Ne istediniz de vermedi!
13 Şubat 2017 02:00
Nazım Hikmet'e vatandaşlık istiyorlardı, verdi.
1 Mayıs tatil ilan edilsin diyorlardı, ilan etti.
Taksim 1 Mayıs kutlamalarına açılsın diyorlardı, açtı.
Harçlar kaldırılsın diye üniversiteleri karıştırıyorlardı, kaldırdı.
Kürtçe eğitim istiyorlardı, enstitüler, bölümler kurdurdu.
Dersim Dersim diyorlardı, devlet adına özür diledi.
Hülasa Erdoğan sol ve seküler kesimin bütün oyuncaklarını ellerine verdi.
Ama onlar ne yaptı? Kalkıp Gezi'yi peydahladılar.
***
1 Mayıs tatil ilan edilsin diyorlardı, ilan etti.
Taksim 1 Mayıs kutlamalarına açılsın diyorlardı, açtı.
Harçlar kaldırılsın diye üniversiteleri karıştırıyorlardı, kaldırdı.
Kürtçe eğitim istiyorlardı, enstitüler, bölümler kurdurdu.
Dersim Dersim diyorlardı, devlet adına özür diledi.
Hülasa Erdoğan sol ve seküler kesimin bütün oyuncaklarını ellerine verdi.
Ama onlar ne yaptı? Kalkıp Gezi'yi peydahladılar.
***
Başörtülüler üniversitelere, liselere giremiyordu, kapıları açtı.
Milletvekili seçilemiyorlardı, seçtirdi.
Üniversitelere girişte katsayı diye bir garabet vardı, tarihe gömdü.
Dindarlar sindirilmişti, öz güven kazandırdı.
Askerî vesayet vardı, bitirdi.
Hülasa Erdoğan, eski devletin yasaklı saydığı bütün alanları darmaduman edip millete özgürlük yolunu açtı.
41 yıldır Taksim'e camiyi konuşuyorduk. Çok şükür onu da hallediyor.
Geriye bir tek Ayasofya'yı ibadete açmak kalıyor...
Yıllarca Taksim Camii aleyhine manşetler atıp "Sakın haa!" diye parmak sallayanlara ve gereksiz tartışmalarla memleketin enerjisini boşa harcayanlara kapak olsun!
Milletvekili seçilemiyorlardı, seçtirdi.
Üniversitelere girişte katsayı diye bir garabet vardı, tarihe gömdü.
Dindarlar sindirilmişti, öz güven kazandırdı.
Askerî vesayet vardı, bitirdi.
Hülasa Erdoğan, eski devletin yasaklı saydığı bütün alanları darmaduman edip millete özgürlük yolunu açtı.
41 yıldır Taksim'e camiyi konuşuyorduk. Çok şükür onu da hallediyor.
Geriye bir tek Ayasofya'yı ibadete açmak kalıyor...
Yıllarca Taksim Camii aleyhine manşetler atıp "Sakın haa!" diye parmak sallayanlara ve gereksiz tartışmalarla memleketin enerjisini boşa harcayanlara kapak olsun!
-Yıl 1987. Türkiye gazetesi. Manzarayı böyle özetlemişiz-
Sorumluluk!
Çarşamba günü El-Bab'da 5 şehit verdik. Ertesi sabah 5 askerimizin daha şehit olduğu yönünde haber geldi. Öğleye doğru da "1 şehit 11 yaralı var" denildi.
Akşamüzeri ise Genelkurmay tarafından Rusya jetlerinin kazaen 3 askerimizi şehit ettiği bilgisi paylaşıldı.
Olay sabah 08:40'ta cereyan etmişti. Resmî açıklama ise 17:50'de yapıldı. Bu "gecikme" yüzden kafalar karıştı. Bazı siteler gün içinde 9 şehidin olduğunu bile yazdı.
Birkaç ay önce Diyarbakır'da düşen jetimizle ilgili İHA, verdiği 'erken' haberden dolayı Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı tarafından sorumsuzlukla suçlanmıştı.
Peki... 9 saat bekleyip yalan yanlış bilgilerle bir hadisenin maniple edilmesine yol açmaya ne diyelim?
Akşamüzeri ise Genelkurmay tarafından Rusya jetlerinin kazaen 3 askerimizi şehit ettiği bilgisi paylaşıldı.
Olay sabah 08:40'ta cereyan etmişti. Resmî açıklama ise 17:50'de yapıldı. Bu "gecikme" yüzden kafalar karıştı. Bazı siteler gün içinde 9 şehidin olduğunu bile yazdı.
Birkaç ay önce Diyarbakır'da düşen jetimizle ilgili İHA, verdiği 'erken' haberden dolayı Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı tarafından sorumsuzlukla suçlanmıştı.
Peki... 9 saat bekleyip yalan yanlış bilgilerle bir hadisenin maniple edilmesine yol açmaya ne diyelim?
"Sinirli" mikrofon!
Türkiye'de 800 civarında radyo istasyonu var. Radyocular, her gün milyonlarca kişiye ulaşıyor.
Fatih Belediyesi işin önemine varmış olmalı ki, 5 yıldır "Sihirli Mikrofon" adı altında radyo ödülleri dağıtıyor.
Ödüllerin sonuncusu geçtiğimiz günlerde Zorlu Center'da sahiplerini buldu. İhtişamlı, güzel bir tören düzenlendi. Radyocular sahnede Belediye Başkanı Mustafa Demir'e bol bol teşekkür etti. Biz de tebrik ediyoruz.
Lakiiiin...
Bir radyocu dostumuz duygularımıza olan tercüman bir mail atmış.
Ödüllerin sonuncusu geçtiğimiz günlerde Zorlu Center'da sahiplerini buldu. İhtişamlı, güzel bir tören düzenlendi. Radyocular sahnede Belediye Başkanı Mustafa Demir'e bol bol teşekkür etti. Biz de tebrik ediyoruz.
Lakiiiin...
Bir radyocu dostumuz duygularımıza olan tercüman bir mail atmış.
Diyor ki:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Kızıl Sultanın torunu' diyen Ekin Radyo'ya ödül verdiler. 'Aday değildik niye bize ödül veriyorsunuz' demelerine rağmen... Hanedan üyesi Nilhan Sultan'ın 'Yozgat dedemin toprağıdır' sözüne hakaret yağdıranların kampanyasını yürüten Yozgat FM'i ödüllendirdiler... Sahne şovunda yarı çıplak dansçılar çıkardılar."
Ödül veren STK değil, belediye. Düşünün CHP'li bir belediyenin bizim mahalleden bir radyoya ödül verdiğini... Üstelik de zorla. Mümkün mü?
Bu arada Beykoz Belediyesi de CRR'de radyo ödülleri dağıttı. Fatih Belediyesi'nden iki gün sonra...
Ödül veren STK değil, belediye. Düşünün CHP'li bir belediyenin bizim mahalleden bir radyoya ödül verdiğini... Üstelik de zorla. Mümkün mü?
Bu arada Beykoz Belediyesi de CRR'de radyo ödülleri dağıttı. Fatih Belediyesi'nden iki gün sonra...
Ne gerek var?
Reziller!
"Darbukatör Baryam" ile "Yozdil", Halk TV'de Nilhan Osmanoğlu'na ağızlarından salyalar aka aka hakaret etti. Her fırsatta ahlâk dersi vermeye kalkanların "Hoop ayıp oluyor beyler" dediğini duydunuz mu?
*
NTV'de program yapan bir tıp 'Prof'u, "11 yaşındaki kızlar çıtır olur" dedi. Hürriyet'in kadın yazarlarının onun için de bir şeyler söylediğini okudunuz mu?
NTV'de program yapan bir tıp 'Prof'u, "11 yaşındaki kızlar çıtır olur" dedi. Hürriyet'in kadın yazarlarının onun için de bir şeyler söylediğini okudunuz mu?
*
Peki, cemevinde engelli bir çocuğun çıkardığı yangını "Erzincan'da cemevini ateşe verdiler" diye paylaşan Cumhuriyet gazetesine, bu provokatörlüğünün hesabını soranı gördünüz mü?
Peki, cemevinde engelli bir çocuğun çıkardığı yangını "Erzincan'da cemevini ateşe verdiler" diye paylaşan Cumhuriyet gazetesine, bu provokatörlüğünün hesabını soranı gördünüz mü?
*
Onlar cici gazeteci, onlar iyi sanatçı, iyi doktor, iyi gazete...
Onlar cici gazeteci, onlar iyi sanatçı, iyi doktor, iyi gazete...
Gerisi tu kaka öyle mi...
Yok ya! Reziller sizi...
İki cümle ile…
Sayın Bahçeli’nin grup konuşma metnini kim yazıyorsa tek geçiyorum:
"Eli kanlı 'Aydınlık'çılar, 'Sözcü'ler, 'Fitne Çağcı'lar, 'Cumhuriyet'ten geçinen fesat yuvaları..."
***.
"Eğer Perinçek ve Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olursa, kesinlikle ve istisnasız Sayın Erdoğan’ı tercih edebileceğimizi herkes bilmeli ve kafasına sokmalıdır."