Çocuklarımız için iyi model olabiliyor muyuz?

A -
A +
Feridun Ağabey, şiddetin okullarımıza kadar inmesi sebebiyle geçen günlerde bir profesör hanımın televizyona bağlanıp şiddet üzerine konuşmasına şahit oldum. Hoca hanım çocuklarımıza günümüzde gösterebileceğimiz iyi modellerimizin pek olmadığını dile getirdi. Sonra da sanki hepimize ders verir gibi anlattı: Özellikle sokak kavgasından okullara kadar her yerde, televizyondan sosyal medyaya kadar her alanda şiddetin övgü görmesine dikkat çekti. Şiddet gösterenlerin kahraman gösterilmesi, onların güçlü gösterilmesi ve şiddetle her şeyin elde edileceğini öğretilmesinin de gençler arasındaki şiddette eksen olan şeylerden bir tanesi olduğunu dile getirdi. Biz toplum olarak suçlu yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz, dedi.
"Çocuklarımıza nasihat etmeden önce kendimiz doğru modeller olmamız gerekiyor. Onlar bizi örnek alır zaten. Ama siz televizyon karşısına geçip saçma sapan şiddet gösterilerini övgüyle alkışlarsanız ya da birbirimize bağırıp çağırıp şiddet gösterirseniz çocuklarımıza ne konuşursak konuşalım bir anlamı yok" dedi. Bir de çocuklarımıza yaptıkları hataların sorumluluklarını almalarını onlarla yüzleşmeleri gerektiğini; kendi sorumluluklarını bilmeleri gerektiğini belli yerlerde sınırları olduğunu ve onlara uymaları gerektiğini söylememiz gerek dedi.
Bizim çok küçükmüş gibi gördüğümüz birçok şeyin aslında şiddet içerebildiğini bilmemiz gerektiğine dikkat çekti. Çocuklarımızın sosyal medyadan okula kadar muhatap oldukları çok şey var. Dolayısıyla iyi örnek olup çocuklarımızı doğru, ayakları üzerinde duran sorumluluk sahibi, öz güvenle yetiştirebilmeyiz ki hem şiddete ihtiyaçları olmasın kendilerini ispatlamak için hem de, kendilerine karşı gelen şiddete “dur” diyebilsinler, dedi. Bu güzel bilgileri sizinle paylaşmak istedim. Saygılarımla.
           Perihan Tülin Yılmaz-İstanbul
 
 
Marketlerde bir poşet ücretsiz sonrası 25 kuruş olmalı
 
Sevgili Feridun Ağabey, Çevre Bakanlığımızın aldığı bir kararla marketlerde müşteriye ücretsiz poşetin kaldırılarak 25 kuruşa poşet verilmesi konusuna ben de bir yorum getirmek istiyorum. Poşetlerin çevreye verdiği zarara yüzde yüz katılıyorum. Müşterilerin önceki uygulamada çok aşırı miktarda poşet israfı yaptığına hatta fazladan poşet alarak evde çöp için filan kullandığını da tahmin ediyorum. Dolayısıyla tüketiciyi frenlemek ve fazla poşet kullanımının önüne geçmek için poşetin ücretlendirilmesi güzel bir düşünce. Ancak yılların alışkanlığını pat diye ortadan kaldırmak adına bir de müşteriye saygı adına poşetin ücretsiz olmasını kaldırıp doğrudan parayla satılmasına geçmek soğuk duş etkisi yaptı… Örneğin baklava alan müşteriye baklavacı kutu parasını ekstra isterse, lahmacuncu veya pideci getirdiği paket serviste poşet ve kutu parasını isterse bu müşteriye şok etkisi olmaz mı? Ama nasıl ki müşteri baklavacıdan baklava aldıktan sonra bir de kutu ver demiyorsa market alışverişinde de müşteriye bir poşet ücretsiz verilmeli, sonrasında poşet isteyen olursa 25 kuruştan verilmelidir. Amaç fazla kullanımı önlemekse bence doğru olan budur. Amaç poşet israfını önlemek ise doğru olan bir poşetin müşteriye ikram edilmesi sonrasının parayla verilmesidir. Amaç eğer poşetten de para kazandırmak ise bu, marketlere haksız rekabet oluşturduğu gibi market müşterilerini de cezalandırmak anlamına gelmektedir. Saygılarımla.
          Rüştü İlhan-Ankara
 
 
Öğretmenlere, samimi bir öğrenci…
 
Feridun Ağabey ben yedinci sınıfa giden bir öğrenciyim. Öğretmenimiz sınıfta hepimizi ayrı ayrı çok sevdiğini söylüyor ama geçen gün bir farklı davranışını yakaladım. Sınıfımızdan bir arkadaş rahatsız olup o gün okula gelmeyince öğretmenimiz dedi ki: “Çocuklar arkadaşınız bugün rahatsızmış. Okula gelemedi. Öyleyse ne yapmamız lazım? Ona mesaj çekip geçmiş olsun dileklerimizi iletmemiz lazım" dedi. Sınıfça arkadaşımıza “geçmiş olsun” mesajı çektik. Bu benim çok hoşuma gitti. Ama aynı zamanda öğretmenimizin sınıfta ailesi zengin öğrencilerle diğer öğrenciler arasında ayırım yaptığını fark ettim. Çünkü ben de geçen ay hasta olmuş ve üç gün okula gelememiştim. Ama öğretmenim benim hasta olduğumu da bildiği hâlde bana mesaj çektirmemişti. Ben öğretmen olsam hiçbir öğrencime ayrıcalık göstermem çünkü fark ettirmediğini sansalar da biz öğrenciler hepsini anlıyoruz...
          Rumuz: “Gül”-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.