Zaten meraklıyız gözetlemeye...

A -
A +
Oldum olası benim iyiliğim için yapılanlardan korkarım... Hani küçükken anne babalarımızdan duyardık. Kızım, oğlum bu ceza sırf senin iyiliğin için, ya da ''Tamam izin vermiyorum, vermiyorum ama... Sor bir neden?'' Safiyane sorardık, ''Neden?'' Senin iyiliğini düşündüğüm için...''
Kuşkusuz ebeveynlerimiz hep iyiliğimiz, mutluluğumuz ve huzurumuzun peşindeydi ama...
Bazen cehenneme giden yolların da iyi niyet taşlarıyla döşendiğini unutmamak lazım...
Kendimden bile çok ama çok örnek verebilirim... Hem iyi niyet kurbanı olduğum olayları anlatabilirim hem de iyi niyetle diye yola çıkıp hiç istemediğim sonuçlara varmamı...
İnsanoğlu bu, hata yapmamak mümkün değil...
Sonra büyüdük...
Bir de baktık ki bizim adımıza birileri örneğin darbeler yapmış...
Sırf iyiliğimiz için...
Şaka değil, darbecilerin konuşmalarını çok dinledim, çok okudum.
Niyeyse hem babacan bir tavırla konuşurlar...
Hep ürkmüşümdür o sakin ve kucaklayıcı üsluplarından...
Neyse lafı uzatmayayım, niye mi bu konu?
Şu MİT yasası beni endişelendirmiyor değil de ondan...
Tabii ki her devletin gizli servisi olmalıdır...
Ve tabii ki bu devletler, dünyada güçlü bir konuma oynuyorsa komşularından başlayarak birçok devleti yakından takip etmek zorundadır. Bizim komşularımıza baktığınızda durum daha elzemdir.... Ona da eyvallah... Ama...
Dün Atilla Yayla Yeni Şafak Gazetesi'ndeki köşesinde ABD'den şöyle bir örnek vermişti.
''C. Twight'ın 'Dependent on D.C' adlı ilginç çalışması Amerikan Devleti'nin 150 yıldır gitgide artan ölçüde vatandaşını takip ettiğini ve bugün geldiği noktada bir tür Surveillance State (Gözetleyici Devlet) denilen şeye dönüştüğünü anlatıyor. İlginç bir nokta bu gözetlemenin bütünüyle gizli servisler eliyle yapılmaması. Sürücü kayıtları, sosyal sigorta kayıtları, okul kayıtları gibi araçların da bunun için kullanılması...''
Hükümet ''Paralel Devlet'' diye adlandırdığı yapıyla bir an önce mücadele edebilmek için MİT yasasını aceleye getirmek istiyor olabilir ama üzerinde çok daha tartışılması gereken bir yasa olduğunu düşünüyorum.
Devletlerin istihbarat birimlerini sadece başka devletleri gözetlemekte kullandığını sanmak saflık olur. Geçmişimize baktığımızda ise istihbaratçıların nasıl vatandaşları izlediklerini, hatta toplumu galeyana getirmek için bazı toplumsal olaylarda nasıl başrolde olduklarının örneklerini vermeye başlasam değil köşe gazete sayfaları yetmez. Kuşkusuz bu hükümet bu manipülasyonlardan en çok çekenlerin kurduğu bir hükümettir, o da ayrı...  (Bkz. önümüz 28 Şubat)
Bu devlet geçmişte vatandaşlarına zulmetmiştir...
İyi niyetle, hep o vatandaşların iyiliği için...
Ben de diyorum ki MİT'e yargı muafiyeti gibi olağanüstü yetkiler veren uygulamayı çok ama çok iyi tartışmamız lazım, demokrasinin çok daha iyi hazımsandığı ülkelerdeki örneklerden faydalanmalıyız. Örneğin nereden bileceğiz doğru ellerin yöneteceğini? Neden mi bunu sordum?
Baksanıza son günlerde birbiri ardına ortaya çıkan skandallara... 7 bin kişiyi mahkeme kararıyla dinlemişler bu ülkede. Bu dinlemelerin içinde kriptolu telefonlar dahi var... Hükümet üyeleri, milletvekilleri... Sizi de korkutmuyor mu bu durum yani? Ülkenin Başbakanı çıkıp da ''Odama böcek yerleştirmişler'' diyor ve biz hâlâ istihbaratı olağanüstü yetkilerle donatma peşinde miyiz?
*
Aslında sivil, özgürlükçü ve demokratik... Bireyi Devlet'in önüne koyan bir Anayasa yapabilseydik, hiç bunları tartışmıyor olacaktık... MİT Kanunu kuşkusuz değişmelidir ama üzerinde daha çok tartışılmalı, olup-bittiye getirilmemelidir...
.....
Not: Ortaya dökülen ses kayıtları için ilk gün nerede duruyorsam oradayım. Ses kayıtları kime ait olursa olsun, gazetecisi, iş adamı, siyasetçisi... Bu özel hayatı ihlaldir... Mahkeme kararıyla kayıt alınmışlara gelince... Onları da yayınlamak yasa dışıdır. Buna rağmen, bu kayıtları görmezden gelemeyiz ve yokmuş gibi davranamayız... İşin başka bir acı tarafı da gün geçtikçe kimin olursa olsun, ses kayıtlarının ortaya dökülmesinden keyif alanların sayısının çokluğu... Özel hayatı ihlal, röntgencilik konusu gelince mangalda kül bırakmıyoruz ama hepimiz kasetleri dinliyoruz... Yozlaşma sadece siyasette olmuyor, toplumu da başka türlü kapsıyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.