Tayland Kralının cenazesi

A -
A +
Bugün rahmet ve minnetle andığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere hediyesi olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94. yılını milletçe haklı bir coşkuyla kutluyoruz. Dünyanın başka yerlerinde de farklı milletlerin gündemlerini farklı konular oluşturuyor. Bu hafta dünyanın gözü eski adı Siyam olan Tayland Krallığının üzerindeydi.
Tayland’ın 13 Ekim 2016’da, 70 yıl ile dünyada en uzun süre tahtta kalan ve 88 yaşında, vefat eden kralı Bhumibol Adulyadej için ilan edilen bir yıllık yas süresi doldu ve beş gün süren cenaze töreni başkent Bangkok’taki Dusit Sarayı’nın salonunda yapılan Budist ritüeliyle, resmî olarak çarşamba günü başladı.
Törenler öncesi bir yıl boyunca düzenlenen hemen her gün üçer kez her biri iki buçuk saat süren Budist veda ayinlerine gruplar hâlinde katılmak isteyen Taylandlılar, ülkede yaşayan yabancılar ve davetliler kralın mumyalanmış cesedi önünde saygı sunmuşlardı. 32 ülkenin resmî heyetlerinin katılacağı önceden bildirilen merasime ise İngiltere Prensinden, ABD Savunma Bakanına, Fransa Dışişleri Bakanından, dünyadaki birçok kraliyet ailesinin üyelerine kadar temsilciler katıldılar. Cenaze töreninde ülkemizi Başbakan Yardımcısı Fikri Işık ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker temsil ettiler.
Cenaze töreni için inşa edilen altın kaplama krematoryumun yapımı 10 ay sürdü. Defalarca provası yapılan törenler sabahın erken saatinden gece yarılarına kadar muazzam bir titizlik ve düzen içinde gerçekleşti. Kral Bhumibol’un naaşı krematoryumda yakılarak külleri ertesi güne kadar burada muhafaza edildi. Küller, daha sonra kraliyet sarayı ve iki ayrı kutsal sayılan tapınaklarına taşındı.
Tayland halkı samimi bir sevgi ile baba gibi gördükleri Kralın cenazesinde gönüllü olarak hiçbir ücret almadan çalışmak için âdeta yarıştılar. Etkinliklerde trafiği düzenlemeye destek vermekten, çiçek dağıtımına, toplanılacak alanların temizlenmesinden, düzenlenmesine, konuklara ve turistlere yardımcı olmaktan, yiyecek hazırlamaya kadar her göreve iki milyon Taylandlı gönüllü başvurmuş.
Asıl yakma töreninin gerçekleşeceği alanın maksimum 171 bin kişi alabileceği duyurulmuştu. Kalan milyonlarca insan için 9 ayrı noktada gün boyu dolup taşan sembolik yakma törenleri düzenlendi. Ayrıca 60’a yakın tapınak ve noktada insanların vefat etmiş krallarına saygılarını sunmak ve çiçek bırakmaları için mekânlar hazırlandı. New York ve Londra dâhil Taylandlıların yaşadığı dünya metropollerinde de eş zamanlı törenlerle birlikte katılımın beş milyonu aştığı tahmin ediliyor. 1 yıldır hazırlıkları süren bu cenaze merasiminin hazırlıkları son bir ayda başkent Bangkok’ta trafiği bazen felç edecek duruma getirirken, gerçek törenlerin düzeni, trafik sorunu yaşanmaması ve turistlerin etkinlikler hakkında uyarılması küresel medya tarafından da takdirle karşılandı.
Eski kralın gördüğü ilgi ve sevgiyi ve tuttukları yası görünce Tayland halkının Krala sanki kutsalmış gibi baktığını söyleyebiliriz. Törene katılanlar gibi mağaza vitrinlerindeki mankenlerin bile siyah elbiselere büründürülmüş olmaları dikkat çekiciydi. Yetmiş yıl tahtta oturup kendini bu kadar sevdirebilen bir Kral olmak kolay olmasa gerek. İsviçre’de eğitimini alan ve Kral olan kardeşinin vefatıyla 1946 yılında tahta geçen Adulyadej o kadar çok siyasi karmaşa ve toplumsal dönüşümün içerisinde yaşadı ki, herhâlde tarihte çok az insana nasip olur böylesi bir ömür ve saltanat. Aynı İspanya Kralı gibi mutlakiyet rejimi yerine demokratik monarşiyi destekleyen Kral Adulyadej çok defa askerî darbelerle ve devamında gelen gerilim ve çatışma ortamlarıyla mücadele etti. Tahta oturduğu ilk 7 yılında askerî cunta iktidardaydı, sonrasında başka bir General Sarit Dhanarajata yönetime el koyuyordu. Kral askerî diktalarla kavga etmek yerine hep halkına yakın olmayı tercih ederek ve ülkeyi gezerek birçok bölgeye dokunmuş, altyapı yatırımlarına öncülük ederek devamında da desteğini esirgememişti. Son bir yıldır tahtına oğlunun geçmiş olmasına rağmen ülkenin her yeri hâlâ geçen sene vefat eden Baba Kral ve eşinin fotoğrafları ile süslü. Farklı siyasi hareketlerin iktidarlarında yaptıkları birçok altyapı projesine de kralın adını vermeleri sürpriz değil çünkü kral ülkenin farklılıklarının ortak bileşeni hâline gelmiş.
1973 yılında askerler demokrasi yanlısı göstericilere ateş açtığı zaman, halkın sarayına sığınmalarına izin veren Kral tahtını vatandaşlarının gönlüne de taşımış. Siyasi iktidarlardan ve cuntalardan bağımsız olarak halk Kralına her zaman farklı bir gözle bakmış. Ne olursa olsun güncel siyasetten bağımsız bir figür olduğuna ve halkı için yaşadığına inanmış. Bir “aziz” gibi görmelerinin baş nedeni de bu olsa gerek.
Son yayınlanan PwC raporu, 2050 yılında Türkiye dünyanın 11. en büyük ekonomisi olurken bugün nüfusu 60 milyon civarında olan Tayland'ın ise 25. sıraya yükseleceğini öngörüyor. Tarih boyunca kırsal bir tarım toplumu olan Tayland’ı sanayi ve turizm devrimi ideali ile modernize etme çabaları ve katettiği yol onu ülkesi için “ölümsüz” bir şahsiyet olarak iyice milletinin hafızalarına kazımış.
Bu cenaze merasimi ve gösterilen sevgi bize Rahmetli Özal’ın vefatını hatırlattı. Tabii ki muhalifleri ve sevmeyenleri de vardı. Ama halkının gözünde önemli bir devlet adamıydı. Başlattığı ve yaptığı birçok proje ve atılım halkın gözünde değerini bulmuştu. Cenazesi İstanbul’da defnedilirken milyonlarca insan caddelere, sokaklara sığmadı. Samimiyetle hizmet eden devlet adamlarını milletleri dünyanın neresinde olursa olsun unutmaz. Son kez ona karşı bir vefa duygusuyla gözyaşlarıyla cenazesine giderler. Büyük adamların cenazeleri de büyük olur.
Menderes ve Özal gibi liderlerin adını duyduğumuzda bizler nasıl hayırla yâd ediyorsak, Taylandlıların da Bhumibol Adulyadej adını gelecek nesillere öğreteceklerinden şüphemiz yok.
Hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.