Çözüm yerlileşmek, uzun vadede güzel sonuçlar verir...

A -
A +
 

Herkeste kıran kırana bir ürünü, asgari ücreti vb. dolara eşitleme yarışı başladı.

Asgari ücret şu zamanda bu kadar dolardı şimdi bu kadar dolar. Ev aldığımda şu kadar dolara karşılık geliyordu şimdi şöyle… Sanırsın doğma büyüme dolarla işlem yapıyoruz. Haberleri izlerken gördüm, diğer ülkelerde ve bizim ülkemizde yıllara göre doktorların kaç dolar maaş aldığını hesaplıyorlardı. Bence Türk insanı için millîlik adına vahim bir durum. Böyle giderse ekonomi değil biz toptan elden gideceğiz!.. 

Evet yıllara göre bir üründe ya da maaşlarda değer kaybı söz konusu ise bu dolara göre mi hesaplanmalı? Tabii ki hayır... İşi ithalat ihracat olan bir iş adamı dolar hesabı yapabilir çünkü yaptığı iş gereği bu bir ihtiyaç olabilir. Ama sen peyniri, ekmeği, kavunu karpuzu, oturmak için aldığın evi dolara endeksleyip bunun üzerinden hesap yaparsan gidişattan memnun olmazsın. Olur ya bazı ürünlerde bir yılın fiyatı başka bir yılla benzerlik göstermeyebilir. Mesela seçimlerden önce milleti aldatmak için patatesi soğanı elinde tutanlar kilosunu 20 TL’ye çıkarıyorlar. Seçimlerden sonra ne hikmetse aynı ürünler 2 TL’ye kadar düşüyor.

O zaman çiftçinin karalar bağlaması lazım, “efendim geçen sene soğanı 5 dolara satıyordum bu sene 1 dolar etmiyor” diye. İç piyasadaki ürünler için konuşalım, bir sene bolluk olur fiyatı uygun olur, diğer sene kuraklık olur fiyatı ona göre olur. Millet de buna bir şey demez. Yeter ki bilinçli olarak, milletin alım gücüne dokunulmasın. Bugün marketlerdeki ürünler sanki dolarla yarışıyor.

Diyorsunuz “bu yerli ürün niye artıyor?”, O da diyor ki: "Akaryakıt kullanıyorum, ham madde ithal dolara bağlı vb.” Her ürün mü böyle? Neyse yarı fırsatçılık yarı ithal ürün derken masum vatandaş arada kalıyor. Çözüm yerlileşmek. Evet olur, uzun vadede güzel sonuçlar verir. Başlamak lazım. Vatandaşın üzülmemesi için de esas çözüm; maaşların fırsatçıların elinde erimemesi. Nasıl olur her şeyi dolara endeksleyenlere karşı maaşları altına endekslemek. Kimse her şey pahalandı diye üzülmez. Örneğin asgari ücret 5 gram altın, maaş zamanı geldiğinde o miktar hesaplanır ve değer kaybı önlenmiş olur. Detayını devlet büyükleri ve aklıselim millî ekonomistler düşünür. Uygulanabilirliği varsa vatandaş mağdur olmaz. Niyet hayır akıbet hayır...

       Şaban Yıldız

 

 

Hollanda’dan "Bir Vatandaş” rumuzlu okuyucumuza

 

“Size daha önceden de yazmıştım bu sabit kur sistemin ne kadar gerekli olduğunu. Görüyorsunuz simdi değil mi dalgalı kur sisteminin memleketi ne hâle getirdiğini? Ama siz buna tenezzül edip de haber dahi etmediniz, kim bilir belki de bu sizin işinize de geliyordur. Hakkımı size helal etmiyorum ve bir daha da asla yazılarınızı okumayacağım. Hayırlı aksamlar."

“Hollanda’dan bir vatandaş” rumuzuyla yazan okuyucumuz, yazınızı birçok gazeteye ve köşe yazarına birden göndermiştiniz. Ancak biz Türkiye gazetesi olarak gelen mailinizi dikkate aldık. 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü Feridun Ağabey köşesinde de “Madem iyi onlar niye yapmıyorlar?” başlığıyla aşağıdaki gibi yayınladık:

 “Efendim yazılarınızı düzenli okurum. Ama maalesef şu dalgalı kur meselesine hiç girmiyorsunuz. İsveç, İsviçre, Danimarka, Norveç, Kanada, Avustralya, İngiltere, Bulgaristan ve İsrail gibi Batılı zengin ülkeler sabit kur sistemiyle çalışıyorlar. Ama Türkiye gibi fakir ülkelere de diyorlar ki: Dalgalı kur sisteminden vazgeçmeyin!..

İyi de, eğer dalgalı kur sistemi iyi ise niye kendileri uygulamıyorlar? Çünkü biliyorlar ki dalgalı kur sisteminde istikrarsızlık vardır. En ufak bir gelişmede veya bir twitter mesajıyla kur altüst oluyor ama sabit kur sisteminde olağan dışı ne olay olursa olsun bir oynama olmaz.

Bizim de hiç gecikmeden bu dalgalı kur sisteminden kurtulup sabit kur sistemine geçmemiz lazım. 1980 öncesi bizde de sabit kur uygulanıyordu. Bu acil önerimi dikkatinize almanızı ve yetkililerle paylaşmanızı canı gönülden rica ediyorum. Allaha emanet olun...”

Hollanda’dan A. Ok” https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/anlat-derdini-feridun-agabey-e/621513.aspx  Bu vesileyle görüşleriniz için tekrar teşekkür eder iyi günler dileriz. (F.A.)

 

 

 

Bu arazileri bu yıl boş bırakmayın!

 

“Feridun Ağabey, Bursa-Yenişehir ovasında geçmiş yıllarda halka kiralanan ama uzun zamandır ekilip dikilmeyen düz ova yüzlerce dönüm hazine arazisi mevcuttur. Bu araziler uzun yıllardır öylece bomboş durmaktadır ve ekime dikime müsaittir. Bu sene Bursa-Yenişehir ovasında ekime müsait olan yüzlerce hatta binlerce dönüm düz ova arazinin buğday ekilmesi gerekiyor. Buğday zahmetli olan bir ürün de değildir. Zaman da geçmiş sayılmaz. Hatta sadece Bursa-Yenişehir ovası değil, ekime müsait hazine arazilerinin tümünün buğday ekilmesi gerekir.

Buradan sizin aracılığınızla devlet yetkililerimize sesimi duyurmak istiyorum. Bu arazileri lütfen bu yıl boş bırakmayın. Gerçekten çok ihtiyacımız var. Allahü teâlâ devletimize ve milletimize zeval vermesin.”

           Hakan Özcan

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.