Siyasi ve askerî başarı nasıl geldi?

Baş döndürücü gelişmeler ve son dakika haberleri kafanızı karıştırmış olabilir..

Size ne olduğunu anlatalım:

Büyük bir askerî harekâta start verildi..

Ardından;

Beş gün arayla dünyanın bir ve iki numaralı askerî ve siyasi güçleriyle anlaşmalar imzalandı..

 

İkinci Dünya Savaşı sonrası Orta Doğu için de bir format oluşturuldu..

Aynı, dünyanın diğer bölgelerindeki gibi..

Kurulu düzen bugünlere kadar tıkır tıkır işledi..

15 Temmuz sonrası Türkiye’nin bu yapıya itirazları başladı..

Büyük cesaretle terörle kaynağında mücadeleye girişti..

Sadece pazu göstermekle de kalmadı..

Askerî gücüyle sahaya da indi..

Rol çalmak isteyenler de oldu..

Macron mesela..

Diğer AB ülkeleri..

Örnek mi?

Almanya ve Fransa, Türkiye’nin ta 5 yıl önce gündeme getirdiği güvenli bölgenin peşine düştü..

 

Küçük hatırlatmalar yapalım:

Türkiye aleyhine çıkarılan kararlara zaten aşinasınız..

Avrupa Birliği komisyonu veya Avrupa Parlamentosundan söz ediyoruz..

ABD Kongresinden yapılan açıklamalar aynı şekilde..

Veya İsrail kaynaklı tehditler..

Hepsi Türk ekonomisi üzerinde kırılganlıklar oluştururdu..

İç-dış borç ödememeleri gündeme getirilip döviz fiyatları dalgalandırılırdı..

Şimdi öyle mi?

Yapısal olarak atılan adımların meyveleri toplanıyor..

İhracat çeşitlendirildi..

Yeni pazarlara yelken açıldı..

Ta Güney Amerika’lara gidildi..

80’ler, 90’lar..

Karanlık günler, krizler..

Her kafadan çıkan başka sesler..

Küresel güçler hükûmetle değil bürokrasi veya askerle muhatap olup işini bitirirdi..

 

Şöyle geriye yaslanıp son 20 güne bakalım..

Büyük bir askerî harekât..

24 saatte elde edilen başarı..

Ardından ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalar..

Tüm dünya, gelişmeleri soluksuz izledi..

Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve İsrail'in açıktan düşmanlıklarına rağmen başarmasını bildi..

Avrupa Birliği’nin hangi ülkesi bunları gerçekleştirebiliyor?

İngiltere, Fransa veya Almanya?

Hiçbiri..

ABD, Rusya dışında başka bir ülke var mı?

Biraz da İran..

 

Hava savunma sistemleri henüz tam olarak devreye girmedi..

Savaş uçaklarını birkaç yıl içinde çeşitlendirecek..

Nükleer enerjiye kavuşacak..

Millî Savunma hamlelerini biliyorsunuz zaten..

Bütün bunlar;

Türkiye’yi küresel ve bölgesel anlamda daha güçlü kılacak..

Daha fazla söz söyleyebilecek..

Doğal çekim gücü küresel güçleri sinir etmeye çoktan başladı bile..

 

Hesaplar yapılıyor..

40 yılda terörle mücadeleye 50 milyar dolar harcandığı söyleniyor..

Ama verdiğimiz binlerce şehidin bedelini ölçebileceğimiz bir skala yok..

Küresel güçler adım atarken ‘Türkiye ne der acaba?’ diye düşünmek zorunda kalacaklar..

Zaten sormuyorlar mı?

ABD ve Rusya ile ilişkilerini balansa oturtma konusundan falan bahsetmiyoruz..

Ahkâm kesmiyoruz..

Geçmişte olanlar analiz edilerek aynı hatalar tekrarlanmıyor..

Menbiç’teki oyalamacayı kastediyorum..

Ankara ikinci kez yanılgıya düşmedi..

Kendi göbeğini kendisi kesti..

 

Ama sıkıntılı noktalar da yok değil..

Siyasetin diğer aktörleri yeni durumu pek kabullenemedi..

Türkiye küresel güçlerle aşık atarken elini zayıflatmak için yine yapmadıkları şey kalmadı..