Vatandaşın sütüne göz dikenlerden olmayın!

A -
A +
Gıda mühendislerinden bir mail aldım. Süt ile ilgili uzunca bir bilgilendirmeydi. İyi niyetinden asla şüphe etmediğim bu değerli mühendislerimiz özetle diyordu ki:
"Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun 1956 yılında aldığı kararla 21 Mayıs'ın 'Dünya Süt Günü' olarak kutlanılması kararlaştırılmıştır. Ülkemizde de 1991 yılından itibaren kutlanmaya başlanmış olmasına rağmen bizde süt tüketimi gelişmiş ülkelerin oldukça gerisindedir.
Ülkemizde çiğ süt üretimi artmakta olduğu halde üretilen çiğ sütün kalitesi açısından önemli sorunlar yaşanmaya devam edilmektedir. Süt üreticileri çiğ sütteki fiyat dalgalanmalarından önemli ölçüde etkilenmektedir.
Bunun bir diğer sonucu ise karışımıza sokak sütü olarak çıkmaktadır. 'Sokak sütü' olarak tanımlanan, tamamen denetim ve kayıt dışı olan süt ve ürünleri halen piyasada önemli bir hacme sahiptir. Bu ise önemli bir gıda güvenliği sorunu olarak karşımızda durmaktadır.
Değerli Gıda Mühendislerimiz şu önerileri getirmişler:
* Kaliteli süt üretimi için süt hayvancılığı ile uğraşan çiftçi ve köylüye verilen destekler artırılmalı, kırsal kalkınmaya önem verilmelidir.
* Okul sütü projesi uygulaması devam etmeli, projeye yerel işletmelerin de dahil edilmesi sağlanmalıdır,
* Süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak teşvikler oluşturulmalı, kooperatifler desteklenmelidir,
* Pastörize ve UHT (uzun ömürlü) süt üretiminin yaygınlaşması teşvik edilmelidir;
* Yerel yönetimler süt ile ilgili süreçlere dahil olmalı, sütün tüketiciye ulaştırılmasında etkili ve sonuca odaklı organizasyonlar planlamalıdır,
* Sütün çiftlikten sofraya olan sürecinin tamamının izlenebilirliği sağlanmalı, üreticilerin bu konudaki çalışmalar desteklenmelidir.
* Süt ve ürünlerindeki denetim artırılmalı, sokak sütü ve kayıt dışı üretime izin verilmemelidir."
AMAÇ GERÇEKTEN KAYIT DIŞILIK MI?
Sevgili mühendislerimiz hem süt tüketiminin azlığından şikayet ediyorlar. Hem piyasada önemli bir hacme sahip olan açık sütü hem sokak sütü diye hakir gören bir ifade kullanıyorlar. Hem de üretimlerine izin verilmesin diyorlar.
Burada dayanılmaz bir tezat görmüyor musunuz sevgili okuyucu? Ve burada akla "sokak sütünün yasaklanmasını istemek acaba kayıt dışılığın önüne geçmek için mi?" sorusu da akla gelmiyor değil. Bu değerli arkadaşların şu soruya da cevap araması gerekmez mi? Bunca ısrara ve reklama rağmen bu açık sütü vatandaş ısrarla niçin tercih etmektedir? Bunun sebepleri de araştırmaya değmez mi?
Gıda mühendislerimizin "Dünya süt günü"nü kutluyoruz. Süt için verdikleri gayret için kendilerini tebrik ediyoruz. Ama... Süt konusunda sadece aldıkları üniversite bilgileriyle değerlendirme yapmayı yeterli bulmak yerine biraz da geleneksel olarak kendileri gibi gıda mühendisi olmayan anne babalarının ve bir kuşak daha önceye gidildiğinde ninelerinin hangi sütle ve nasıl beslendiklerini de hatırlamalarını rica ediyoruz.
Böylece konuya biraz da empati yaparak yaklaşmayı ve bu sütü kontrol etme gayretinin içinde sağlık maskesi geçirilmiş ticari mantığın olup olmadığını da bir koklamalarını istirham ediyoruz.
Toplumda birilerinin sadece üretici geri kalanların ise tüketici olacağı böyle bir uygulamaya kürek çekmemelerini "insani" çerçevede öneriyoruz. Bırakın Ayşe Teyze de üç kilo sütünü satıp ekmeğini kazansın. Bırakın köylünün iç beş ineği köylünün süt sermayesi olsun... Bence sağlık ve hijyen hassasiyetiniz varsa açık süte gelene kadar gün akşam olur... Sözün özü bence vatandaşın sütüne göz dikenlerden olmayın...


Erkeğe niye kimse inanmıyor?

Kadınları koruma adı altında kanun çıkartanların mahkemeyi kübrada yakasına yapışacağını söyleyen, asıl kendisi kadının şikayetleri sebebiyle mağduriyet yaşadığını anlatmaya çalışan, bizatihi haksızlığa ve zulme uğradığını söyleyen, herkesin kadına inandığını kendisine ise kimsenin inanmadığına isyan eden çalmadığı kapı aşındırmadığı makam kalmadığı halde ne yazık ki sesini kimseye duyuramadığını faks ile bizlere gönderen meçhul okuyucumuz. Gönderdiğiniz faksın sadece bir sayfası elimize geçti. Onda da bu bilgiler vardı. Ne isminiz ne iletişim bilginiz ne de diğer sayfalar elimize geçti!.. Eğer konuyu tekrardan ve kontrollü olarak gönderirseniz, şikayetinizi yetkili makamlara da iletecek şekilde yayınlarız. Selamlar


Yeter artık çekicilerden çektiğimiz

"Feridun Ağabey, bugün (iki gün önce) en telaşlı anımda beş dakikalığına gittiğim devlet dairesinden döndüğümde aracımı yerinde bulamadım. Çekici gelip çekmiş. İsyan ettim Abi... Çıldırdım... Ya orada benden sonra kaç araç geldi park etti gitti. Bu araç çekerek trafik mi rahatlıyor? Hiç de bile... Kime rast gelirse zoraki otopark parası ve ceza adı altında bence 'haraç' alınıyor. Buradan bir vatandaş olarak sesleniyorum. İstanbul'da araç çekimini kim yasaklayacağını vadederse oyumu o partiye vereceğim. Bitsin artık bu çekim..."
        Mehmet Turan-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.