Kazakistan’daki olaylar yeni 'Orta Asya Baharı' mı?

A -
A +

Dışarıdan bakınca sanki "Arap Baharı"nın yeni bir versiyonunu yaşıyor gibisiniz. Araplar asla yönetimlere isyan etmez deniyordu. Tunus’ta 2011’de bir işportacının kendini yakmasıyla başlayan olaylar hızla bütün Orta Doğu ülkelerine yayılmıştı. Hüsnü Mübarek görevden indi. Kaddafi öldürüldü. Suriye’de Esad Rusya’nın yardımıyla iktidarda kalmıştı. Körfez ülkeleri de halka büyük paralar dağıtmış ve koltuklarını korumuştu. Sonuçta öyle ya da böyle bir isyan dalgası oluşmuştu... 

Şimdi acaba aynısı Kazakistan ve dolayısıyla Orta Asya’da olur mu? Kazakistan'da akaryakıt zammı ile başlayan protestolar şiddetini artırarak ülke geneline yayılıyor. Kazak Cumhurbaşkanı Tokayev zamları geri aldı ve hatta indirim de yaptığı hâlde isyanlar durmadı!.. 

İçinde yaşadığımız zaman diliminde iletişim hızlı. Herkese telefon var ve başka ülkelerde olan biten gelişmeler anında öğreniliyor. İnsanlar başka ülkelerdeki hayatları da görebiliyor. Kazakistan’daki bir demokrasi isteği mi onu henüz bilmiyoruz. Olayların arkasında başkaları var mı, şu anda bir şey söylemek için erken.

Nitekim Kazak Cumhurbaşkanı Tokayev askerî iş birliği yaptığı ülkelerden yardım istedi. Dün bunları yazarken Rus askerleri Kazakistan’a doğru yola çıkmışlardı. İddialara göre Rus nüfusunu bahane ederek Ukrayna'ya müdahale eden Rusya, şimdi de aynı taktikle Kazakistan'a girmeye çalışıyor. Tabii altını çizelim, bu bir iddia. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kazakistan’la ilgili yaptığı açıklamalar hayli ilginç! Putin geçen ay televizyonda yayımlanan bir konuşmasında “Kazakistan, kelimenin tam anlamıyla Rusça konuşulan bir ülkedir” demişti.

Kazakistan’da nüfusun yüzde 20’sini Rus azınlıklar oluşturuyor. Rusça ülkede resmî dil ama Kazak yetkililer Rusçanın kullanımının ikinci plana atılmasına yönelik çalışmalar yapıyordu. Rus milliyetçiler ise Rusçanın statüsünün değiştirilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Öte yandan 7 sene önce yapılan bir kamuoyu araştırmasında da nüfusun dörtte üçü Rusya’nın bir parçası olmak istediklerini ifade etmişti... 

Şimdi bunların hepsi bir bahane olabilir? Putin yönetimindeki Rusya askerî güç kullanarak Suriye, Orta Asya, Ukrayna vb. yerlerde bayağı ilerleme sağladı. Hatta oradaki yönetimlerin kalmasına ya da gitmesine bile vesile oldu. 

Ukrayna’da ayrılıkçılara liderlik eden Rus parlamentosu üyesi Alexander Boroday, “Rusya’nın güç göstermesi gerekmiyor ama gücünün olduğunu bildirmesi icap ediyor. Zayıfa saygı duyulmaz. Alexander III’ün dediği gibi Rusya’nın müttefiki ordusu ve donanmasıdır. Başka kimse onun doğal müttefiki değildir” dedi. 

Rusya’da böyle bir bakış açısı var. Rusya’nın kendi ordusu ve donanması dışında kimse müttefiki değildir diye. Rusya da kartlarını buna göre oynuyor. 

Eurasiareview.com sitesinde James M. Dorsey imzasıyla bir makale yayımlandı. Makalenin başlığı, “Kazakistan Rusya’nın yeni Ukrayna’sı mı?” Rusya’nın Ukrayna’daki Rus nüfus üzerinden ülkeye müdahale ettiği ve desteklediği ayrılıkçılar sayesinde ülkenin belli bölümlerini merkezî idareden kopardığına işaret edilen makalede, Kazakistan’ın da benzer özellikler taşıdığı dile getirildi. 

Yakın zamanda olayları daha iyi anlarız. Zbigniew Brzezinski 1978’de Afganistan’daki İslamcılara el altından para ve silah verdiğinde bu durumun Sovyetler’i askerî müdahaleye mecbur bırakacağını söylemişti. Sovyetler aslında "kendi Vietnam’ı"na sürüklüyordu. Bir şeyin daha olacağını biliyordu: Domino etkisi oluşturmak!.. Afganistan’daki isyan bütün Türki Cumhuriyetlere sirayet edecek ve 40 milyon Müslüman başkaldıracaktı... 

Tarihin cilvesine bakın ki, 2021’de Afganistan’da yönetim değişikliği oldu. Sonra Kazakistan’da isyanlar başladı. "Domino etkisi olacak mı?" göreceğiz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.