"Türk Soykırımı Günü" ilan edilsin...

A -
A +
Elinize bir dünya haritası alın.
Parmağınızı Anadolu'nun ortasına koyun.
Akdeniz'den Kuzey Afrika'ya, Ege kıyılarından Adriyatik'e, Balkanlar'dan Karadeniz'in kuzeyine, Hazar'dan Orta Doğu'ya, Arap Yarımadası'dan Orta Asya'ya oradan da Çin'e kadar gezdirin bir koçbaşı çıkacaktır.
İşte el sürdüğünüz bu coğrafyalarda Türklere dair izler ve hatıralar bulur; hangi ülkeye dair araştırma yapsanız mutlaka Türklerin maruz kaldığı soykırım, katliam ve sürgün gibi acı hadiselere rastlarsınız.
Hangisini sayalım.
Mesela Yunanların gerçekleştirdiği Mora, Girit ve Sakız adasındaki vahşetin bir örneği yoktur.
Girit'te bir gecede 30 bin Müslüman Türk'ü parçaladılar. Tripolitza katliamının elebaşlarından Kolokotronis'in "Üç gün boyunca askerlerimiz kadın, çocuk, erkek demeden Türkleri kesip öldürüyordu. O kadar ki, yukarı hisar kapısından, kasabanın merkezine kadar atımın ayakları cesetler yüzünden yere basamadı" sözü meşhurdur. Sakız Adasında tek Türk bırakmayana kadar kırıp geçirdiler.
Bulgarlar bir taraftan, Yunanlar bir taraftan, Sırplar öte yandan...
Bulgarların kurduğu Belene kampında tarihin en utanç verici hadiseleri yaşandı. Tuna Nehri Müslüman cesedi aktı.
Balkanlardaki milyonlarca Müslümanı eritip bitirdiler.
Ya Ruslar! Altay, Karaçay, Balkar, Tatar, Ahıska, Azerbaycan Türkleri "Moskof zulmünün" en şiddetlisini yaşadı. Öldüremediklerini Sibirya'ya sürüldüler. Yolda milyonlarcasını kırdılar.
Almanlar bile Sovyetleri işgalleri sırasında binlerce Balkar Türkü'nü çoluk çocuk demeden öldürdü.
Osmanlı esirlerin kurşuna dizildiği Hazar'daki Nargin adasındaki katliam, bir asır sonra KGB’nin arşivinden çıktı.
Rumların Kıbrıs mezalimi malum. Çin'in sistematik Uygur soykırımı sürüyor.
Katliam halkalarının en vahşilerine, en adilerine Anadolu'da bugün "Türkler soykırım yaptı" diyenlerin dedeleri imza attı.
Erzurum'da, Erzincan'da, Kars'ta, Muş'ta, Arpaçay'da, Aşkale'de, Bayburt'ta, Bitlis'te, Digor'da, Hınıs'ta, Hizan'da, Pasinler'de, Tortum'da, Tercan'da, Van'da, Maraş'ta, Zeytun'da toplu mezarlarda dramın izlerini görmek mümkün.
Bugün turistik bir yer hâline gelen Akdamar Adası, Ermenilerin Müslüman kadınları tecavüz edip öldürdüğü yerdi. Zulümden kaçan onlarca kadın Van Gölü'ne atlayıp intihar etti. Bu yüzden "İffet Adası" olarak anıldı.
Mısır'da İngilizlerin esir aldığı binlerce askerimiz ilaçlı havuzlara sokularak Ermeni doktorlar eliyle kör edildi.
Kurşuna dizilen, derisi yüzülen, bebeklerinin başı kesilen, kadınlarına tecavüz edilen, camilere doldurulup yakılan, sürülen, öldürülen biz; katliamla itham edilen de biz!..
Soykırımın patentini elinde bulunduranlar onlar, bizi suçlayanlar da onlar.
İlk biyolojik silahı Hawaii'de deneyenler; Cezayir'de, Irak'ta, Ruanda'da, Bosna'da oluk oluk kan akıtanlar; Avrupa'nın göbeğinde gaz odaları kurup insan eritenler; Afganistan'da keyif için sivil öldürenler onlar ama suçlanan biz!
Elbette bu dünya düzeninde haklı olmak yetmiyor. Güçlünün borusu ötüyor.
Onlar suç bastıracak, bildiğini okuyacak.
Biz de hakikati anlatacağız. Ama önce evlatlarımıza...
Ama unutuyoruz.
Bu yüzden bir sembolik tarih seçilmeli, o gün "Türk Soykırımı Günü" ilan edilmeli.
Mazlum milletimizin ve mağdur soydaşlarımız aziz hatıraları hatırlanmalı, vahşiler telin edilmeli.
Yoksa bugün terör örgütlerine karşı beka meselesi olarak gördüğümüz ve mücadele ettiğimiz adımları bile ileride kullanacaklarından şüpheniz olmasın.
Tıpkı Ermeni soykırımı yalanı gibi...
 
 
600 gün
 
Diyarbakır'da anneler inanılmaz bir mücadele veriyor.
Tam 600 gündür HDP binası önünde evlatları için eylem yapıyorlar...
Bu, örneğine az rastlanır bir duruş, çok güçlü bir haykırış.
Elimizden geldiği kadar sütunlarımızda onların sesi olmaya çalışıyoruz.
Fakat ağızları açılınca "barıştan, kardeşlikten, terörün bitmesinden" bahsedenler onlarla ilgili kaç haber yaptı dersiniz?
Ben söyleyeyim: Bir elin parmaklarını geçmez!
Görmezden geldiler, kulak tıkadılar.
Yetmedi bir ‘kirli’ yazar "Diyarbakır Anneleri üzerinden alçak bir suikast düzenlemesi" diye yazdı.
Ama er ya da geç, bu kor yanmaya devam ettikçe anneler kazanacak!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.