28 Şubat darbecileri için süreç bitmedi, daha yeni başlıyor!

A -
A +
Müslüman Türk milletini hedef almış aşağılık bir askerî darbe olan 28 Şubat yargılandı ve mahkûm oldu. 21 darbeciye ağırlaştırılmış müebbet verildi. Bu müebbetler vatanımız ve demokrasimiz adına büyük bir zaferdir. Fakat kararlara dair Türk milletinin çok büyük çoğunluğunda olduğu gibi bende de bir yönüyle hayal kırıklığı var. Bıçakla adam yaralayanların bile tutuklandığı hukuk düzenimizde bu darbeci generallerin askerî lojmanlarındaki lüks konaklarında keyif çatmaya devam etmesi vicdanımı kanatıyor. Türk milletinin en az yüzde 85’inin bu durumdan ötürü vicdanı kanıyor.
Savcılarımızın ve hâkimlerimizin sesimizi duymasını istiyoruz. Darbeciler ağırlaştırılmış müebbet almış ve hâlâ emir astsubaylarıyla ve emirlerindeki Mehmetçiklerimizin hizmetleriyle lüks lojmanlarında yaşıyorlar. Mehmetçiklerimiz vatani görevlerini müebbet almış darbeci generallere hizmet ederek yapmak zorunda mı? Nasıl böyle bir mecburiyet yüklenebilir Anadolu’nun yiğit gençlerine? Bu rezalete son verilmelidir. Bu darbecilerin bu kararla rütbeleri sökülmüş olması ve askerî  tesislerden faydalanma haklarının olmaması gerekirdi. Oysa hepsi hâlâ süper lüks askerî konaklarında yaşamaya devam ediyor. 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek’in karar sonrası yaptığı açıklamaya aynen katılıyorum.
“28 Şubat darbesinin mahkûm olmuş, müebbet hapis verilmiş sanıkları hakkında adli kontrolün yeterli olmayacağı kanaatindeyim” diyen Petek, 28 Şubat’ın artık gayrimeşru, gayri hukuki, suç teşkil eden bir eylem olarak tarihe geçtiğini vurguladı. Bununla birlikte, mahkemenin, Türk Ceza Kanunu’ndaki en ağır cezayı verdiği 21 sanık hakkında tutuklama tedbiri uygulamadığını belirten Petek, bunun çok önemli bir eksiklik olduğunu ifade etti. Türk milleti de aynen böyle düşünmektedir ve kararlarını Türk milleti adına veren Türk mahkemelerinden de adalet talep etmektedir. Bu mahkeme kararına itiraz edilmiş ve tutuklama talep edilmiştir. Türk adaletine güveniyoruz. 
Öte yandan bu ağırlaştırılmış müebbet kararları 28 Şubat askerî darbesinin sivil ve medya ayağı için de namzettir. 28 Şubat bir medya darbesidir. Bu müebbet alan darbeci generaller ne kadar suçluysa darbeci gazeteciler de o kadar suçludur. Nitekim son derece mutedil bir isim olan Cemil Çiçek bile bu müebbet kararları üzerine Habertürk TV’ye canlı bağlanıp, “28 Şubat’ın medya ayağı, sivil ayağı ve 5’li çete yargılanmadan adalet yerini bulmaz” diye haykırdı. 28 Şubat askerî  darbesine ve 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne destek vermiş ve bu iki dönemde sivil hükûmet aleyhine faaliyet yürütmüş tüm gazeteciler yargılanacaktır ve elbette doğal olarak da anaakım medyadan hepsi tasfiye edilecektir. Türk milletinin talebi budur. Öte yandan 28 Şubat’ın medya ayağını teşkil eden gazeteciler hâlâ utanmazca 28 Şubat’ı dolaylı yoldan savunmaya devam ediyor. Bakın 28 Şubat’ın en azgın darbe destekçisi militanlarından biri şöyle yazmış:
“28 Şubat diye özetlenen şey neydi?
Türkiye’de birtakım tarikat ve cemaatlerin devleti ele geçirmelerinin önüne geçmek için önlem alınmasını isteyen bir MGK kararı. Bu durumun devlet için oluşturacağı tehlikeyi bilen dönemin Başbakan’ı Erbakan’ın bu kararların altına imza atmasının da nedeni buydu.”
Bu resmen kuyruklu yalandır ve Rahmetli Erbakan Hocamıza iftiradır. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun hemen bu adama tekzip göndermesi gerekir ama yapacağını sanmıyorum. Çünkü Karamollaoğlu 28 Şubat davasının da hiçbir şekilde takipçisi olmadı. Hatta 28 Şubat’ın medya ayağında yargılanacak bu gazetecinin TV programına bile konuk oldu ve birbirilerini övdüler. Erbakan Hocamız asla 28 Şubat kararlarını o hâliyle imzalamamıştır. Çok uzun süre direnmiş ve İslam düşmanı ifadelerin kaldırıldığı hâlini imzalamıştır.
28 Şubat darbesi bu topraklardaki tüm dindar ve muhafazakâr insanları yani toplumun çok büyük çoğunluğunu ezmiştir ve bunun bedelini ödeyeceksiniz. Şimdi sahtekârca Erbakan övgüleri yapan bu 28 Şubatçı gazeteci ise 3 Mart 1997’de Hürriyet gazetesinde şu darbeci satırları kaleme alarak İslami kıyafet giyen insanlarımızın sokaktan yaka paça toplanması darbeci propagandasını dahi yapmıştır:
“Kendime yeni bir iş buldum. Bundan böyle kılık kıyafet kanununa aykırı olarak dolaşanları, kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim. Otomobilde görürsem plakalarını alıp bildireceğim. Yapılan işlemi savcılığa kadar takip edeceğim. Yok yok savcılıkta da takip edeceğim.”
Bu ve bunun gibi darbeci tüm yazılar suçtur ve 28 Şubat’ın medya ayağı kapsamında bu isimler yargılanacaktır. Bir sivil olan Kemal Gürüz’ün darbecilikten ceza aldığı gibi bu 28 Şubat’a destek veren gazeteciler de gereken cezayı alacaklardır. Askerî darbeler insanlık suçu olduğu için zaman aşımı hiçbir şekilde yoktur. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız şu an 28 Şubat medya soruşturmasını yürütüyor. FETÖ bu 28 Şubatçı gazetecilerle ittifak edip onları yargıdan korumuştu. Cumhuriyetimizin gerçek savcıları ise adaletin gereği ne ise onu yapacaktır. Milletimiz müsterih olsun. Demokrasi kazanmış ve darbeciler kesinlikle kaybetmiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.