Olağan şüpheli: IŞİD

A -
A +

Ankara'da gerçekleşen korkunç katliam sonrası, bu saldırıyı düzenleyen örgütün kim olduğu konusunda şüpheler bir adreste yoğunlaşmaya başladı: IŞİD... Üst düzey yetkililer soruşturmanın IŞİD üzerinde yoğunlaştığını doğruluyor ve hatta Suruç bombalaması ile direkt bir bağlantı kurulabileceğini de ifade ediyor. Bombacılardan bir tanesinin Suruç bombacısı Abdurrahman Alagöz'ün abisi olduğu ihtimali yetkili merciler tarafından dile getiriliyor.

IŞİD'in olağan şüpheli olması şaşırtıcı değil. İntihar bombalı saldırılar örgütün sık kullandığı yöntemlerden biri. Rojava'da YPG ile uzun süredir savaşan örgütün hedef listesinde HDP olduğu malum.

Ancak birçok kişi bu ihtimale karşı makul bir soru soruyor: Örgüt neden bu eylemleri üstlenmedi?..
IŞİD'in vahşi infazlar üzerinden propaganda yapma, barbarlığı PR'a dönüştürme stratejisi
ortadayken, neden IŞİD düzenlediği bir saldırıya sahip çıkmıyor?

Burada iki ihtimalden bahsetmek mümkün:

1- Suruç katliamını IŞİD'in neden üstlenmediğini sorduğum bir üst düzey yetkili bana o dönemde şöyle bir ihtimalden bahsetmişti: IŞİD henüz dinamikleri çözülmemiş, kapalı bir kutu. Lakin emir komuta hiyerarşisi içinde hareket ettiğine dair güçlü bir emare de yok. Yani Suruç katliamı örgüte bağlılık belirten kişilerce yapılmış olabilir ancak bu eylemin dizaynı üst düzey IŞİD komutanları tarafından yapılmamış olabilir. IŞİD'in lokal hücreleri bu korkunç saldırıyı ana komutanlıktan bağımsız planlamış ve uygulamış olabilir.

Bu bir ihtimal. Ancak saldırganın IŞİD bağlantısının çıkması üzerine, IŞİD bu eylemi yine de üstlenebilirdi. Günün sonunda bu korkunç ve adi saldırıdan gurur duyacak barbarlıkta bir örgütten bahsediyoruz.

Burada ikinci ihtimali dillendirmekte fayda var.

2- Washington Post'un Orta Doğu muhabiri Liz Sly'ın hatırlattığı bir ihtimal bu. IŞİD özellikle Suriye iç savaşında dünya kamuoyunda şu an sahip olduğu bilinirliliği edinmiş olsa da, kökeni Irak'ta, Amerikan müdahalesi sonrası dönemde aranması gereken bir örgüt. Irak el-Kaidesi olarak, Amerikan müdahalesi sonrası bir "direniş" unsuru olarak çıkan örgüt, sadece el-Kaide militanlarından değil, aynı zamanda Baas rejiminin eski subaylarından da oluşuyordu.

Bu dönemde, yani 2004-2005 yıllarında Irak'ta benzer bombalı saldırılar yapan örgüt bu saldırıları üstlenmiyordu. Saldırı sonrası kamuoyu saldırıyı kimin yaptığı şüphesi ile bölünüyor, bu bir gerilim, kaos ve elbette bölünme oluşturuyordu.

IŞİD aynı stratejiyi şu an Türkiye'de izliyor olabilir mi?

Bu sorunun cevabına muhtemelen soruşturma süreci tamamlandığı zaman yaklaşacağız.
Ancak terörün oluşturmak istediği korku, güvensizlik, gerilim, bölünme ortamına, Türkiye'de bilerek veya bilmeyerek hizmet eden birçok grup var. Siyasetçiler, kamuoyu önderleri, gazeteciler...

IŞİD'in kan üzerine inşa ettiği bu terör stratejisine hizmet etmenin açıklanabilir bir tarafı var mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.