Seçim sandıklarına MOBESE kameraları konulsun

A -
A +
Artık erken seçim kaçınılmaz oldu. İyi de oldu. Zira ben bu seçimin özellikle Doğu'da adil yapıldığına inanmıyordum. Çünkü bunu seçimler sırasında köy köy, ilçe ilçe şehirlerde mahalle mahalle dolaşıp halka silahla gözdağı vermeden tutun da seçim günü sandık başındaki şaibeli şeyler, HDP haricindeki partilerin özellikle Ak Partili sandık müşahitlerinin tehdit edilerek vazifeden el çektirilmesine kadar şaibeler ile dolu idi.
Şimdiki seçimin daha adil, hür bir irade ile yapılabilmesi için formül arayışları var. Bu konuda âcizane benim de aklıma gelen bir çözüm var. O da sandıkların bulundukları ortama (oy kullanılan kabin hariç) tıpkı MOBESE gibi kameralar konulmasıdır. Hem de sesli kayıt yapacak özelliklerde olmalı. Zira şikâyet olduğu vakit sandık başını tüm detayları ile ortaya koyan görüntüleri seyrederek daha sağlıklı hüküm verilebilir.
Yoksa, yalan iftira, tezvirat ve algı operasyonları ile demokrasi aşığı (!) gözlemci Batı'yı hiçbir söz ile ikna etmenin çaresi yok! Batı'ya delil lazımdır.
       Raufbey Köremezli


Gelir tespitim yanlış tespit edildi

2 senedir  60/c1 Genel Sağlık Sigortalısı idim. SGK'dan gelen yazı ile GSS prim borcum olduğunu öğrendim. Yozgat SYDV'na gelir testinin düzeltilmesi talebimi ilettim. SYDV yaptığı yeni uygulama ile gelir tespiti hesabında "kişi başına düşen aylık tutar" ailemdeki 5 kişi yerine 3 kişi olarak hesap yapıldığı, kız kardeşlerimin hesaba katılmadığını söyledi. 5510 sayılı S. Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre: Aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşların GSS primlerinin devlet tarafından ödeneceği belirtiliyor. Gelir tespitim, 60/c1 kapsamında tescil edilmesi gerekirken 60/g1 olarak tescil edilmiştir. Yapılan uygulama; 5510 sayılı kanun hükmüne aykırı değil midir?
         İsmi Mahfuz-Yozgat


İlkokul mezunu vatandaş Ahmet

Erkek berberi olarak faaliyet göstermekteyim. BAĞ-KUR emeklisi olmama rağmen maaşım az olmasından dolayı çalışmak zorundayım. Herhangi bir partiye üye değilim. İlkokul mezunu vatandaş Ahmet'im. Ülkemin içinde bulunduğu mevcut hal beni çok ama çok üzmektedir. Bütün ilgili şahıslar görüyor ki bizim seçtiğimiz partiler ve vekillerimiz bir araya gelip hükümet kuramıyorlar. Seçim barajının % 20 olmasını bir tane çok oy alan hangi parti olursa olsun iktidara gelmesini, 2. Seçime kadar diğer partilerin de iktidar partisine saygı göstermesi ve ülkemize huzur gelmesi temennimdir. Seçim masrafları da emekliye askere dar gelirliye kaynak olarak aktarılmış olur. Aynı bayrak altında yaşayıp bu ülkenin ekmeğini yiyen bu ülkeden aldığı güç ile silahlanıp bu ülkeyi karıştırmaya çalışan örgütlere vatandaş Ahmet olarak hakkımı nasıl helal edeyim?
Dünyada her dara düşenin sığındığı Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmaya hiçbir örgütün gücü yetmeyecektir. Bu ülke milyonlarca Allah dostunun ve müminlerin duası ile ayakta durmaktadır. Selamlar.
           Vatandaş Ahmet


Hasta doktora güvenmiyorsa hata kimde?

Ekranlarda kamu spotuna benzer Sağlık Bakanlığı kaynaklı spotlar yayınlanıyor. İzleyici bilgilendiriliyor ve "Herhangi bir rahatsızlığınız olduğunda kulaktan dolma bilgilerde ilaç kullanmayın, ona iyi geldi bana da iyi gelir demeyin. Filan kimse bir ilaç yapıyormuş filan derde çok iyi geliyormuş demeyin. Doktorunuzun verdiği ilaçlardan başka ilaç arayışına girmeyin. Doktorunuza güvenin" diyordu. Şaşırdım doğrusu. İnsanlar doktora güvenmiyor muydu da böyle bir güven telkininde bulunuyordu? Eğer doktorlar kendine güvendiremiyorsa bu konuda doktorların da eğitilmesi gerekmiyor mu?
         Leyla Sultan Çelik-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.