FETÖ ile savaşan savcılarımızın arkasında Türk milleti vardır

A -
A +
Sevgili okurlarım şu an Türkiye Cumhuriyeti olarak dört ayrı cephede vatan savunması veriyoruz. Hem dış düşmanlarımız hem de bu düşmanların içerideki iş birlikçisi olan vatan hainleri sistematik kara propagandalarla vatan savunması yapan DEVLET ve millet güçlerini parçalamaya çalışıyorlar. Bu kara propaganda çetesinin başında da şu an FETÖ’nün gizli yayın organı olmakla yargılanan Sözcü gelmektedir.
Savcılığımızın tespitine göre FETÖ karşıtı gibi gözüken ama özellikle Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe teşebbüsünden itibaren FETÖ ile ortaklığı açık olan bir FETÖ müsveddesidir bu gazete. Sayın Cumhuriyet Savcımız Asım Ekren de bu konuda yüzlerce kanıt ortaya koymuştur. Nasıl ki FETÖ düşmanı gözüken Türk Solu dergisinin FETÖ’nün gizli yayın organı olduğu artık kanıtlanıp herkesçe kabul ediliyorsa Sözcü gazetesinin durumu da öyle olacaktır. Göreceksiniz gerçek Atatürkçü vatandaşlarımız da zamanla Sözcü’nün hakiki yüzünü anlayacak ve tiksineceklerdir.
Zaten gerçek Atatürkçüler Burak Akbay’ın emperyalistlere sığınmasını asla kabul etmiyorlar ve bu konuda Sözcü’ye tepki duyuyorlar. Hem Sözcü’nün yazarları hem de Sözcü’nün avukatı İsmail Yılmaz gibi isimler FETÖ militanı ağzıyla Sayın Cumhuriyet Savcımız Asım Ekren’e saldırmaktadır. Bu yapılan açık bir suçtur.
FETÖ’ye karşı kahramanca mücadele eden Asım Ekren gibi savcılarımızın ve hâkimlerimizin arkasında Türk milleti vardır.  Uğur Dündar “FETÖ’cü olmamakla beraber FETÖ’ye yardım ve yataklık ettiği” gerekçesiyle kendisi hakkında soruşturma olduğunu yazan Nazif Karaman ve bu soruşturmayla ilgili ifade verdiğini haber yapan Dilek Yaman hakkında şikâyette bulunmuş. Yani basın özgürlüğü diye bağıranlar, basın işini yaptığı için kıskaca almak istiyorlar. Bir de bunlar yalandan basın özgürlüğü muhabbeti yapıyorlar. Şu bilinmelidir ki yerli ve millî medya, Asım Ekren gibi FETÖ ile savaşan savcılarımızın ve hâkimlerimizin tüm yaptıklarını ve yapacaklarını bundan böyle tavizsiz destekleyecektir. Artık merhamet göstermek yok çünkü Türk milleti merhametten maraz doğduğunu bir kez daha anlamıştır.
 
 
Adi bir yalancı
 
Ey Sözcü elemanları! İstediğiniz kadar savcılarımız hakkında FETÖ tarzı kara propaganda yapın kaybedeceksiniz. İşte onlardan ucuz bir tetikçi, köşesini dün FETÖ tarzı kara propagandalarla doldurmuş. Sözcü’nün ana gazetesine bile kabul edilmeyen ve Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil gibilere büyük paralar ödenirken ikinci sınıf bir yancı paçavrada üç kuruşa tetikçilik yaptırılan bu zavallı tip kalleş karakteri ile bilinen biridir. Aç kalmasın, uçan kuşa olan birikmiş borçlarını ödeyebilsin diye bu düşük profilli tipe TGRT kanalımızda, 1an TV’de hatta Habertürk TV’de iş bulan benim. Yayın yönetmenliği yaptığım dönemde yayınevinden kitaplarını çıkartmak için bu zavallıya para ödedik ama kitapları yazamadı bile.
Acımıştım çünkü bu aciz tipe. Benim sayemde bu kanallara çıkıp maaşından fazla para alabilmiştir ve borç taktığı kişilerin karşısına yüzü kızarmadan çıkabilmiştir bu zavallı. Yalan mı bunlar adi adam? Zaten kendisine iyilik yapan herkesi satmış, zor dönemde yanında olan insanları arkadan vurmuş, düşünce tekme atmış bir kalleş tiptir bu. Ayrıca FETÖ’ye hiçbir zaman destek olmamış Türkiye gazetemize attığı iftiradan bir tane örnek verememiştir bu ucuz, adi adam.
Sevgili okurlarım “Merhametten maraz doğar” atasözümüzün önemini bir kez daha görüyoruz burada. 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde FETÖ tezlerini açıkça desteklemiş, FETÖ’ye yardım ve yataklık suçu işlemiş bu zavallı kendisi henüz yargılanmıyor diye rahat olmasın! Düşük profilli tip olduğu için henüz Emin Çölaşan gibilerden buna sıra gelmemiştir. Bakın Emin Abi’si 29 Ekim 2015 gibi bir tarihte üstelik Cumhuriyet Bayramımızda nasıl FETÖ’ye yardım ve yataklık ediyor...
 
“Fethullah ekibinin, başka bir deyişle cemaatin, terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler (Fethullahçı terör örgütü).
Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde, aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt çıkarttılar. Hiç kimse bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor!”
 
Çölaşan 29 Ekim 2015 tarihli yazısıyla, çok açıkça FETÖ üyesi olmamakla birlikte, FETÖ’ye yardım ve yataklık etme suçunu işlemiştir. Hiçbir gerçek hukukçu burada işlenen suçu inkâr edemez. Fetullahçı terörist Kanaltürk-Bugün grubuna haklı hukuki operasyona zaten tüm Sözcü gazetesi o dönem karşı çıkıyor. Savcılığımızın tespitine göre aynı zaman diliminde hem Fetullahçı gazeteciler hem de Sözcü yazarları aynı anda FETÖ karşısında dik durduğu için bir devlet yetkilimize yükleniyor. FETÖ de tam o sıralarda bu devlet yetkilimize saldırıyor. Bu olay da Sözcü-FETÖ arası örgütsel bağı kanıtlıyor savcımıza göre. İşte 1 Kasım 2015’te o dönem Sözcü’de yazan Oray Eğin’in suç içeren yazısını devlet yetkilimizin ismini saklı tutarak savcılık dosyasından alıntılıyorum...
 
“...Manav olsa sattığı sebzeyi almazsınız. Çünkü .... da nefret edilmeye son derece elverişli, düşüşünü izlemenin herkese zevk vereceği bir figür. Ama .... ... bir farkı daha var. Dediği gerçek oldu, tam da bahsettiği gibi Cemaat kanalları Türksat platformundan çıkartıldı. Hiçbir ilke ..... savunmaya yetmiyor.”
 
1 Kasım 2015 gibi bir tarihte dönemin Sözcü yazarı Oray Eğin, tıpkı 29 Ekim 2015’teki Çölaşan yazısı gibi FETÖ’ye yardım ve yataklık ediyor savcılığımıza göre. FETÖ’nün hedefindeki devlet yetkilimize FETÖ talimatıyla hakaretler yağdırıyor. Ayrıca Sözcü gazetesinin manşetlerini FETÖ'nün attırdığı, savcılığın soruşturmasında delilleriyle gözler önüne serildi. Manşetlere taşınan kayıtları, hangi FETÖ'cünün gazeteye götürdüğü tek tek tespit edildi.
Savcılığa göre emniyetteki FETÖ şüphelilerinin bu gazeteye yasa dışı gizli dinleme ve takip kayıtlarını verdiği belirtildi. Savcılığa göre FETÖ-Sözcü alışverişi şöyle gerçekleşti:
19 Aralık 2013'te, "Bakanın başını ağrıtacak görüntüler" başlıklı haberde yer alan fiziki takip görüntüsünü, FETÖ’cü polis memurları Yalçın Aksoy ve Ahmet Usta'nın Sözcü gazetesi yetkililerine verdiği tespit edildi. Yine 19 Aralık 2013'te Barış Güler ve Rıza Sarraf'ın bulunduğu fiziki takip görüntüsü Gürkan Tok ve Volkan Demirdelen adlı FETÖ’cü emniyet görevlileri tarafından gazeteye iletildi. 20 Aralık 2013'te "Rüşvet dolu ayakkabı kutusu" başlıklı haberde yer alan 3 fiziki takip görüntüsü Kamil Bilgiç ve Yalçın Aksoy, Ulvi Şahin ve Murat Can isimli FETÖ’cü polis memurları tarafından gazete yetkililerine götürüldü. 20 Aralık 2013'te yayımlanan "Yolsuzluk tapeleri" başlıklı haberde yer alan 2 fiziki takip görüntüsünü, FETÖ’cü polis memurları Ahmet Usta ve Ulvi Şahin iletti.
Kanıtlar çok açık. Savcılarımız tamamen haklı. Görünen köy kılavuz istemiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.