Diyanet'i böyle 'hedef' gösterdik!

A -
A +
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, geçen gün üstü örtülü olarak TGRT ve Türkiye gazetesinin haberlerine temas edip "Başkanlığımıza ve hizmetlerimize yöneltilen kötü kampanyalar ve itibarsızlaştırma faaliyetleri var" dedi.
Biz ne yapmışız diye şöyle bir arşive baktım. Önceki senelere gitmeye hiç gerek duymadım. Yılbaşından bu yana çıkan haberleri inceledim. Hemen her gün Diyanet "hedef"imizde yer almış.
Sütunlarımızda kuruma birçok gazeteden daha fazla yer vermişiz.
Mesela:
Bazı niyeti bozuklar, 39 kişinin katledildiği Reina katliamının faturasını Cuma hutbesinden dolayı Diyanet'e kesmeye kalkarken, en okkalı reddiyeyi biz yayınlamışız. Tarihteki hutbe örneklerini yayınlayıp, katillerle dindarları eş tutmaya kalkan alçakların maskesini indirmişiz.
Diyanet, DEAŞ’a karşı 11 hutbe yayınlamış. Bunları isabetli bulup, okurlarımızla paylaşmışız.
Diyanet, "Cemaatlere 5 altın öğüt" vermiş, bunları anlatmışız.
"Diyanet İşleri hizmet anlayışını değiştirdi. İmamlar muhtar oluyor" demişiz.
"Diyanet el attı, ezan sesi 80 desibeli geçmeyecek" demişiz.
"Diyanet yurt dışındaki gurbetçilerin çocuklarına dinî ve millî eğitim verecek" demişiz.
"Diyanet İşleri Başkanlığı, cezaevlerinde yürüttüğü manevi rehberlik hizmetleriyle koğuşları âdeta bir okul ve mescide dönüştürüyor" demişiz.
"Diyanet İşler Başkanlığı rapor hazırladı. Batı ülkelerinde İslam’a ve camilere karşı yapılan saldırılarla ilgili hazırladığı bu rapor yaşananların korkunç boyutunu gözler önüne serdi" demişiz.
"Millî Eğitim ve Kültür Bakanlıkları, FETÖ yayınlarından çıkan zararlı kitapları imha edecek. Özel bir kurul oluşturan Diyanet ise temizlikle kalmayıp dinde yapılan tahrifatları ortaya koyacak" demişiz.
Liste uzayıp gidiyor...
Bunların hepsi bizim özel haberlerimiz ve Diyanet'in internet sitesinde gün gibi duruyor. Dileyen bakabilir.
Bu gazete Diyanet'i itibarsızlaştırma gibi yanlışın içinde olmadı ama yanlış gördüğünü de söylemekten çekinmedi.
Ama şahsınız, yapıcı eleştiriye hakaret ve ithamla cevap verdiniz; karşılığını aldınız.
Tartışmanın özü budur!
 
 
 
Kumanda çocuklarda
 
Dikkatimi çekti. Ulusal kanallar arasında en çok izlenen 100 programdan 25'i TRT Çocuk'a ait.
Bu, şu demek: Evde kumandaların sahibi çocuklar.
Tabii TRT Çocuk'un hakkını da yememek lazım.
Gerçekten çok güzel program ve animasyonları var. Bizim evin favorisi Rafadan Tayfa... Bir ay boyunca adı "Ramazan Tayfa" oldu.
Çocukluğumuz He-Man, She-Ra, Batman, Tsubasa, Ninja Kaplumbağalar gibi yabancı yapımlarla geçti.
Bizim çocukların ise İstanbul'un ortasında maceradan maceraya koşan çok sahici sanal arkadaşları var.
Kahramanların isimleri Hayri, Kamil, Akın, Mert... "Kişinin ana vatanı çocukluğudur" demiş bir düşünür. Ana vatanında ana vatanından renkler görmek çok önemli...
 
 
Uçak krizi
 
Geçen hafta Erdoğan'ın uçağına binen gazetecilerin listesini çıkarmıştım. Epeyi ilgi gördü.
"Beni niye böyle yazdın" diye şikâyet edeni de oldu, "Kaç defa bindim, beni niye görmezden geldin" diyeni de...
Bir diğer dostumuz "Kadir Demirel her geziye katılır, onu yazmamışsın" diye not düştü.
İlginç bir çıkış bir başka gazeteci arkadaştan geldi: "Abi Turgay Güler'in nereye oturduğunu yazmışsın ama Hakan Çelik'i görmemişsin. Erdoğan'ı her gördüğü yerde selfie çekmeye çalışması hatta en ciddi uçak sohbetlerinde bile bunu yapması da benim dikkatimi çekiyor."
Çelik'in Erdoğan ile selfiesini bulamadım. Fakat makam uçağı önünde çok sayıda çekilmiş fotoğrafı var.
Posta'yı temsilen Çelik'in yerine Erdoğan'ın Brüksel gezisine bu sefer genel yayın yönetmeni Rifat Ababay katıldı. Bence çok renkli oldu.
 
 
27 Mayıs'ın acısı
 
27 Mayıs darbesinin üzerinden 57 yıl geçti. Fakat milletin sinesinde acısı taze. O kahrolası darbeye sebep olanlar ve çanak tutanlar unutuldu gitti.
Bunlardan biri olan solcuların kalem babası Çetin Altan, darbeden sonra Demokrat Partililere "Devleti istismar eden iktidar çetesi!" diye saldırmıştı.
Hele Halit Kıvanç... Bugün yüz yaşını vurmuş bu "pir-i fani" darbeden bir hafta sonra Milliyet'teki köşesinde askerî yönetimi köşesinde şöyle selamlamıştı: "Bayram içinde bayram. Yıllardır böylesine ağız tadı ile bayram kutlamamıştık. 27 Mayıs sabahı doğan güneş gözlerimizi hâlâ kamaştırıyor. Öyle bir güneş ki Hürriyet âşıklarını, Atatürk çocuklarını, Cumhuriyet bekçilerini iliklerine kadar ısıtıyor da..."
Adnan Menderes ve arkadaşlarını ipe gönderenlerin çocukları aynı şeyi 15 Temmuz'da Erdoğan için denedi ama bu sefer başaramadı.
Hiç şüpheniz olmasın. Bugün seçilmiş iktidara köşelerinden öfke kusanlar, kalkışma başarılı olsaydı FETÖ'yü elleri patlarcasına alkışlayacaktı. Dün olduğu gibi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.