Avukatların icra tehditlerinden bıktık usandık

Sevgili Türkiye gazetesi, Allah rızası için ne olur şu diyeceklerimi duyurun: Bir vatandaş olarak şu avukatların icra tehditlerinden bıktık usandık. Sinir krizi yaşıyoruz. Bir bankaya olan borcumdan dolayı maaşım haciz yoluyla kesilmekte fakat avukatlar hâlâ miktarı artırmam için evime gelmekteler. Zaten o kadar borcun içinde bunalmış durumdayım. Zaten maaşımdan para kesilmekte fakat hâlâ ev haczi için gelmek istiyorlar. Lütfen bu zulmü duyurun ve nasıl bir yasadır ki borçlular hakkını savunamamakta. Durumu daha kötü olmakta, biz bu ülkenin evlatları değil miyiz? Lütfen bizi 'faiz lobisi'ne yedirmeyin!..

 

 

 

Feridun Ağabey bu konuyu birkaç defadır sayenizde gündeme getirmek istiyorum. Ortaokuldan sonra 4+4’ten sonra öğrenciler serbest bırakılsın. İsteyen okusun isteyen çırak kalfa çekirdekten yetişip usta olsun. Okumak iş öğretmiyor. Bugün bir milyondan fazla üniversite öğrencisi işsizimiz var. Birçoğu da mezun olduğu okulla ilgili iş yapamıyor. Bu gidişle iş yaptıracak farklı dallarda usta bulamayacağız.

Yine pek çok kişi ev ve iş yeri kira gelirlerini aslına uygun beyan etmiyor. Ya düşük gösteriyor veya elden alıyor. Devletin bu konuda büyük zararı var. Maliye ev ev gezip yılbaşlarında denetim yapacağım dese mesele biter. Yine piyasada pek çok kişi telefonla kart dağıtarak iş yapıyor. Kirası vergisi yok. Biz iş yeri sahipleri bu duruma çok üzülüyoruz. İhbar hattı kurulmalı ve maliye denetim yapmalı.

 

 

 

“Acaba sevgili basınımızın içinden sokak hayvanlarını seven koruyan var mı?

Varsa lütfen bilsin ki dönem icabı dokunulmazlığı ile İstanbul hayvanlarına çapı icabı en büyük kötülüğü yapan bana göre 'İBB Veteriner İşleri'dir. İBB Veteriner İşleri Müdürlüğü 5199 sayılı yasaya uyma gereği hissetmez çünkü kendi kanunları vardır. Hayvansever gönüllüyle asla çalışmaz, işine karıştırmaz, köpekleri alır vermez, gıcık olduğuna hiç vermez, almayı başarırsan ancak 'sahiplendirerek' verir vb. Belki bir gün… Eğer şimdi gündemde olan ölüm/sürgün yasası çıkmazsa... Elinden her sene on binlerce hayvan geçen bu belediyeye merhametli bir kadro atanır. Allahtan ümit kesilmez”

 

 

 

10-15 yıl kadar önce, faydalı, teknik bilgi veren, öğretim amacı olan kitapları desteklemek için, "Eser yazın, ilk baskısını bedelsiz olarak yapıvereyim" demiştim.

Ancak, birçok kişi bunu anlamadı... Hiçbir edebî-bilimsel değeri olmayan, imla kurallarını katleden zırvalar da yığınla gelmeye başladı.

10 kitap bile okumadan yazarlığa, şairliğe kalkanlar ne kadar da çok. Çarçur eserleri basamayacağımı söylediğimde ise hakaretler gırla gider.

Bazı türler/kişiler de şunu söyler: "Ben Türkçe öğretmeni değilim ki... İmla kurallarının ne önemi var ki..."

Türkçeyi doğru yazamayan, imlayı bilmeyen milyonlarca insana hiçbir şey öğretilemiyor. Dil gidince her şey gidiyor... Dil, kişinin aynasıdır. Bir insan 5 dakika konuşsun, bir sayfa da metin yazsın, onun evsafını/seviyesini idrak edebiliriz.

Profesör olmuş bazı insanların kitaplarını düzeltme işlerine bulaştım bir ara... 6 ay tahammül edebildim. Çok bilen insanlardaki yabancı kavramlarla yazma, cümleleri uzatma, daldan dala atlama hastalığı hâlâ geçmiş değil... Özet olarak, dilini okuyup yazamayan devasa yığınlar bizi sürekli geride bırakıyor...