27 Mayıs ve darbe imaları

A -
A +
 
2008’den sonra “askerî vesayet bitti, artık darbe olmaz” denirdi. Kimse bir cunta faaliyeti içerisine girmeyi hayal edemezdi. Hâlbuki bu Türk tarihini hiç bilmemekti. 1956’dan beri TSK içerisinde cunta meraklıları hep olmuştu.
4 askerî darbe başarılı oldu. Bir e-Muhtıra püskürtüldü. 15 Temmuz, Tayyip Erdoğan ve millet sayesinde başarısız oldu. Aralarda birçok darbe girişimi, cunta faaliyetleri oldu. Güçlü liderlerin olduğu yerde darbenin başarılı olması çok mümkün değil.
Türkiye’yi 18 yıldır Erdoğan liderliğinde AK Parti yönetiyor. Her seçimi, referandumu kazandı Erdoğan. Muhalefet bir iki seçimde görece başarı elde etti ama devamını getiremedi. Geçen yılki mahalli seçimlerde büyükşehirleri kazandılar ama darbe imalarını hiç bırakmadılar.
2006 senesinin ortasında da benzer söylemler oluşmuştu. Zamanın YÖK Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve CHP, eşi başörtülü biri Çankaya’ya çıkmasın derdindeydi. Yani askerî bir darbeye yeşil ışık yakmışlardı. 27 Nisan 2007’de e-Muhtıra verildi. O zamanlar da darbe olmaz, asla deniyordu.
Nedense seçilmiş meşru hükûmeti seçim dışı yollarla devirmek için yeniden laflara, yazılara başladılar. Önce Canan Kaftancıoğlu seçim ya da başka şekilde dedi. Valla başka şekilde dediğiniz anda akla sadece darbe gelir.
Peşinden Ragıp Zarakolu “Makus Kaderden Kaçış Yok” diye bir yazı yazdı. Açık açık “Erdoğan’ın sonu Menderes gibi olacak” dedi. Yazının tam olarak söylemek istediği buydu. Her ne kadar kıvırmaya çalışsalar da istedikleri şey Erdoğan’ın askerî bir darbeyle devrilmesi.
Neden böyle yapıyorlar? Çünkü hükûmet koronavirüs sürecini iyi yönetiyor. Hem sağlık hem yardım anlamında bu süreç en az hasarla atlatılacak. Anketler de hükûmete olan güveni gösteriyor. Muhalefet de bunu görüyor. O yüzden ortamı germesi gerekiyor. Akıl dışı iş ve yorumlarla hep şikâyet ettikleri kutuplaşmaya hizmet ettiler.
Üstelik bilmedikleri bir şey daha var. 27 Mayıs ve darbeler Türk sağında -muhafazakâr, milliyetçi, dindar ve mukaddesatçı- travmatik durumlar meydana getirmiştir. Menderes’ten sonra Demirel de Özal da hep bu darbe hayaletiyle yaşamıştır. Erbakan da Erdoğan da darbe tehdidine maruz kalmışlardı.
CHP ve sol cenah sürekli bu yarayı kaşıyorlar. Hâlbuki Türk sağcısı 1960’lardan beri darbe dendiğinde ruh hâli kasvetleşiyor. Seçimler işe yaramıyor mu diye düşünüyor. "İktidar olduk ama muktedir olamadık" algısı oluşuyor.
CHP ve muhalifler geçen sene halkın gerekirse sol partiye de oy verebileceğini görmüş oldular. Burada yürüyeceklerine hâlâ darbe imalarıyla zaman kaybediyorlar. Başta Erdoğan olmak üzere en tepeden en alta siyasiler tepki verince de, AK Parti’yi suçluyorlar. AK Parti yüzde 60 oy da alsa muhalefet darbe iması yaptığında hukuki cevabını alacaktır. “Canım AK Parti darbe diyerek oyunu konsolide etmek istiyor” sözleri anlamsızdır.
CHP dendiğinde hepimizin aklına darbeler geliyor. Eğer CHP böyle şeylerin konuşulmasını istemiyorsa seçim dışı yolları asla işaret etmemeli. Ederse de şunu bilmeli ki, 1960 şartlarında değiliz. Halk artık sokağa çıkarak bu tür darbecilere gerekli müdahaleyi yapar.
Ayrıca bu tür söylentiler TSK’ya da zararlı. Türk ordusu Suriye, PKK bir sürü meseleyle uğraşıyorken darbe imaları askerimize büyük hakarettir. Ha, TSK içindeki kripto FETÖ’cüler bir şeyleri kaşıyorsa onlar için de hukuk zaten gereğini yapıyor. Bundan kaçış yok.
27 Mayıs bu toplumun zihninde kepaze bir olaydır. Menderes’in idamını kimse unutmuyor. Bu açıdan kimse darbe iması yapmamalı. Yapan açık suç işliyordur. Elbette hepimiz tek bir darbeci kalmayana dek mücadelemizi demokratik zeminde sürdürmeye devam edeceğiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.