Otomobile değil hazineye bindik

A -
A +

Yılda sadece 4 bin adet satan ve ülkemizde az sayıda bulunan Rolls Royce’un spor modelini İstanbul’da denedik. 113 yıllık efsane, bir otomobilden çok daha fazlasını vadediyor

Bu haftaki izlenim yazımız çok özel bir modelle, bir sanat eseriyle. Rolls Royce Wraith’in direksiyonuna geçip İstanbul sokaklarında dolaşmak gerçekten ilginç bir deneyim. Birkaç kez arka koltukta yolculuk yapsam da direksiyona oturup kullanmak çok farklı oldu. Muhteşem bir evin, lüks mutfağı gibi… Muhteşem demişken; çift turbo V12, 624 beygirlik motor her gaza dokunduğumuz da muhteşem bir his veriyor. Tabii ki şehir içinde tam gaz gidemedik ama o gaza basma hissi ne kadar güçlü olduğunu kesinlikle yaşatıyor. Marka Müdiresi Hilâl Aysal aracı anlatırken ‘Rolls Royce demek aksesuar demektir’ diye bahsetmişti. Gerçekten de otomobili alırken sınırsız seçenek mevcut. Mesela kullandığımız araçtaki “starlight tavan kaplaması” benim en beğendiğim detaylardan birisi. Mesela eşinize bir Rolls-Royce hediye alıyorsunuz isterseniz tavanda onun doğduğu tarihin yıldız haritası işleniyor. Koltuk başlarına isimleriniz yazılabiliyor. 44 bin renk seçeneğinden hoşunuza giden olmazsa çantanızın renginde özel sipariş verebilirsiniz. Mesela, yağmurlu havalarda indiğiniz gibi kapı içinden çıkan Rolls-Royce şemsiyenizle ıslanmadan şıklığınızı koruyabiliyorsunuz. Araç büyük ama 360 derece kamerası sayesinde önü arkası hatta üstünü altını bile rahatlıkla görebiliyorsunuz. Yani kısacası; ince detaylarla donatılmış bu araç otomobilden çok sanki bir sanat eseri diyebilirim. Hilâl Hanım fiyatlar hakkında bilgi verirken en ucuz modelin yeni vergilerle 850 bin avro (yaklaşık 3.300.000 TL) olduğunu söyledi. Fakat en pahalısı için cevap vermek zor, örneğin öyle bir sarı renk istersiniz ki boyanın içinde altın kullanılabilir ya da orta paneli pırlantalarla kaplatabilirsiniz. Test aracımızı merak ediyorsanız onun fiyatı ise 1.100.000 avro yani yaklaşık 4 milyon 400 bin TL civarında… Burcu Çetinkaya Bucak

Otomobile değil hazineye bindik

Rolls-Royce markası, 1904 yılında bir öğle yemeğinde anlaşma imzalayan başarılı mühendis Henry Royce’la, otomobil satıcısı Charles Rolls sayesinde ortaya çıkmış. Ürettikleri araçlarla mühendislik ve kalite alanında adlarını hep yüksekte tutmayı başarmışlar. 1907'de piyasaya sürülen Silver Ghost, 14.371 mili (23 bin km’den fazla) neredeyse hiç durmadan tamamlayarak efsanevi bir performans göstermiş ve "dünyanın en iyi otomobili" seçilmiş. 1983 senesinde Avon modeline 301 jet motoru takan İngilizler 633.468 mph (1.000 km) hız yaparak dünyayı şaşırtmaya devam etmiş. Tarihi enteresan hikâyelerle dolu Rolls Royce’un otomobilleri de oldukça enteresan. Mesela denediğimiz Wraith modeli arka koltukta oturmayı sevmeyen hızlı patronlar için üretilmiş. Şoför isterseniz Phantom modelini tercih etmelisiniz. 800 Nm tork değeri ile 2 buçuk tonluk canavarı hareket ettirmek çok kolay. Sürüş esnasında ise ağırlığı hissettirmiyor. Açıkçası sürüşte ne ses, ne sarsıntı... Rahatsız edici hiçbir unsur yok. Sadece gaza yüklenirseniz araçtan uçak sesi geliyor. Şaka değil kaputun altındaki 12 silindirli motor, birçok küçük uçaktan daha kuvvetli. Arkaya doğru açılan kapıları, saymakla bitmeyecek aksesuarları ile beni gerçekten etkileyen, kesinlikle Wraith modeli. Sanırım kullanma zevkini şoföre bırakıp arka koltukta smokinle davete gitmek bana göre değil. Yeri gelmişken şunu da itiraf edeyim; Phantom modelinin Extended Wheelbase serisi daha uzun dingil mesafesi ile limuzinden farksız, arka koltuğuna oturduğumda ön koltukla, arka koltuk arasında kararsız kaldım. Rolls Royce’ta bir de şöyle bir gerçek var: Aracın çekimleri için gittiğimiz Ulus Parkı’nın otoparkında 15 dakika kaldık. Çıkarken uzattığım 100 TL’nin üstünü almak bir tarafa ‘abi sadece bu kadar mı?’ bakışlarına maruz kaldım. Ali Çelik

Otomobile değil hazineye bindik

 

Washington fuarında 600 yeni model

ABD'nin başkenti Washington'da bu yıl 75. kez düzenlenen ve Kuzey Amerika bölgesinin en önemli otomobil fuarları arasında gösterilen Washington Auto Show, on binlerce otomobil tutkununu bir araya getiriyor. Kapılarını 27 Ocak'ta ziyaretçilere açan ve Walter E. Washington Kongre Merkezinde gerçekleştirilen fuara ülke içinden ve dışından çok sayıda ziyaretçi katılıyor. 35'ten fazla üretici 600'den fazla yeni aracını sergiliyor. Çok sayıda araca yılın en iyileri kategorilerinde ödüller verilecek. Özellikle çevre dostu elektrikli modellerin yoğun ilgi gördüğü fuarda, lüks otomobil markalarının son model araçları da meraklıların büyük takdirini kazandı. Ziyaretçilere bazı araçları test etme imkânı sunan fuar 2 Şubat Pazar akşamı son buluyor. 

Otomobil gazetecileri en iyiyi seçecek

Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) tarafından bu ikincisi düzenlenen ‘Türkiye’de Yılın Otomobili’ için adaylar belirlendi. İki aşamadan oluşan seçimler 3 Mart ve 7 Nisan’da düzenlenecek. Son bir yıl içinde satışa çıkan modeller arasında düzenlenen yarışmanın adayları ise şunlar; Audi Q2, Audi Q7, BMW X1, Citroën C3, Ford Edge, Ford S-Max, Honda Civic, Honda HR-V, Hyundai Elantra, Infiniti Q30, Lexus NX, Mazda MX-5, Renault Megane, Mercedes E, Nissan Pulsar, Peugeot 3008, Seat Ateca, SsangYong XLV, Suzuki Baleno, Suzuki Vitara, Toyota C-HR, Volvo S90, VW Tiguan

Otomobile değil hazineye bindik

Bursalı TOFAŞ Fiat’ın en büyük üreticisi oldu

Cuma günü otomobil basınıyla bir araya gelen TOFAŞ CEO’su Cengiz Eroldu önemli açıklamalarda bulundu. Temmuz’da 5 milyonuncu aracı battan indirdiklerini hatırlatan Eroldu, günlük 1566, aylık ise 40 bin araç ürettiklerini söyledi. Bunun Türk otomotiv sanayinde ulaşılmış en iyi rekor olduğunu belirten Eroldu açıklamalarına şu şekilde devam etti:
Tofaş’ın 2017’de ülkeye katkısı, 1 milyar $’LIK ihracat fazlası… 
2016 yılını 383 binlik üretim, 280 bin adet ihracatla kapattık. Türk otomotiv sektörünün üretim ve ihracatının 4’te 1’ini Tofaş oluşturuyor. Bu rakamlar bizim için de, sektör içinde bir rekor. TOFAŞ’ın toplam ihracatı 3,2 milyar dolara ulaştı. İhracat fazlamız ise 1 milyar dolar, böylece geçen yılki dış ticaret fazlamızı yüzde 140 oranında artırmış olduk.  Sektör toplamında ise ilk 3 çeyrekte 1,4 milyar dolar dış ticaret fazlası var. 
Gurur kaynağımız Fiat Egea Tofaş’ı ikiye katladı… 
Egea model ailesinin bereketiyle şirketimizin cirosu 14,2 milyar dolara yükseldi. Geçen seneye göre yüzde 43,5 artış var. 2016 yatırımlarımız ise 352 milyon avro seviyesinde ve iki yılda 1,1 milyar avro yatırım yaptık. Egea, Fiat Chrysler Automobiles’ın (FCA) satışlarında da önemli bir rol oynadı. 2016 Avrupa toplamında 100 bin adet Egea/Tipo satıldı. Fiat’ın Avrupa satışlarındaki yüzde 11’lik artışta Egea/Tipo ailesinin etkisi çok büyük.  2014’ten 2016’ya üretimimiz yüzde 72, ihracatımız yüzde 96, ciromuz yüzde 91 oranında arttı ve 7.4 milyar TL’den tam 14,2 milyar TL’ye yükseldik. 2014 yılında 7,3 milyar olan piyasa değerimiz 12,3 milyar TL’ye çıktı. Bu noktada Egea TOFAŞ’ı iki yılda ikiye katladı. FCA bünyesindeki 500’e yakın fabrika içinde, 2014 yılında üretimde 14. sıradaydık. 2015’te 8. olduk, 2016’da ise en çok üretim yapan birinci fabrika unvanını aldık. 
2017’de rekor yine Tofaş’ın olacak… 
Bu yılın zor olacağına dair genel bir kanı var. Biz TOFAŞ olarak iddialı hedefler belirledik. Kapasiteyi ocak ayında 400 binden 450 bine çıkardık. İkinci gövde hattı kurduk. İki yılda yüzde 90 büyüyen üretim hacmini, 2017’de de arttırmaya devam edeceğiz. 380 binlik üretimimiz 430-440 binlere, 280 binlik ihracatımızı da 340 binlere çıkartmayı hedefliyoruz. Ocak ayında stoklarında etkisiyle sektörde büyüme var ancak doğru değerlendirmeyi mart ayı itibarıyla stoklar tükenince yapabiliriz. Otomotiv sektörünün yılı 870-880 bin bandında kapatacağını düşünüyorum, bizim sadece Fiat Egea için 40 bin adetlik satışı hedefimiz var.  

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.