Sömürge aklı mı sol akıl mı?

A -
A +
Yılmaz Özdil iki ay evvel "Rumlar öyle (rakı) meze(si) yapar ki kardeşim; Kıbrıs'ı veresin gelir" demişti. Bu sefer Ayşenur Arslan yaptı yapacağını. Kıbrıs Türkü’nün Kuvayı Milliyesi olan Türk Mukavemet Teşkilatı'nı suikastçı, illegal bir örgüt diye karaladı. Tepki gelince de özür dilemek zorunda kaldı. Yetmedi bir de "Sözlerimi Halk TV'yi susturmak için kullanıyorlar" diyerek sütre gerisine yattı. TMT kurulduğunda Kıbrıs'ın başında İngiliz Sömürge Valisi Sir Hugh Foot bulunur. Rumların kanlı örgütü EOKA, Yunanistan'ın desteği ile Türkleri adadan silmeye çalışırken, Türkler gücünü birleştirir ve TMT'yi kurar. İngiliz Vali, Sömürgeler Bakanlığı’na gönderdiği raporunda solcu oldukları için iki gencin TMT'ciler tarafından öldürüldüğünü söyler. Bahaneyle "Siyasi cinayet işliyorlar, yasa dışı ilan edilmeli" talebinde bulunur. Ancak bunu söylerken daha örgütün liderlerini bile bilmemektedir. TMT'ye yakıştırılan suikastçılık iddiası bir sol tezidir. Nitekim Sözcü'de Soner Yalçın da Ayşenur Arslan'a arka çıkarak "EOKA solcu Rumları, TMT de solcu Türkleri öldürdü" diye yazdı. Arslan'ın ve iddia sahiplerinin kaynağı İngiliz sömürge aklı mıdır bilemiyorum, ancak bu yaptıkları Yunanistan'ı ve Rumları sevindirmek, Kıbrıs mücahitlerinin haklı mücadelelerine kara sürmekten başka bir şey değildir.     Neden 28 Şubat?   Altı muhalefet partisi lideri Çankaya'da önceki akşam bir araya geldi. AK Parti cephesi, sosyal medyada acayip celallendi. Altılı fotoğrafı eleştirirken toplantıyı duymayanlara duyurdular, görmeyenlerin gözüne soktular. Neyse... Şüphesiz siyaseten önemli bir toplantıydı. Liderler ne konuştular, hangi konularda anlaştılar ya da ayrı düştüler; elbette herkes gibi ben de merak ediyorum. Ancak liderlerin mutabakat metnini 28 Şubat'ta paylaşacaklarını duyurmaları akıllarda oluşan bütün soruların önüne geçti. Öyle ya... Neden 28 Şubat? Niye muhafazakârların hafızasında derin izler bırakmış böylesi bir tarih tercih edildi? 12'si nere, 28'i nere? Niye 15 gün bekliyorlar? CHP lideri Kılıçdaroğlu "Hazırlıklar o güne ancak yetişecek" demiş. Bir iddiaya göre açıklama için 27 Şubat düşünülmüş, "Necmettin Erbakan'ın vefat yıl dönümü" diye vazgeçilmiş. İkisi de tatmin edici değil. Sağ blok ortakların "28 Şubat tercihiyle tartışma zemini oluşturarak mutabakat metnine dikkat çekmek" istediğini, CHP'nin ise fırsattan istifade "28 Şubat sabıkasını perdelemeyi" hedeflediğini tahmin ediyorum.   Ama nereden bakarsan bak, kötü bir tercih.   Aradığım program   Televizyon kanallarında dizi-tartışma programı kısır döngüsü bir türlü kırılamadı. Akşamları ekranlar yorumcu kaynıyor. Bir değil iki değil, haber kanallarının neredeyse hepsi öyle. Çoğu zaman kahve muhabbeti görünümündeki programlar nereye kadar sürdürülür gerçekten merak ediyorum. Ama bir vatandaş olarak ekranda doyurucu, kaliteli içerikler arıyorum. Onlardan birini cuma akşamı keşfettim. TRT Haber'de yayınlanıyor. İsmi, Sıcak Gündem. Programda, bir nevi haftalık panorama çiziliyor. Önce TSK'nın Suriye'deki gözlem noktasından yayın yaptılar. Oradan Kıbrıs ve TMT tartışmasına geçtiler. ABD-Çin çekişmesi, İngiltere Kraliçesinin 70 yıllık taht serüveni izlenmeye değer notlarla doluydu. Dosya konularının uzman görüşleriyle desteklenmesi; Washington, Londra, Pekin gibi merkezlerdeki TRT muhabirlerine bağlanılması programın haber kıvamını artırmış. Sıcak Gündem'in başında TRT'nin çiçeği burnunda Özel Haber Müdürü Zeynel Yaman var. İstihbarat müdürü de Niyazi Dölek. Eskiden bu tür programlar çok olurdu ama haber içeriği üretme işi Youtuber’ların inisiyatifine terk edildi. Haber kanalları yeniden dosya haberlere yönelmeli. Örnekte olduğu gibi...   İlanda İzmir modeli   Belediyelerin meclis kararları, bazı illerde Basın İlan Kurumu'nun öncülüğünde yerel gazetelerde yayınlanıyor. Hem kararlar tafsilatıyla okurlarla buluşuyor hem de ayakta kalma mücadelesi veren gazetelere bir nebze katkı sağlanıyor. Uygulama ilk olarak İzmir'de başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kararları yerel gazetelerde iki tam sayfa hâlinde neşrediliyor. Ankara ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi de karar aldı. İstanbul'da da kasım ayında Cumhur İttifakı teklif etti. Talep İBB Meclisinde kabul gördü. Karar çıktı fakat hayata geçmedi. İBB yönetimi geri gönderdi. Belediye yetkililerinin "Biz küçük bir ilan yayınlayalım devamına link verip internet sitesine yönlendirelim" şeklinde teklifte bulunduğunu duydum. "İzmir modeli"nin İstanbul'da da hayata geçmesi, meclis kararlarının yayınlanması önemli.   Bu nasıl hesap?   Üniversiteye girişte taban puan kaldırıldı. Cumhuriyet gazetesi şöyle bir başlık kullandı: Cumhuriyetle hesaplaşma! Karara bir kamyon dolusu eleştiri getirebilirsin. Niteliksizlik artacak, başarı düşecek, yurt ve barınma sorunu çıkacak, vakıf üniversiteleri para kazanacak... Say sayabilirsen… "Cumhuriyetle hesaplaşma" ne kardeşim, bu nasıl bir mantık? Hasta mısınız siz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.