Algılar bir gün çöker, insan ‘insan’ olarak kalır

A -
A +
Hem paranın hem ürünün yok olduğu 1970’li yıllardı... Paranın olduğu aradığının da olduğu yıllar ise milenyum yılları... Paran olup da ürün bulamadığın yıllar ise Covid yılları oldu. Dünya, evinden alışverişe çıkamadı… Âdeta dünya nüfusu nasıl azalır, savaş çıkar fazlalıklar budanır, insanlar fakirleştirilir sanal anlamda nüfus azalır, ya hareketsiz kalır ya da şehirden çeker gider, durumuna getirdiler… Feridun Ağabey oynasınlar bakalım genlerle. O kadar ince ayar gidiyorlar ki âdeta kendi kasabına dua ettire, ettire… Düşünür müsünüz, öyle ki insanlar hasta olmamak için uzaktan çalışılacakmış ne güzel… “Gitmeden çalış” dediler bir kısım millet sevinçten uçtu. Şimdi de çalışma saati azalıyormuş. Gene çok sevinecekler… Öte yandan “uzaktan yapılan iş genelde yapılmasa da olur, lüzumsuz çoğu” demedi kimse. Çalışma saatinin azalması senin ya da patronların iyiliği için değil sana ihtiyaç azaldığından olmasın?!.” İşte paran olsa da ‘kısmen tedarik’ dedikleri gibi restoranın önünden geçip içeri oturamadığın gibi âdeta sosyal deney yapıla yapıla, toplumları yapay kıtlığa doğru emin adımlarla götürüyorlar sanki… Para denen sanal ya da kâğıttan bir şeyler olacak ama alım gücü kalmayacak. %5 Z kuşağı uçarı zengin ve %95 fakir sefil topluluklar… İnsanların yerine olsam fiziki altın biriktirirdim. Sanal zenginlerde olmayan bir o var... Toplumu sanal emtialar ile manipüle edenlerin maskarası olmasın milletler… İnanıyorum ki yine de bu saçma fikir de çöker. İnsan ‘insan’ olarak kalır. Dikkat edin ‘insan’ dedim, maymun demedim. Büyük çoğunluğun yanlış çıkarım yaptığı ve korkuya kapıldığı maymun muhabbetiyle işim olmaz...
           Kadir Razlık
 
 
Ziraat ve gıda mühendislerimize denetim yetkisi verilmeli
 
Feridun Ağabey, ülkemizde il tarım müdürlükleri var, ilçe tarım müdürlükleri var. Bu müdürlüklerde görev yapan görevliler ziraat fakültelerinde eğitim görmüşler, kimi ziraat mühendisi olmuş, kimi gıda mühendisi olmuş, ülkemizde her ilde her ilçede görev yapıyorlar.
 
Benim bir vatandaş olarak önerim; ülkemizde her il ve her ilçede tarım müdürlükleri, kendi illerinde ve ilçelerinde bulunan marketleri, bakkalları, manavları, fırınları; tüm gıda ürünleri satan yerlerin denetimini kontrolünü yapabilirler. İl ve ilçe tarım müdürlüklerine bu görev geçici veya daimî olarak verilmelidir. Ziraat mühendislerimiz gıda mühendislerimiz kendi ilçesinin gıda güvenliğinden sorumlu olmalıdır. İlde ve ilçede yaşayan vatandaşlar gıda konusunda şikâyetlerini, sorunlarını kendi il ve ilçe tarım müdürlüklerine yapabilmeliler. İl ve ilçe tarım müdürlükleri her vatandaşın ulaşacağı yerlerde olmalı. Kimilerinin para kazanma uğruna zararlı gıda üretmesine fırsat verilmemeli. Bu şekilde üretim yapanlara engel olunmalı. Bu konuda ziraat mühendislerimizin, gıda mühendislerimizin eğitimleri ileride desteklenmeli böylece bu okullardan mezun olan yeni öğrenciler bu misyona da sahip olmalıdır. Böylece bu model ile gıda güvenliğinde dünya ülkelerine örnek olmamız gerekir. Ülkemizde tüm halkımıza sağlıklı bir hayat dilerken vatandaş olarak bu benim önerimdir karar yetkililerimizindir.
          Hüseyin Aksu-Nöbetçi Vatandaş
 
 
“Orası bana uzak gelemem” diyen gençlik!
 
“Feridun Ağabey, çalışan ve gayretli gençliğimizi tenzih ederek bir firmanın insan kaynakları yetkilisi akrabamın anlattığı bir anekdotu sizinle paylaşmak istiyorum...
Firmanın iş ilanına göre müracaat eden bir genç, iş yerinin adresini öğrenince, kendisine yürüyerek en fazla yarım saatlik mesafede olduğunu öğrenince ‘orası bana uzak, gelemem’ diyerek işi kabul etmiyor. Beri yandan evli ve bir çocuklu bir insanın hayat pahalılığında tasarruf edebilmek için bir saat daha erken yola çıkıp otobüsle gittiği iş yerine iki buçuk saat yürüyerek gittiğini biliyorum. Gençliğin hepsi böyle desem değil, dişiyle tırnağıyla çalışanlar var. Öyleyse bu bir kısım gençliğe üşengeçliği, kolaycılığı, sanallığı kimler öğretti, nereden bulaştı bu ruhsal sıkıntı anlamak mümkün değil. Toplumda yük çeken kahır çeken elli ve altmışlı yaşlardaki insanlar da elden ayaktan düşünce hâlimiz ne olacak anlayamıyorum...”
         Hüseyin Altınkoç
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.