Yeni Kilis planı ve “8-18”

A -
A +
Ankara’nın gözü, kulağı Kilis’te. Güvenlik toplantılarının biri bitiyor diğeri başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan gece gündüz gelişmeleri izliyor, sürekli bilgi alıyor. Başbakan Davutoğlu da 24 saat esasına göre yakından takipte.
Konu Suriye olduğu için Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan işin takibini ve organizasyonu üstlenmiş durumda. Pazar günü Katyuşa roketleri peş peşe düşerken oradaydı, biliyorsunuz. Roketler 60 metre yakınlarına düştü ama Yalçın Bey her şeye rağmen toplantıya devam etti.
Başlıktaki 8-18’i merak ettiğinizi biliyorum. Biraz sabır.
Başbakan Davutoğlu, başkanlığındaki son güvenlik toplantısında Kilis için güvenlikten ekonomiye kadar her türlü tedbirin alındığını biliyoruz. Kararlar hızla sahaya yansıtılıyor:
1-Güvenlik (iç güvenlik ve dış güvenlik)
Acilen Katyuşa roketlerinin atıldığı 8 kilometrelik sınır hattı 18 kilometrede Suriye içine doğru güvenli hâle getirilecek.
Roketler daha ateşlenmeden imha edilmesinin yolu aranıyor.
2-Ekonomik ve sosyal önlemler
Zaten 5 yıldır sınır ticaretinin durduğu şehir için yeni bir master plan hazırlanıyor. Esnaf işin odağında. Banka borçlarının ertelenmesinden tutun ticareti yeniden canlandıracak adımlar peş peşe atılacak. Her bakanlık aynı Sur, Cizre, Silopi’de olduğu gibi Kilis’te de sahaya inecek.
Aile ile Millî Eğitim Bakanlıkları işin sosyal yükünü üstlenmiş durumda. Eğitime ara verilmeksizin devam edilecek.
Suriye sınırına 9 kilometreden yakın olan füze tehdidi altındaki 7 okul daha içeri taşınacak.
Aile Bakanlığı, mahalle aralarına düşen füzelerle ilgili kadınlar ve çocuklara yönelik psikolojik destek verecek.
Bazı siyasi partiler tarafından organize edilen valilik yürüyüşleri de mercek altında. Düşen Rus füzelerinin de yardımıyla halkın galeyana getirilmesi hatta ayaklandırılması için yapılan girişimler not edilmiş durumda.
İşin güvenlik boyutu çok önemli.
Genelkurmay Başkanlığı yeni bazı adımlar daha attı.. Atmaya da devam edecek.
Kilis’e atılan Rus füzeleriyle Türkiye’ye ‘bu bataklığa sen de gel’ çağrılarının yapıldığı su götürmez bir gerçek.
Peki pazartesinden beri neler yapıldı hangi tedbirler alındı; kısaca bakalım isterseniz:
-Hem Türkiye sınırları içinden hem de eğit-donat çerçevesinde muhaliflerin kullandığı İHA’larla Azez’deki DAEŞ hareketliliği yakından izleniyor.
-F-16, F-4 veya birilerinin iddia ettiği gibi silahlı İHA’larla Azez’e bir hava harekâtı düşünülmüyor.
-DAEŞ hedefleri İncirlik’ten kalkan ABD, Almanya, Suudi Arabistan ve Katar, özetle koalisyon uçakları tarafından vurulmaya devam edilecek. (ABD’ye ait A-10 alçak hava irtifa uçakları ile etkili sonuç alınıyor)
-Kilis’e 6 araçtan oluşan ÇNRA (Çok namlulu roketatar bataryaları) gönderildi. ÇNRA’ların 40 km menzili var.
-Diyarbakır’dan getirilen yeni Fırtına bataryaları da sınıra konuşlandı.
-106 mm’lik havanlar dün itibarıyla devreye alındı.
-120 mm’lik havanlar 2 gün içinde yani cumaya kadar aktif hâle getirilecek.
-Daha hızlı müdahale ve Kilis ile İncirlik’in doğrudan konuşabilmesi için “irtibat noktası” kurulması için çalışmalar devam ediyor.
-Fırtına ve havanların etkili menzili 42 kilometre. DAEŞ’i bu menzil dışında da vurabilmek için, mayıs ayından itibaren Suriye sınırına HIMARS füzeleri yerleştirilecek.
HIMARS’lar 480 kilometreye kadar etkili vuruş yapabilen kara-kara füzeleri. ABD ile görüşmelerin hâlen devam ettiğini hatırlatalım ama.
Özellikle Kilis’in Azez’den vurulduğu 8 kilometrelik sınır hattının Suriye içine doğru da 18 kilometre güvenli hâle getirilmesi Ankara’nın birinci önceliği.
ABD ve Almanya da şimdilik Türkiye ile aynı fikirde.
Azez bu yüzden çok önemli.
Ne Suriye rejimine, ne DAEŞ’e ne de PYD’ye bırakılamaz.
İstihbarat birimleri, Kilis’e atılan Rus Katyuşa roketlerinin Suriye rejimine ait olduğunu tespit etti.
Bu yüzden de artık hiçbir şey şansa bırakılamaz.
DAEŞ’in veya PYD’nin elinde Katyuşa’dan daha etkili silahlar da geçmiş olabilir.
DAEŞ, Toyotalander’lara yerleştirilen 82 mm’lik Katyuşaları Kilis’e atıyor. Yer tespitini zorlaştırmak için de hemen yer değiştiriyor. O yüzden havadan da takibi ve vurulması gerekiyor.
Uçak olayının ardından hiçbir risk almamak adına Türkiye, Suriye hava sahasını kullanmıyor.
Çok da iyi yapıyor.
Rusya’nın İncirlik’ten kalkan koalisyon uçaklarını Mare Dağına kurduğu sistemle yakından izlediğini belirtelim.
Azez’de biliyorsunuz PYD’de de en az DAEŞ kadar söz sahibi.
PKK, PYD, DAEŞ ve DHKP-C, 22 Temmuz 2015’ten beri Türkiye’ye beraber ve sistematik bir şekilde saldırmıyor mu?
DAEŞ tek başına değil yani...
Ama Türkiye artık başka başka onlarca tehditle aynı anda başa çıkabiliyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.