Bu derdimize sizden başka derman olacak kimse kalmadı

A -
A +

Feridun Ağabey ben Antalya Elmalı'dan size ulaşıyorum. İsmim Temmuz Kaplan... Küreselleşme-Globalleşmenin olumsuz etkilerinden olacağını çok büyük ihtimal düşünmekteyim ki 1960'lı, 1970'li ve 1980'li yıllardaki siyasi kutuplaşma, anarşi, terör, sıkıyönetim ve askerî darbelerin Türk demokrasisi ve Türk halkına getirdiği olumsuz yansımaları had safhada olmuş olsa bile toplumumuzda bu kutuplaşmalara bakılmaksızın gerektiğinde birlik, beraberlik, samimiyet hatta komşuluk ilişkisi vardı.

Hatta bu ilişki 1990'lı yıllarda bile vardı. Eski dizilerden olan ve günümüzde ara sıra TGRT EU Kanalında da yayınlanan "Komşular" dizisini izledikçe boğazım düğümleniyor. 2000'li yılların başı yavaş yavaş bitmek üzereyken toplumumuza ne olduysa oldu Coğrafya ve Sosyoloji Bilimlerinin eleştirdiği ve apartman sitelerinin bu konuda başrolde olduğu Çarpık Kentleşme gerekçe gösteriliyor. Böyle komşuluk ilişkileri, komşuların birbirlerinin evlerine misafir olarak gidip ve beraber aynı sofralara oturup yiyip içmesi gibi samimi ilişkiler kalmadı. Apartmanlarda özellikle ben fakültede okurken ve devlet dairesinde görev yaparken bu sorunu çok yaşadım. Soğuk apartman girişleri, soğuk mizaçlı apartman sakinleri ve tarif edilemez bir ıssızlık... Bir apartman dairesi ya da bir konut sahibi diyelim ki hayatını kaybetti yan taraftaki sakinler polis ekipleri oraya intikal ettiğinde durumu öğreniyor hatta biraz kısa da olsa mesafesi olan apartman dairesi ve konut sakinlerinin o süreçte polislerin bile oraya geldiğinden haberleri olmuyor. Büyük bir ÇEVRE SOSYOLOJİSİ SORUNU ile SOSYALLEŞME YETERSİZLİĞİ ile karşı karşıyayız. Bu apartman dairesi ve konut sakinleri nispeten de olsa birbirlerini tanımış olsa bile birinin başına hayat-memat meselesi, adli sorun vs. gibi olay gelse diğeri ya da diğerleri hak ettiğini vurgularmış gibisinden halk diliyle seyre bakıyor. Eskiden olsa komşu, komşusunun çaresine derman bulur sanki olaydan kendi başı da yanmış gibi davranarak soruna karşı imece usulü mücadele ederlerdi. Şimdi ise ortalama 10-15 yıldır bu ÇEVRE SOSYOLOJİSİ ve SOSYALLEŞME SORUNU ile SOSYOLOGLARCA GÜNDEMDEYİZ... Ne olur bu yazımı gazetenizde yayınlayınız. Çünkü bu sosyolojik sorunumuza sizden başka derman olacak kimsemiz kalmadı.

        Temmuz Kaplan

 

 

TRT’ye bir teşekkür bir tenkit

 

Feridun Ağabey, TRT’nin son zamanlarda ekranlara getirdiği dizileri sinema dilini bilmemekle birlikte gerek oyuncuların kalitesi, gerek senaryoların kalitesi ve gerekse çekim yapılan mekânların ve ekrana yansıtış biçimlerinin kalitesi takdir edilecek düzeyde yükseldi… Konular içerisinde “insan” olan diziler ön plana çıkmaya başladı… Konuşmalar arasında geçen kelimeler biraz daha şehir diline yatkın seçilmeye başlandı. Argo sözlerden ve eylemlerden biraz daha uzaklaşılmış oldu…

Bütün bunlar TRT’deki dizilerin ortak artıları… Bir de önemli bir konuda eleştirim olacak ki o da, seçilen konuların içinde seyirciyi ekrana çekmek için, merak uyandırmak için veya diğer kanallardaki şiddet içeriklerinin yansıması olabilir, şiddet içerikli sahnelerin dizilerde yer almaya devam ediyor olması… Hani bildik bir laf vardır, “Şunu da bir gün şöyle yap dişimi kıracağım ya” derler. Şu dizilerde silah olmadan, bıçak olmadan, yaralama, vurma öldürme olmadan bir dizi izlesem dişimi kıracağım!.. 

Diyorum ki bu dizileri izleyen milyonların hayatını tek tek inceleseniz yüzde doksanında bu tür olaylar yoktur. Hayatını normal akışında, stres sıkıntı acı çile de olsa normal seyrinde yaşayan insanlardır. Ama neden senaryolarımız, dizilerimiz silaha başvurmadan, ölmeye ve öldürmeye yönelmeden insanımıza “insanı” anlatan, ikili iletişimdeki nezaketi, duyarlılığı, güzellikleri işleyen heyecanlı konular üretemez?

      Murat Mahdum-İstanbul

 

 

Gençlerin derdine de yer veriyor musunuz?

 

“Feridun Ağabey, gençliğin de dert ve dileklerine yer veriyor musunuz? Derdimizi yazsak yayınlar mısınız?” diyen İstanbul’dan “Öğrenci” rumuzuyla yazan okuyucumuz, gençlerimizin ve özellikle eğitim hayatı olan çocuklarımızın ve gençlerimizin dert ve sıkıntıları elbette ki bizim de dert ve sıkıntımızdır… Siz derdinizi bir gönderin bakalım yayınlayabilir miyiz, o zaman tekrar haberleşiriz… (F.A.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.