Seçim ve sandık dışında çare yok

A -
A +
Bundan iki sene önce Kemal Kılıçdaroğlu "Adalet Yürüyüşü" yapmıştı. O zamanlar da ülkeyi değil kendi istikbalini düşünen bir grup Kemal beyin tutuklanması için kampanya yapıyordu. 7 Temmuz 2017'de bu köşede aynen şunları yazmıştım:
" Şunu da ifade edeyim ki, her ne sebeple olursa olsun Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutuklanması bu darbeci güçlerin tam istediği şey olur. Fetullah Gülen denen teröristbaşının en istediği şey şu an budur. Türkiye'yi hedef almış emperyalist güçlerin en istediği şey şu an ana muhalefet lideri tutuklanmış bir Türkiye fotoğrafıdır. Ayrıca CHP elitlerinin de şu an Kılıçdaroğlu'nun tutuklanmasını ve bu şekilde bir sanal dalga oluşturmak istedikleri çok açık. Kılıçdaroğlu da bunu istiyor ve kendince bunu planlıyor.
Biz bütün hadiselere Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatleri açısından bakacağız, öyle bakmak zorundayız. Gerektiğinde en sert, en şahin tavırları almış biri olarak söylüyorum ki 'görev gereği' yapılan bir militanlıkla Kılıçdaroğlu'nun tutuklanmasını istemek FETÖ'nün istediğini yapmak olur. "
Çok şükür Kılıçdaroğlu tutuklanmadı ve demokrasi işledi. Hükümetin böyle bir düşüncesi elbette yoktu ama grupsal çıkarlarını düşünen küçük bir azınlığın böyle bir niyeti vardı. Çok şükür hevesleri kursaklarında kaldı. CHP 2019 yerel seçimlerinde istediği başarıyı elde etti. Önceden sandık her şey değildir diyenler sandığın önemini görmüş oldu. Demek ki sandık bayağı önemliymiş ve sevmedikleri iktidar seçimle başarısızlığa uğratılabiliyormuş.
Şimdi gene hem CHP içinden birileri hem FETÖ kalıntıları hem de kendine destek arayan HDP'liler CHP'li belediyelere kayyım atanmasını tartışıyorlar. Bunu gündemde tutarak Türkiye'de seçimi ve demokrasiyi tartışmaya açıyorlar.
Başkanımız Erdoğan'a "tek adam, diktatör" diyerek algı yapanların istedikleri şey de Türkiye'de seçimleri tartışmaya açmaktır. Türkiye demokratik, hür ve adil seçimlerin yapıldığı bir ülkedir. Bunun en net kanıtı hem 31 Mart hem de 23 Haziran İstanbul seçimleridir.
Seçim ve sandık her şeydir. Milli irade orada tezahür eder. Buna karşı çıkmak kimsenin haddi değildir. PKK'dan, Kandil'den emir alan HDPli belediyeler ayrı bir konu. Orada devletimizi yaptığı yüzde yüz doğrudur. Terör örgütlerinin hakim olduğu bir belediye düşünülemez.
İstanbul, Ankara gibi belediyelere kayyım atanmasını tartışmak bile doğru değildir. Zaten dün İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu bu konuda gerekeni söyledi. AK Parti hiçbir şey yapmadan 2024'de buraları geri alacaktır. Tabii ki son kararı millet verecektir.
Seçim ve sandık demokrasilerde her şeydir. Bizim tarafta da bazen birilerinin aklı uçuyor, "sandıkta darbe yapıldı" gibi beyin yakan cümleler kuruyorlar.  Neredeyse seçim yapılmasın noktasına gelmek üzereler. Bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük budur. "Sandıkta darbe yapıldı" argümanını dillendiren biri ya haindir ya aptaldır ya da uluslararası çevrelerin aparatçığıdır.
Rakiplerimizi sandıkta yeneceğiz. Milleti ikna edeceğiz. Halka güveneceğiz. Onun dışındaki her yol illegaliteye kapı aralamaktır. Böyle biline.
 
CEM KÜÇÜK'üN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Şehitler bazılarından bir PKK'lı kadar hürmet görmüyor
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.