Devlet daha ne yapsın sana kardeşim…

A -
A +

Feridun Ağabey, ben Konya’da Cihanbeyli’de çiftçilik yapan bir ailenin çocuğuyum. Öyle bazı medya organlarında basında falan çiftçiye destek yok sözlerini dinledikçe okudukça vicdanım bu kara propagandalara susmaya el vermiyor. Buradan sizin aracılığınızla devletin çiftçilere üreticilere sıfır faizle kredi imkânı verdiğini anlatmak istiyorum...

Feridun Ağabey, devlet şu anda çiftçiye üreticiye diyor ki: “Kardeşim üretim mi yapacaksın? Gerçekten üretici misin? Buyur gel kardeşim, devletin Ziraat Bankasının tüm imkânlarını açıyorum. Ama gerçekten üreteceksen, gerçekten hayvancılık yapacaksan, tarım yapacaksan ben sana senin kapasitenin en üst noktasına kadar çıkabileceğin miktara geri ödeyebileceğin miktara göre sana sıfır faizle para veriyorum. Faiz istemiyorum.”

Traktör alacaksan veriyor. Hayvan alacaksan veriyor. Gübre alacaksan veriyor. Para lazımsa veriyor. Sen gidiyorsun “benim zirai üretim için paraya ihtiyacım var” diyorsun. Bankaya şartlarını ve imkânlarını sunuyorsun. Banka senin imkânlarına bakıyor değerlendiriyor. Sana lazım olan kredini veriyor ve sen onu sıfır faizle beş yılda geri ödüyorsun. Günümüzde faizlerin hepsinin uçtuğu bir dönemde devlet çiftçisine sıfır faizle kredi kullandırıyor. Ben bir çiftçi olarak gittim bu imkândan faydalandım. 600 bin liralık traktörü ben 525 bin liraya denk getirdim. Aldım. Banka benim 525 bin liramı ödedi. Ben şimdi sıfır faizle bankaya bu parayı beş senede geri ödeme yapacağım. Sen gel de şimdi devlet destek vermiyor de! Daha ne yapacak devlet sana!”

           Hakan Sağıroğlu-Cihanbeyli/Konya

 

 

 

Çocuklarınızdan, kendi çocukluğunuzu istiyorsunuz!

 

“Feridun Ağabey, biz çocukken babamızdan pek olmasa da annemiz tarafından yaramazlık yaptığımızda terlik, süpürge filan yerdik. Ama annemiz böyle yapıyor diye ona gardımızı almazdık. Hatamızı bilip susardık ama en çok da annemize olan saygımız buna engel olurdu. Şimdi çocuklarımızı değil bir fiske, herhangi bir konuda en ufak bir ikazda bile bulunamıyoruz. Hemen hiç ummadığımız bir şekilde bize boyundan büyük cevap veriyorlar. 'Sen bu konuda bana karışamazsın', 'aklını kendine sakla' diye ukalaca cevap verenleri de duyuyoruz. Ne oluyor? Çocuklarımızı bize rağmen bizden başkaları mı eğitiyor? Bu konuda yanlışımız mı var? Varsa hatamızı görmek istiyoruz?” diyen Ankara’dan “Firdevs” rumuzlu okuyucumuza, bu konuda nice kitaplar bile yazıldığı, televizyonlarda nice konuklar çıkıp konuştuğu hâlde ailelerin arzu ettiği mutluluğu yakalamak pek mümkün olmuyor. Çünkü günümüz anne babaların çocuklarından genel istediği kendi çocuklarının çocukluğu… Günümüzün gerçeği ise günümüzdeki çocukluk… Bu geniş konuda genel bir iki gerçeğe işaret ederek farkındalık oluşturmaya çalışalım.

Günümüzde iletişim çağı o kadar hızlı ve çeşitli ki genelde aileler, birçok konuyu ya çocuklarıyla birlikte ilk kez öğreniyor, hatta biraz daha gerçeği söyleyelim çoğu kez çocuklarından öğreniyor. Yani anne babalar çocukları için hayatı öğrendikleri öğrenilecek “rol model” olmaktan çıkıyor. Hiçbir şey bilmeyen cahil konumuna düşüyor. Bir diğer önemli konu da anne babalar bir üst nesilden günümüze kültürel birikim taşımakta her geçen gün yetersiz kalıyor. Bir üçüncü konu, genellikle ailede nine dede denilen kültür hazinesi büyüklerin bulunmaması… Böylece çocuklar için önlerinde rol model olacak “kimse” bulunmuyor. Kültürümüzü yaşatacak etkinlikler de birer birer yok oluyor. Bu durumda bu çocuklara “bizim çocukluğumuz” gibi bugün için hiçbir anlam ifade etmeyen sözle nasıl yaklaşılabilir ki? F.A.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.