Biz nasıl iktidar medyasıyız?

A -
A +
AK Parti tam 16 yıldır iktidarda. Erdoğan liderliğindeki Türkiye önce askerî vesayeti, sonra FETÖ’yü bitirdi. Temkinli olmak lazım ama artık bu ikisi de olağanüstü bir şey olmadıkça milletimize tehdit olamazlar.  Tabii ki tedbiri elden bırakmamalıyız. AK Parti bu 16 yılda inanılmaz işler başardı. Ekonomi, sağlık, turizm, sosyal hizmetler gibi alanlarda başarıları saymakla bitmez. 29 Ekim’de açılacak yeni havalimanı bile AK Parti’nin bu ülkeye en büyük armağanlarından biridir. Cumhurbaşkanımız Erdoğan vesayetçilere boyun eğmedi. Asla korkmadı ve milletle beraber darbecileri, işgalcileri tarihin çöplüğüne gönderdi. Eğer Erdoğan bir milim bile geri adım atsa, bugün yoktu. Erdoğan’ı büyük lider yapan tam da buydu. 2007 e-Muhtırasını tek hareketle savuşturdu. Kemalist darbecilerin cuntalarını bertaraf etti. 7 Şubat’ta FETÖ’cülere karşı dik durdu. 2013 Gezi olaylarında birilerinin dediği gibi, “Ya şu çocukları anlayalım” dese, karşı tarafa koz verse belki de ölümle burun buruna gelecekti. Gezilere de hak ettiği karşılığı verdi ve sokakla iktidar devirmeye alışkın malum çevreler avuçlarını yaladılar. Sonra devreye 17-25 Aralık’ta FETÖ’nün emniyet yargı cuntası girdi. Seçilmiş meşru hükûmeti devirmek isteyen FETÖ’cüler Erdoğan’ı yıkacaklarından emindi. Ama boşa kürek salladıklarını anladılar. Her zaman diyorum, başka bir lider 17-25 Aralık’tan çıkamazdı. Buna Winston Churchill dâhil. Erdoğan’ın kendi sözleriyle, milletinden başkası yanında değildi ama sayıca az olmasına rağmen FETÖ’yü yamulttu. Son çare FETÖ darbeye girişti, onda da Erdoğan’a ve millete çarptı. Peki, Erdoğan nasıl oldu da tüm saldırıları atlattı? Cevabı basit. Asla korkmadı ve hep savaştı, mücadele etti. Milletten aldığı yetkiyi milletin alacağını bildiği için hep dik durdu. Onun kadar uğraşamayan bazıları muhalefetin adayı oldu, bazıları tarih bazıları da yalan oldu. Erdoğan dışında hiçbirini kimse hatırlamayacak bile. Ne var ki AK Parti iktidarda ama medyası ve entelektüel camiası muhalefette gibi! Karşı tarafın medyası iktidarda gibi davranıyor, bizim tarafınki muhalefette gibi. Eziklik, kompleks, hâlâ iktidar olamama hissi. Kültürel alanda hâlâ muhalefetin sözü geçiyor. Niye böyle oluyor? Neden bir türlü özellikle medya ve akademide istenilen noktaya gelinemiyor? Çünkü bizim tarafta adam harcama hastalığı var. Çekememezlik, kıskançlık var. İstedikleri kadar okunmayan, izlenmeyenler suçu etkili olanlarda arıyorlar. Mesela eziğin biri bütün anaakım medyaya çıkıyor, köşesi var ama yaprak kımıldatamıyor. Yolda yürürken bile vatandaşın tepki gösterdiğini, niçin yüreklice konuşmadığını kendileri itiraf ediyor. Ama bu tür ezik ve korkaklar kendileri gündem oluşturamıyor. Oluşturamadıkları gibi kendilerinden bin kere daha etkili olanlara pislik atmadan duramıyorlar. Siz bir hata yapınca rakiplerden önce bunlar saldırıyor. Bakın son 1 yılda neler oldu? Ayhan Ogan, yeni bir sistem kuruluyor anlamında bir şeyler söyledi. Tamam eleştirilebilir ama Ogan linç edildi. Kimse Ogan’a sahip çıkmadı. Ogan bugün nerede ben bile bilmiyorum. Önceden sürekli ekranda olan Ayhan Ogan ortalıkta yok. Mustafa Armağan, Derin Tarih’te 2017 Mayıs sayısında yıllardır ortalıkta olan bir belgeyi yayınladı. Ben ve Fuat Uğur dışında tek kişi savunmadı Armağan ve Derin Tarih’i. O kurumda çalışanlar bile ağızlarını açamadı. İktidarı destekleyen bir medya organının dergisi haksız yere toplatılıyor ve ağzını açan yok. Sonra Armağan, Atatürk’e hakaret etti diye hapis cezası aldı. Ben ve Fuat Uğur itiraz edene kadar gene kimse ağzını açamadı. Sonradan bizlerin oluşturduğu atmosferle zoraki bazı yazılar çıktı. Akit’in bir muhabiri tamam kötü sözler söyledi. Katılmak mümkün değil bu sözlere ama adamın kellesi ilk günden alındı. Hakkında 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor… Bu örnekleri çoğaltabilirim. Ağzından tek bir gereksiz, kötü söz çıktığı için medya hayatı biten arkadaşlarımız oldu. En üzücü olan da bizden biri hata yapınca önce bizim tarafın ona saldırması. Peki, silahlı mücadele isteyenlere bir dava açıldı mı? Ona gereken tepki verildi mi? Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a “salak” diyen adama tepki koyan bir siyasi oldu mu? Cezaevinden çıkar çıkmaz “Bu mafya iktidarını bitireceğiz” diyenlere, sen ne diyorsun diyen oldu mu? 28 Şubatçı medya hâlâ ahkâm kesiyor. 28 Şubatçı medya 17-25 Aralık’ta da FETÖ’yü desteklemişti. Çünkü ortak düşmanları Erdoğan’dı. Darbe yapılmasına destek olmuş adamlara tek laf eden var mı? 13 Nisan’da 28 Şubat darbecilerine gereken cezalar inşallah verilecek. Ama bakın bu konuda doğru dürüst yazı yazan birkaç kişi var. Herkes dostlar alışverişte görsün yazıları yazıyor. Sözcü davasında da böyle oldu. Perde arkasından herkes ahkâm kesiyor ama iş ciddiye binince ortada kimse yok. Bakın daha iki hafta öncesine kadar MİT tırları ihanetinden 5 yıl ceza alan Erdem Gül, Hande Fırat’ın programına sürekli katılıyordu. MİT tırları yakın tarihimizin en büyük ihaneti olmasına rağmen. İki akşam önce Habertürk’te ODTÜ’den Hüseyin Bağcı öldürülen teröristlerin sayılarının açıklanmasından rahatsız olduğunu açıkladı. Utanmadan gebertilen teröristlere “bizim insanlarımız” dedi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ölü terörist sayısı vermemesi gerekiyormuş. Aynı Bağcı, Karlov suikastı olduğu gün bunu da hükûmete yıkmıştı. Tetiği çeken katil, FETÖ’cü olduğu hâlde El-Nusracı diyerek içindekini kusmuştu. Ama bakın Bağcı’ya tek tepki var mı? Yok. Benzer hatayı bizden biri yapsa neler olurdu bir düşünün. Allah bize bir daha 28 Şubat, 2007 e-Muhtırası, Gezi olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz yaşatmasın. Erdoğan ya da öyle bir liderimiz olursa tamam ama olmazsa yandık…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.