Urfa evliyasının makamı ve merkadine saygı

Feridun Ağabey, size iki konuda derdimizi Şanlıurfa Valiliğimize sunmanız için yazıyorum.

Bunlardan bir tanesi, bazen Balıkgöl (Dergâh) civarında genellikle akşamları dolaşmaya ziyarete gidiyoruz. Orada bulunan konuk evlerinin rahatsız edici müzik sesleri yükselmektedir. Orada bulunan sebebi mevcudat fahri kâinat Efendimizin atası Cedd’ül enbiya İbrahim aleyhisselâmın makamı ve dahi birçok evliyanın merkadi (kabirleri) ve ziyaretgâhlarıdır. Buralarda Fatihalar, Yasinler, Tebarekeler… Salevatlar ve dua sesleri yükselmeli ve bu zevatın ruhları şad edilmelidir. Ya bu konuk evleri kültür merkezleri (ve bunun gibi) olarak değiştirilmeli veya sesleri dışarıya taşmamak kaydıyla müsaade edilmelidir. Yoksa Allah’ın rızasını ve bu zevatın şefaatini celp edemeyiz. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla…

 

Feridun Ağabey diğer derdim de Şanlıurfa’mızda bir âdet var. Bazı aileler düğün yaparken dışarıya müzik ile ilgili enstrüman vs. kuruyor ve son sesle eğlence yapıyor. Bu eğlence bazen üç beş gün sürüyor. Allah düğünlerini hayırlı kademli eylesin fakat başkalarını gün boyu bazen günler boyu rahatsız etmemeye dikkat ederlerse daha şık bir yaklaşım olur kanaatindeyiz.

Çünkü çevrede mahallede evlerde hasta var, yaşlı var, uyuyacak çocuklar var, işten gelen yorgunların dinlenmeye ihtiyacı var… Bir şekilde üzüntülü insanlar olabilir; velev ki hiç biri olmasa bile kimsenin kimseyi gün boyu veya günlerce o sesi dinlemeye mahkûm etmemesi gerekir. Bir de şehir merkezinde insanlarımız çok hızlı ve bilinçsiz araba kullanmakta ve de araçlarını gelişigüzel park etmektedir. Olmaz yerlerde olmaz şekillerde park yapılmaktadır. Mümkünse denetimler bu konuda biraz artırılsın ve tedbirler alınsın... Ve son arzum da Şanlıurfa’mızda hız koridorları çalışması başlatılmış. Mümkünse Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı'na yapılması da çok isabetli olur. Gereğinin arz ederim. Saygılarımla…

 

 

 

“Feridun Ağabey, anlat derdini diyorsun… Anlatsam ne anlatayım be abiciğim… Ben babasının maaşı için beni terk edip giden iki çocuğumla baş başa bırakan bir sevdiğim tarafından terk edildim ağabey… Beni iki çocuğumla bıraktı gitti vicdansız… İşsiz kalmasaydım ona izin verir miydim? Ah bir kuru soğana muhtaç oldum gerçekten… En güzel yıllarım boşa gitti abiciğim… Sadece benim mi onun da en güzel yılları heba olmadı mı?

Ama çok yalnız kaldım şu yalancı dünyada… Allah kimseyi yalnız bırakmasın diyorum… Hayat çok zor abiciğim… Ve size bir şey diyeyim mi bu hayat var ya… Bu hayat inan ki bencil ve vefasızlara güzel abi... Ah benim güzel ağabeyim, tamam sevmek çok güzel bir duygu ama insan birazcık da olsun sevilmek de istiyor be abi? Yanlış mı düşünüyorum söyle ağabey… Aslında var ya… Her şey boş her şey yalan bu dünyada… Dünya dönüyor ve her şey unutulup gidiyor, mazide kalıyor… Bu üç günlük dünyada öyleleri var ki insanları ağlatan… Onlara hayvan desen, hayvana hakaret olur. Boş ver be abi… Senin canın sağ olsun…”