Geleceğe iz bırakmak? O zaman çocuktan başlayın

A -
A +
Bir şirket düşünün... "Bu ülkenin geleceğine yatırım için en iyi ne yapabilirim" sorusunun cevabını ararken, odağını çocuklara çevirmiş olsun... Bu amaçta çabasının boşa çıkması mümkün mü? Hele de bu çaba heyecan ve teknolojiyle destekleniyorsa...
İşte bu çabanın birkaç yıllık sonuçlarını ve gelecekteki hedeflerini dinlemek üzere Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel ve proje ortağı olan Habitat'ın Başkanı Sezai Hazır ile bir araya geldik. Daha önce de birçok projesi çeşitli ülkelere örnek olan Vodafone'un son projesinin de model alındığını, hatta Birleşmiş Milletler'de (BM) örnek proje olarak sunulduğunu öğreniyoruz. Daima alkışladığım 'Yarını Kodlayanlar' projesinden bahsediyorum.
Proje büyük umutlarla 2016 yılında başlamıştı. O dönem 6 ilde 1800 öğrenci vardı kapsamda, şimdi 81 ilde 200 bin öğrenci... Bu çocuklar önce kodlama ile girdi Vodafone'un kapsama alanına. Ardından teknolojide daha derine inildi. Teknolojiyle ufku genişleyen çocuklara çevrenin nasıl korunacağına dair eğitimler verildi. 2019'da hepimizin evlerinde olan, atamadığımız, işe de yaramayan, kablodan şarj cihazına, saç kurutma makinesinden prizlere kadar elektrikle çalışan her şeyin adı olan 'elektronik atıkların toplanması' projesi eklendi. Toplanan bu atıklarla daha çok kodlama sınıfı açıldı. Yetmedi, teknolojik atıkların geliriyle 3 yılda 45 köyde teknoloji sınıfları açıldı; projeksiyondan dizüstü bilgisayara, masa ve sandalyeden akıllı tahtaya kadar her şeyin yer aldığı sınıflar... Bu sınıflarda, üstelik pandemi döneminde 6 bin çocuk eğitim aldı, o çocukların aileleri teknolojiyle yakınlaştı, belki ilk kez dokundu. Yine teknolojik atıklar sayesinde çocuklara bu atıklar, çevre, yeşil gezegen, yarına dair projeleri yapacak fikir geliştirmeye yarayacak eğitimler verildi... 3 bin gence yapay zekâ eğitimleriyle desteğin kapsamı büyütüldü...
Nasıl da yanlarındaymışım gibi anlattım değil mi?
Fiziki olarak hepsinde yoktum belki ama, Hasan Bey'in sık sık yaptığı bilgilendirme toplantılarına hep katıldım. Pandemide online kanallar aracılığıyla gördüm, son olarak yeşil gezegen hedefi çerçevesinde ilk ve ortaokul seviyesindeki çocukların çevrenin teknoloji yardımıyla nasıl korunacağına dair müthiş projelerini yarıştırdığı programda jüri üyeliği yapıp şahane beyinlerin, inanılmaz projelerini dinleme şansına sahip oldum.
Geçtiğimiz günlerde bu dev projenin şimdiye kadar alınan sonuçlarını dinlerken gördüm ki, 1 yılda 1 lira yatırılıp 7,7 lira yatırarak elde edilecek sosyal değere ulaşılmış. 2016'dan bu yana 260 bin çocuğa ulaşılmış, motivasyon artmış, kodlama yaşı 7'ye kadar inmiş. İşte bu çocuklardan bazılarıyla bu toplantıda bir araya geldik. Kodlama eğitimi almış 8-10 yaşındaki çocuklar oyun yazıyordu. Müthiş bir duygu… Zekâ ve azmi gözlerinden fırlayan çocukları görünce insan "Biz neredeydik, bu şahane beyinler nerede" diye düşünmeden edemiyor. Kendilerini hem söz hem kodlarla ifade ediyor olmaları harika. "Bu çabalar işte bu güzel şeylere vesile oluyor" diye düşünüyor ve o zaman bir kez daha anlıyorsunuz ki, çocuklara yapılan her yatırım geleceğe kat kat katlanarak ulaşacak... İşte bu güzel düşüncelerle ulaşılan müthiş değerler ve ulaşılacak büyük hedefler, 6 Temmuz Çarşamba günü Birleşmiş Milletler'in Üst Düzey Siyasi Forumu'nda yer alacak. Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel'in yanı sıra Yarını Kodlayanlar Gönüllü Eğitmeni Melike Su Uzun'un da katılacağı eğitim, Türkiye saati ile 20.00'de başlayacak ve https://bit.ly/codingtomorrow adresinden canlı yayınlanacak sunumu kaçırmayın derim...
 
 
Bayram ikramiyesi
herkese verilmesin!
 
Dün itibarıyla emeklilerin bayram ikramiyesi hesaplara yatırılmaya başlandı... Tutarı 1.100 lira. Yaklaşık 13 milyon emekliye, Ramazan ve Kurban Bayramı'nda ödenen bu tutar, yıllık 28 milyar 600 milyon lira demek... İlk defa 2018 yılında verilmişti ikramiye. Dar gelirli için bayramda nefes aldıran, emekli maaşı 18-20 bin lira olan için 'hiç' hükmünde bir tutar. Hiç hükmünde ama hiç kimse ‘yok, ben bunu almayayım’ demiyor tabii. İkramiye kararı ilk açıklandığından bu yana düşüncem bu. Ben diyorum ki; emekli ikramiyesi herkese verilmesin. Öncelikle, emekliler arasında ikramiye kıstası belirlensin. O sınırın üzerinde kalanlara hiç ikramiye verilmesin, altında kalanların ikramiyesi ise yine kademeli olarak katlansın. Yani maaşı en düşük olana 'en yüksek ikramiye', aylığı en yüksek olana 'hiç ikramiye' şeklinde... Malum, her eşitlik adalet değildir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.