mi üretiyor?

A -
A +
Feridun Ağabey, "zorunlu eğitim" 12 yıl mecburi. Çocuk 7 yaşında okula başlıyor. 7+12=19 yaşında okul bitiyor. Üniversiteye gideceğim diye 2-3 yıl sınavlarda vakit geçerken yaş oluyor 21-22-23… Bu gençler yaz tatilinde “okuyorum” diyerek çıraklık yapmıyor, baba işinde bile çalışmıyor. Ve ne acıdır ki yetişkin yaşta mesleksiz kalıyorlar. Şu bir gerçek ki 12 yıl mecburi eğitimi bitirenlerin hepsi üniversiteye gidemiyor. Üniversiteyi bitirenlerin de %100’ü iş bulamıyor. Ve bu çocuklar istese de baba mesleğini veya küçük yaşta heveslendiği bir mesleği yapamıyor. Buna eli yatkın olmaya yaşı izin vermiyor. 12 yıl mecburi eğitim ve üniversitelerimiz aslında işsizlik üretiyor… Böyle giderse mahallemizde elektrikçi, sucu, sıvacı, badanacı, doğalgazcı, berber, kalebodurdu, marangoz vs. bulamayacağız. Örnek verecek olursak yukarıdaki ve benzeri işler okulda değil çıraklıkta öğreniliyor. Eskiden ilkokuldan sonra isteyen veya imkânı olan okuyor isteyen baba mesleğini seçiyor isteyen veya tezden hayata atılmak isteyen bir iş yerine çırak olarak başlayıp ileride bir mesleği oluyordu. Şimdi bari bu mecburiyet 4+4=8 yıl olsun. Çocuklar ortaokul diplomasını alsın. İsteyen okusun isteyen usta olsun, kısa yoldan aile bütçesine katkıda bulunsun. Bu arada işsizlik de biraz azalmış olsun. İşsizlik önlensin. 12 yıl mecbur okuyan, köyde çiftçilik, hayvancılık, sebze meyvecilik yapar mı? Yapamıyor? Fabrikalar ara eleman arıyor bu sebeple bulamıyor. Bir duyarlı vatandaş olarak iktidarı muhalefeti fark etmeden sayın vekillerimizi bu konuda bu millete bu ülkeye bu iyiliğe davet ediyorum.             Vatandaş Aykut Aktaş-İstanbul     "Süper Emekliler" 27 yıldır mağdur   Muhterem Feridun Ağabey, selamlarımı sunar, sağlık sıhhat ve afiyetler dilerim. Dertlerimizin ortağı olduğunuz için sizlere minnettarım. Sizlerden rica ediyoruz, gazetemizin köşesinde tekrar teferruatlı olarak Sayın Başkan’ımıza AK Partili milletvekillerimize, hükûmet üyelerimize derdimizi ulaştırır mısınız? Biz 1987 yılından kalma "süper emekli"leriz. Bizler 60 bin civarındayız. Bizlere 1987 yılında verilen borçlanma hakkıyla hepimiz SSK’ya çok yüksek tutarda para ödedik. Amacımız o zamanın imkânına göre tavandan (üst gösterge tablosundan) aylık almaktı. Gerçekten de birkaç ay yüksek aylık aldık. Ancak bu düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu defa da biz ödediğimiz primlerle kalakaldık. Devlet ödediğimiz fazladan paralarımızı iade edilmediği gibi mağduriyetlerimizi de çözüme kavuşturmadı. 1991 yılında Sayın Süleyman Demirel’in Başbakanlığında kurulan koalisyon hükûmetinin programında bile biz süper emeklilerin mağduriyetlerinin giderileceği belirtilmişti. Aradan geçen 27 yıla rağmen, derdimiz hâlen çözüme kavuşmadı. Bugün birçok normal emeklinin gerisinde maaş alıyoruz. Ağabey şu an 1950 lira maaş almaktayım. Ne yazacağımı, kime ne diyeceğimi bilemiyorum. Bizi bundan önceki hükûmetler döneminde mağdur ettiler. Ama şimdiki hükûmetlerimizden imdat istiyoruz. Artık yaşlandık. Kulaklarımız arızalındı, gözlerimiz görmez oldu. Ama o zamanın hükûmetleri bize bu kandırmayı yaptılar! Anavatan Partisi bugün yok silindi gitti ama geride bizim gibi binlerce mağdur bıraktı. İntibak bekleyen bu 60 bin kişilik "süper emekliler" grubu olarak da devletimizden bir müjde bekliyoruz.”            Süper işçi emeklisi mağduru     “Çağdaş bir toplum inşa etmenin anahtarı”   Feridun Ağabey, 3-5 zincir sermayenin yerli iş birlikçileri, “Türkiye’de Almanya’da gözlük ödemeleri kalktı, biz Almanya’dan zengin miyiz? Avrupa'da gözlük ödemeleri kalktı” gibi söylemlerle bürokratlarımız yanlış veya eksik bilgilendiriyorlar. Cam ve çerçeve fiyatlarını bırakın artırılması sürekli geri çekildi, fiyatların iyileştirilmesi engellendi. Geleneksel müesseselerin can suyunun kesilmesi hedeflendi. Geldiğimiz süreçte Fransa'da gözlük ödemelerini devlet karşılayacak. Fransa şu anda 17 avro ödüyor. Gözlük çağdaş bir toplum inşa etmenin anahtarıdır. Lütfen derdimizi kamuoyuyla paylaşır mısınız?             Taylan Küçüker-Gözlükçü Eczacı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.