Sizlerle nasıl uzlaşalım, der misiniz?

Üç gece evvel sosyal medyaya bazı haberler düşmeye başladı. Troller benim de içinde olduğum bazı gazetecileri ekleyerek, "Bakın gördünüz mü, Yeni İstanbul Havalimanı'na hava şartlarından dolayı uçak inmiyor" şeklinde yorumlar yapıyorlardı. Sanırsınız ki, uçakların hiçbiri iniş yapamıyor, hepsi Çorlu Havaalanı'na yönlendiriliyordu.

Muhalifler bir sevindirik olmuşlar, sormayın. Bir göbek atmadıkları kalmış. Nasıl mutlular. Yeni havalimanı artık çalışmayacak. Uçaklar uçamayacak. Ekonomi batacak. Havaalanına harcanan 11-12 milyar dolar çöpe gidecek. İnsan kendi ülkesindeki ufacık olumsuz bir gelişmeden kendine memnuniyet hâli çıkarıyor, anlamak mümkün değil.

İlerleyen saatlerde THY Genel Müdürü Bilal Ekşi'nin açıklaması geldi. Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 94 seferde 2 sefer, İstanbul Havalimanı'nda ise 468 seferde 7 sefer başka havalimanlarına yönlendirilmiş. Dünyanın hemen her havalimanında yaşanacak basit bir olay. Üstelik Yeşilköy Havalimanı'ndan 2017'de 56, 2018'de 24 adet sefer meteorolojik sebeplerle başka havaalanlarına yönlendirilmiş.

Anlıyoruz, pislik atmak için uğraşıp duruyorsunuz ama boşuna. Hepsi nafile. Almancada güzel bir kelime var: Schadenfreude. Başkasının mutsuzluğundan mutlu olma hâli. Bizdeki muhalifleri bundan iyi anlatan ruh hâli yok. Ama normal. 17 yıldır iktidarda AK Parti var. Ülkeyi muhafazakâr milliyetçiler yönetiyor. Muazzam işler yapılıyor. Bunlar da bakıyor. Rahmetli Özal'ın dediği gibi alışacaksınız. Yeni havalimanına da alışacaksınız. Aynen Avrasya Tüneli'ne, metrobüse, metrolara, üçüncü köprüye alıştığınız gibi.

Muhalefetin bu zihniyetine bizler alıştık ama sizlerle uzlaşamayacağımızı da gördük...