GÖGDER’den Simu’ya yardım ve infak çağrısı var

 

“Feridun Ağabey, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), yayımladığı durum raporunda, Afrika Boynuzu bölgesinde özellikle Kenya, Somali ve Etiyopya’da durumun kritik olduğuna ve yeni çekirge sürülerinin oluşmaya başladığına dikkat çekti. Habere göre çöl çekirgeleri tarıma hayli zarar vermiş. Yaklaşık 1 milyar insanın açlık tehlikesi yaşayacağı bekleniyor. Bu kapsamda kısa adı GÖGDER olan Gönüllü Öğrenme Grubu Derneği olarak geçtiğimiz yıl Etiyopya’nın Simu beldesinde ramazan ayı boyunca Cafer-i Tayyar Mescidi'nde iftar vermiştik. Gıda yardımı yapmıştık. Yeni Müslüman olmuş bu beldeye üç yıldır destek veriyoruz. Bölgeye mescit, medrese/ev, değirmen yaptırmıştık. Ailelere geçimlerini sağlamak için 3’er keçi dağıtmıştık.

Bu sene salgın nedeni ile maalesef iftar yapamayacağız. Ancak çekirge felaketi ve yaşanmakta olan açlık tehlikesi karşısında bu bölge insanına bir nebze olsun yardım paketi gönderme arzusundayız. Yani bu sene hayırseverlerimizin desteğiyle hem gıda hem kıyafet yardımı yapacağız. Tüm dünyada sıkıntı var ve onlar daha da fazla zorluk yaşıyor. Dernek olarak bu yardım organizasyonu için daha önceki senelerde de iş birliği yaptığımız Etiyopya İman İslamic Assocation ile iş birliğine devam ediyoruz. Gıda Paketi için:

10 kg un, 10 kg pirinç, 5 kg yağ, 2 kg hurma, 10 kalıp sabun...

Kıyafet Paketi için: (Erkekler için) Gömlek, pantolon, ayakkabı-terlik.

Kadınlar/kızlar için: Başörtüsü, elbise, ayakkabı-terlik... 

Yardım ve infakta bulunmak isteyen hayır sahiplerimiz 0212 631 2728 pbx ve dernek@gog.org.tr mail adresinden bize ulaşabilirler. Hayır sahiplerinin bir veya iki paket de olsa yardımları çok makbule geçer. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ediyoruz.”

 

 

 

“Feridun Ağabey, şu koronavirüs bizi hem sağlığımızdan etti hem evde huzurumuzdan... Devletimiz sokağa çıkmayın evde kalın dedi. Bizim herif dünden razıymış evde kalmaya. Koltuk ile mutfak arasında sefer sayısı bile belirsiz bir şekilde yolculuğa başladı… Boş gidip dolu geldi, boş gidip dolu geldi. İlerleyelim diye birbirini ezen lokmalar göbek yaptı. Göbeği gören herif stres yaptı. Sıkıldıkça yedi, yedikçe sıkıldı… Bu herif virüsten ölmese bile mide fesadından ölecek hâle geldi. Evde çocuklar bir yandan evin ne şirazesi kaldı ne endazesi. Bu yaşımda koltuk altından kanepe üstünden tabak çatal, gofret çikolata, fındık fıstık ambalajı toplamaktan belim kırıldı. Ne evimin düzeni kaldı ne mutfağımın. Ev aldı başını gidiyor… Ne yemek yetiştirebiliyorum ne bulaşık… Allah’ım şu virüs nereden musallat oldu bize… Sıkıntı geldi gül gibi hanemize… Evde kal, sağlıklı kal diyoruz ama artık kendi kendimize konuşmaya başladık inanın, birbirimizi görmemek için kafa dinlemek için odalara dağılıyoruz… Ben sağlık çalışanlarımıza Allah kolaylık versin diyorum ama bir o kadar da korona sebebiyle evde kalanlara bakmak zorunda kalan hanımlara da kolaylık versin diyorum.”

 

 

 

Feridun Ağabey, şu İstanbul’da yaşamak her geçen gün bize bir dert oldu inanın. Hele de büyük şehirlerdeki insan kalabalığı ve salgın sonrası yaşanan sokağa çıkma yasağını iliklerimize kadar hissedince doğup büyüdüğüm köyümü özledim inanın… Eski çocukluk günlerim gözümde tüter oldu. Köyümüzde eşeğimiz vardı, atımız vardı. Tavuklarımız vardı. İneklerimiz vardı. Köpeğimiz vardı hepsi kocaman bir bahçe avlusundaydı ve kanatlı kapımızı kapattığımızda bir dünyamız olurdu. Çocukluğumda harmanda öküzlerle döven süren dedemin okuduğu ilahileri, babamın üç yudumda içtiği ayranı özledim. Harman yerinde kavurduğumuz adına kavurga dediğimiz taze buğdayın avucumuzdaki isini özledim. Niye geldik buralara bilmem ki, şimdi gitmek istesek de gidemiyoruz. Çocuklar büyüdü, iş güç derken buraya kök saldık. Ah biz ne yaptık nerede hata yaptık bir bilsem…”

 

 

 

Gazetemizin ellinci yılını en kalbi duygularımla tebrik ediyor, nice yıllar okuyucusuyla el ele gönül gönüle huzur veren bir yayın hayatı diliyorum. (F.A.)