Bu Ali Babacan’ın ilk ihaneti değil ki..

A -
A +
Her şeyi bir kenara bırakın..
“Siyasi ahlak, siyasi etik” diye bir şey var değil mi?
Ali Babacan, AK Parti içinde siyaset yaparken resmen partisini satmış..
Yani arkadan iş çevirmiş..
-Peki bunları ballandıra ballandıra anlatmasına ne demeli?
-‘Kumpasın tam da göbeğinde yer aldığını’ söylemesi dikkat çekici..
Birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarına tuzak kurmuş..
Partisinin elini siyasi rakiplerine açık etmiş, gammazlamış..
Çok şaşıranlar oldu..
Hayrete düşülecek bir şey yok..
Daha neler var neler..
Kirli çamaşırlar birer ikişer ortalığa dökülecek..
 
N, NEFRET, İHTİRAS!
 
Halk TV’de;
-“Erdoğan 2018’de yeniden seçilince ülke 5 yıl kaybetti” dedi..
Erdoğan’a beslediği kin ve nefretine bakar mısınız?
Ayrıca bunlar sadece 2018’in konuları, olayları değil..
En başında da durum aynıydı..
Ali Babacan hiçbir zaman etliye sütlüye karışmadı..
Elini taşın altına koymadı..
Siyasi tartışmalardan hep kaçtı..
Netameli konulara hiç girmedi..
 
KILIÇDAROĞLUNU ELEŞTİREMEDİ!
 
Bakan olduğu dönemlerdeki TV yayınlarını tarayın..
Ya bir ya iki..
Üçüncü eleştiriyi bulamazsınız..
Ali Bey hiç Kemal Kılaçdaroğlu’nu hedef aldı mı mesela?
Ama TV yayınları öncesinde kurulan şu cümleleri çok iyi hatırlıyorum:
-“Sayın Bakan o konulara girmek istemiyor!.”
-“Sadece teknik konuları konuşmak istiyor..”
 
RENGİ, GEZİ’ VE 17-25 ARALIKTA BELLİ OLMUŞTU
 
Ortalık yanıyor, yıkılıyordu..
Sokaklar savaş alanına dönmüştü..
Başbakanlık ofisi işgal edilmeye çalışılıyordu..
Bakanlar, milletvekilleri takır takır televizyonlarda konuşuyordu..
Ali Babacan’ı arayan bulamıyordu..
Aslında şaşırılacak bir durum da yoktu..
Ali Bey GEZİ olaylarında arazi olmuştu, sipere yatmıştı..
Tepkiler artınca ortaya çıktı ve ‘lütfedip’ bir şeyler söyledi:
Öyle sert tepki duymadım ama şu cümlelerini dün gibi hatırlıyorum:
-“Eyleme katılanların bir kısmı iyi niyetli.. Çevre kaygıları var..”
-“Barışçıl yollardan kendini ifade edenlere kapımız açık..”
Türkiye elden giderken dediği laflara bakan mısınız?
Bu cümleleri siz de bir yerlerden hatırlıyorsunuz değil mi?
17-25 Aralık yargı darbesi girişiminde de durum pek farklı değildi..
Acaba ben mi yanılıyorum diye Google’dan da taradım ama bir şey bulamadım..
Olaylar olmuş bitmiş, Ali Bey aylar sonra ‘eleştirir gibi’ yapmış..
Her zamanki tarzıyla..
Adamın tıyneti bu ama..
Yapacak bir şey yok..
Zaten şimdilerde “17-25 Aralık’a bakılması lazım.. Dosyalar incelenmeli” falan diyor..
 
 
HEPSİ BENİM ADAMIM
 
Eski defterler açılınca..
İnsanın aklına çevirilen dolaplar geliyor..
Ali Babacan’ın ‘Ali-Cengiz oyunu’yla SPK Başkanlığından aldığı Vedat Akgiray’ı hatırladım..
Göreve Babacan’ın iradesi dışında geldiği için ilk fırsatta ipini çekti zaten..
Ama burada önemli olan Babacan’ın sonradan söylediği sözlerdi..
Dün gibi hatırlıyorum:
-“1’inci alternatif, 2’nci alternatif, 3’üncü, 4’üncü hatta 5’inci.. Hepsini biz belirleriz..”
Bu ne demek?
-“Benden, bizden olmayan kimse buralara yaklaşamaz..”
-“Alternatif vs. neyse aslında hepsi benim adamım..”
-“İradem dışında kimse göreve getirilemez.. Getirilirse de sonu Vedat Akgiray gibi olur.”
Tahammülsüzlüğe bakar mısınız?
 
ASIL BOMBA
 
Hatırlarsanız, Haziran 2015 seçimlerinde sandıktan tek başına iktidar çıkmamıştı..
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu arasındaki istikşafi görüşmeler 2015 Temmuz ayında başladı..
Ağustos ortasına kadar da devam etti..
İşte o görüşmelerin tam göbeğinde yine Ali Babacan vardı..
AK Parti koalisyon için istekli değildi..
Masanın devrilmesi isteniyordu..
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçime gidilmesinin en doğru yol olduğunu söylüyordu..
Ama Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ikilisi CHP koalisyonu için hevesliydi..
Öğrendiğime göre;
-O dönemde Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan dışında kimseye güvenmemiş..
-Ali Babacan haricinde de kimseyi ‘derinlemesine’ işlerin içine sokmamış..
-Güvendiği ortak Ali Babacan’mış..
-Kritik ve önemli görüşmelerin tamamı Ali Babacan tarafından yapılmış..
Asıl bomba ne biliyor musunuz?
Daha ortada fol yok yumurta yokken Ali Babacan, Bakan pazarlıklarını bile bitirmiş..
Hangi Bakanlıklar CHP’ye verilecek?
Hangileri AK Parti’de kalacak..
Düşünün, olayın Bakan pazarlıklarına kadar geldiğinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haberi yok..
Yani “ihanet” ta 2015’lerde başlamış..
Zaten yenilenen seçimde Erdoğan, Babacan’ın milletvekili yapılmasını istememişti..
Davutoğlu’nun ‘yoğun ısrarı’ ile yeniden milletvekili seçildi ancak bir daha da bakan yapılmadı..
 
ABDDE BULUNMASI İZAHA MUHTAÇ
 
Ali Babacan’a ‘darbe girişiminin’ hemen öncesi neden ABD’ye gittiğini sormuştum..
1-Orada kimlerle görüştü, kimlerle buluştu?
2-Pensilvanya’ya gitti mi?
Henüz bu soruların hiçbirisine cevap vermedi..
Bir Bakanın, 15 Temmuz gecesi ‘darbenin yönetildiği’ ABD’de ne işi olabilir ki?
Araştırdım, resmî temasta bulunmamış..
ABD’li herhangi bir Bakan veya yetkili isimle görüşmemiş..
Gerçekten çok ilginç..
Bakalım ipin ucunu çektikçe neler gelecek?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.